O bir efsanedir…
Yattığınız/oturduğunuz yerden manzaranız sürekli değişiyor. Ne hoşa giden bir duygu! Ayrıca bu güzel bir seyahatin otoyoldan, trafikten ve gürültüden uzak ve doğayla iç içe olması da fevkalade…
ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri
arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri.
bulutların ardında gün yanmadan sönüyor,
höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor...
Eşsiz doğa manzaralarıyla Türkiye’nin en uzun tren hattı, 2000 kilometre uzunluğundaki ‘Doğu Ekspresi’ ile bir günlük bir yolculuk yaparak 12 şehir gezersiniz. Ancak, Haydarpaşa tren seferlerine kapanınca sadece Ankara, Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars. Başkenti doğu sınır şehrine götürüyor.
bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar,
uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu.
“şimendifer” parolasıyla Türkiye’de demiryolu ağı kurma emeli başlar. Osmanlı Devleti dönemindeki uğraşları yabana atmamak lazım ancak yeni başkent Ankara-Erzurum demiryolu hattı Nisan 1925’e dayanır. İsmet Paşa açılış konuşmasında ‘ilanihaye’ ve ‘namütenahi’ ifadelerini kullanır ancak Erzurum’dur bu nokta. Ve sonra kendileri der ki:
‘Ankara-Erzurum demiryolu mevcut olsaydı, Avrupa’nın Sakarya seferine girmesi şüpheli olurdu.’
neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,
ulukışla yolundan orta anadolu'ya.
Hat için Avusturya, İsveç ve Belçika şirketlerinden sonra millileşen şirketler…
nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi.
yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.
6 Eylül 1939 Çarşamba günü türkülere de konu olan Kara tren Erzurum’a gelir.
sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı,
güneşli bir havada yaylımız yola çıktı...
Ali Fuat Cebesoy, Nafia Vekili Erzurum İstasyonunun açılmasını ‘Yüksek şahsınızda Cumhuriyet Hükümetini tebrik ederken bu muazzam eserin tahakkukunda başlıca şerefi kazanmış olan büyük Türk milletine şükranımızı ifade etmekle bahtiyarım. Vatandaşlarımızın âlicenap muhabbet tezahüratına Sivas’a hareket etti, minnettarım. Vekâletiniz esnasında vatanın çok değerli ümran eserleri idrak edeceğine samimi kanaatim vardır.’ diyerek açar.
ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali,
sonun ademdir diyor insana yolun hali,
arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan.
bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan
17 Eylül l948 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi “Haydarpaşa Erzurum Yolu 36 Saate İndiriliyor” başlıklı bir haberi yapar. Eklenecek olan sürat katarının yolculuğu 20 saat kısaltacağını ve 36 saate indireceği belirtilir.
Yataklı Vagonlara ise 1948 yılında geçilir. Hattın Kars’a kadar varması ise demiryolu standartlarının değiştirilemesiyle mümkün olmuştur. Geniş Rus hattından dar Avrupa hattına…
ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,
soğuk bir mart sabahı... buz tutuyor her soluk.
Doğu Ekspresi aslında Haydarpaşa ile Erzurum arasındadır, Kars sonradan eklenmiştir. Lakin 2012 yılından beri bölgedeki tren projeleri sebebiyle Haydarpaşa tren seferlerine kapatıldığı için Ankara Kars arasında işlemektedir.
bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde.
serpilmeye başladı bir yağmur ince ince.
son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince
sıkı bir poyraz beni titretirken içimden
geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden:
ardımda kalan yerler anlaşırken baharla,
önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla.
bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu,
burada son fırtına son dalı kırıyordu...
Kara Kazım Karabekir Paşa Doğu orduları kumandanı olarak 1921 yılında Kars Anlaşması’nı imzalar ve Doğu Cephesi’nde savaş biter. Bu anlaşmanın anısına Rus Heyeti tarafından kendisine hediye edilen bu vagon Rus-Türk Dostluğu’nu anımsatırcasına…
Puşkin’e Dostoyevski, Gogol, Tolstoy’u etkilemiş bir yazar olarak bakılır. Tarihsel tetkikleri vardır ve Doğu Anadolu şehirlerini de yazar. Biraz sinirlenebiliriz! Zira Yunan Bağımsızlık Savaşı’na destek verir.
Yani, Osmanlı Devleti bağımsızlığa karşı çıkınca Navarin Baskını olur ve Osmanlı donanması yakılır ve 1828-1829 Osmanlı Rus Savaşı başlar. Puskin de işte bu dönemde Doğu Anadolu Bölgesi’ni işgal eden Rus ordularına katılır.
Kars’a vardığındaki duygularını şöyle not eder:
“Sabahleyin kenti dolaşmaya çıktım. Erişilmez savunma mevzilerine ve yalçın bir kaya üstüne kurulmuş kaleye baktıkça, Kars'ı nasıl ele geçirebildiğimize şaşıp kalıyordum… Ekin tarlaları arasından geçiyorduk. Çevrede köyler vardı. Fakat ahali kaçıp gitmiş, hepsi bomboş kalmıştı. Yol çok güzeldi. Bataklık yerleri doldurulmuş, döşenmişti. Derecikler üzerine taş köprüler kurulmuştu.”
Erzurum'la payitaht arasındaki çekişmeyi de Kazan'la Moskova arasında olana benzetiyor değil mi?
Doğu Ekspresi seyahatine çıkınca Kars’ta Puşkin’in tarif ettiği kaleye çıkmak, geçtiği ve yıkandığı düşünülen köprü ve hamam yakınından geçtikten sonra bir de Yüzbaşı’nın Kızı’nı okumak yerinde olur. Bir de Behramoğlu’nun çevirdiği Puskin’in Doğu Anadolu’nun günlük hayatını ve şehirleri anlattığı eserini…
Puşkin Restaurant da eski bir Rus binasında ve girişin her iki yanında kendisine ait ‘Uzak Ülke’ isimli şiiri lakin Türkçe’sinin imla hataları can sıkıcı gelebilir eğer yazım kurallarına ciddiyetle özen gösteriyor iseniz…
Puskin şöyle der;
ey güzel ülke, uzak ülke
ey bilmediğim ülke
ne kendi isteğimle geldim sana
ne de soylu bir atın sırtında
beni, bu yiğit delikanlıyı
gençliğin ateşi sürükledi sana
bir de başımdaki şarap dumanları
bir de başımdaki şarap dumanları