Som altından yapılan Cambridge Üniversitesi’nin Corpus Christi Okulu’ndaki Corpus Chronophage 19 Eylül 2008 tarihinde John Taylor ile artık hayatta olmayan Stephen Hawking ile açıldı.
Bu çekirgeli saatin açılışına özel yıldönümünde birkaç ayrıntı ilginç olabilir dedim.
Corpus Christi Okulu Hazreti İsa'nın bedenine işaret ederek bu ismi almıştır, saat da okulun duvarına kondurulduğu için Corpus sozcügü buradan gelir. Chronophage da zaman yiyen anlamındadır.
Tabi bu saat sıradan bir saat değildir.
Saatin tepesinde bir çekirge oturur ve aslında zaman avcısıdır, her dakikanın 30. saniyesinde çekirge ağzını açar ve dakika bitene kadar da açık tutar.
Çekirgenin mekanik hareketi yoluyla akrebin kontrol edildiği en büyük saat olabilir diye düşünüyor uzmanlar. Tekerleği çeliktendir ve üzeri altın kaplamadır.
Ama daha da kıymetlisi çekirgenin hareketlerinin ortaya çıkardığı ivme ‘Büyük patlama’ Big Bang’e işaret eder. Yani Cambridge’in ortasında bir patlama!
Her saat başında tik tak sesi gelmez, çekiç sesi sanki bir ahşap kutuya ve hatta tabuta çivi çakma sesi çıkarır gibi hissedilir, yani ölüm ve tabuta girme ile ilintilendirilir. Saatin ibresi veya üzerine konmuş bir dijital numarası da yoktur; akrep ve yelkovanı olmadığı gibi. Onun yerine iç içe geçmiş 3 halka ve en ortada da bir topçuk gibi duran yükselti vardır.
Saatin sunduğu birkaç oyun var tabi, bazı zamanlar duruyor, 4 kere, ünlü buluşçu John Harrison’un doğum günü olan 25 Mart günü, bu saatin elinden çıkan John Taylor’un doğum günü olan 25 Kasım günü, Yeni Yıl günü ve tabi Corpus Christi gününde.
Bu duruşlar esnasında saat geri kalıyor ama tekrar çalışmaya başladığında yüzde 10 daha hızlı çalışabildiği için zamanı hemen yakalıyor zaman yiyen ve yaşanan zamanı geri getirmeyen çekirgesinin yardımıyla.
Saatin birbiri içine geçen halkaları da enteresandır, çünkü tarihçilere göre insanoğlunun en büyük buluşu tekerlektir, bu deyimlere de konu olmuştur. Ancak çekirgeli saatin buluşçusu Bay Taylor en ‘insanoğlunun büyük buluşu saattir’ der. Tekerlek insanın hizmetçisi ise saat yön veren objesidir, hayat değiştiren ve kontrol eden odur.
Sarkacı da önemlidir ki düzensiz aralıklarla kısa süreliğine durur, çekirge ağzını açıp göz kırpar. Hatta Bay Taylor altın rengi göz kapakları bir anda ortadan kaybolur; dikkatli bakmazsanız göremezsiniz.
Göremediğimiz veya bilemediğimiz bir şey daha var ki bu saat için çalışan ekip ve harcana para. Bilim adamları mühendis, heykeltraş, çizer ve kuyumcuların marifetiyle beraber çalıştılar. Saat yapılırken altı yeni buluş yapıldı, 5 yıl çalışıldı ve 1 milyon İngiliz parası harcandı.
Buluşçusu John Taylor bir de Çin ve Çin Kültürü aşığı olunca Cambridge Saati’ndeki çekirge yerine bir ejderha koyarak bir de onlar için bir buluş yaptı. Bu iki kardeş saatleri görmek için Man Adası’na varmak gerekir ki popüler kültürün veya yasal olmayan kazançlar için adı çıksa da öyle değil, şahane bakir bir adadır.
Kitabesi de var; hemen alt tarafında. Buyurun ne der;
‘Mundus transit et concupiscentia eius’…’Zaman geçer ve biz ölürüz.’
Sarkacın da yazıtı vardır;
Joh = Johannes = John; Sarto = Taylor; buluşu yapan kişidir. Monan = Monanensis = Man Adası’dır. Env. = Buluştur. MMVIII = 2008. Man Adalı John Taylor 2008'de yaptı.
Bu saatin en az 200 yıl düzenli çalışması bekleniyor. Daha 16 yıl oldu bugün itibariyle…