İngiltere Kralı 5. George 1919 senesinde saat 11:00’de Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle iki dakikalık saygı duruşu rica eder ve şöyle der;
'...Yaşam dursun ki bu muhteşem durgunlukta herkesin düşüncesi hürmetkar bir surette şanlı ölümleri anımsamaya odaklanabilsin…'
Bu sebeple her yıl Kasım ayının 11. günü saat 11:00’de savaşta hayatını kaybedenler anılır...minnetle... Kasım ayının ikinci pazar günü de 'Anma Günü' olarak hatırlanır ki Birinci Dünya Savaşı'nın bitmesi işaret eder. Mezarlıklar, savaş anıtları ve ibadethaneler ziyaret edilerek bu anın simgesi olan gelincik bırakılır.
İşte bu yılda bir defa yapılan törene haliyle cenaze soğukluğu, siyah rengin ciddiyeti ve kraliyet ailesi ile politikacıların şıklığı damgasını vurur. Ölüler hatırlanır/anılır ki daha çok ölüm olmasın...çok steril, ciddi ve sadece törensel…
2020 yılında bu tören ve saygı gösterisi besbelli çok farklıdır. İlk defa halka kapalıdır, her yıl 10 binden fazla kişinin katıldığı anma töreninde bu yıl yalnızca üst düzey kraliyet mensupları, Kraliyet Alayı, İskoç Alayı, deniz ve hava kuvvetleri mensupları ve hükümet temsincisi yer almıştır.
Ardından Kraliçe Elizabeth Westminster Manastırı’ndaki Meçhul Asker Anıtı’na 100. yıl anısına kendi düğününde tuttuğu gelin buketinde bulunan orkide ve mersin çiçeklerinden yapılmış bir buketi bıraktı ve saygısını sundu.
Birinci Dünya Savaşı sona erdiğinde askerlerin kanlarının aktığı ve bedenlerinin düştüğü yerde büyüyen, kendiliğinden yetişen tek bitki/çiçek gelinciktir ve kahraman askerlerin vatan savunmasında döktükleri kanı sembolize eder, İngiliz kültüründe etkin hale gelir, savaşta hayatını kaybedenleri ve gazileri anma gününün sembolü olur.
John McCrae isimli bir Kanadalı Sıhhiye yarbayı savaştaki tecrübelerini “In Flanders Fields” isimli şiiri ile anlatır.
Savaş sonrası el yapımı yaka gelinciği satarak savaş mağduru çocuklar desteklenmeye çalışılır, bu işin öncüsü ve sonra da bu adetin Birleşik Krallığa kadar taşınmasına vesile olan kişi Madam Guerin isimli bir Fransızdır.
Ekim ve Kasım aylarında Britanya Adası’na geziye çıkarsanız her yaş ve meslek gurubundan kişilerin yakalarında ve arabalarında kırmızı gelincik rozetleri takılı olduğunu görürsünüz. Otoyol kenarlarındaki mola yerlerinden okullardaki sınıflara kadar her yerde bağış kutuları bulunur ve istenilen miktarda bozuk para atarak bu gelincik rozetlerinden alabilirsiniz. Çünkü kan kırmızısı gelincikler İngiliz kültüründe önemli bir yere sahiptir, savaş alanında hayatını kaybeden taze kanlar olduğuna inanılır, hayatını savaş meydanında kaybedenleri ve gazileri anma gününün sembolüdür. Ekim ayında başlanan gelincik takma geleneği yılın 11. ayının 11. günü saat 11’e kadar devam eder. Bu Birinci Dünya Savaşı’nın bitimine ve ateşkes anlaşmasının imzalanmasına işaret eder. ‘…nereye taktığınız değil saygı ile yapmanız beklenir...' denir.