İngiltere bir krallıktır ama bir zamanlar bir de cumhuriyetle yönetilmiş idi. Cumhurun başı da Oliver Cromwell idi, Koruyucu Lord ünvanı ile, tek başına…ve 364 yıl önce bugün öldü.

Onu şuracıkta anlatma cüretinde bulunmayacak kadar çok şey yaptı, iz bıraktı. Süresi çok çok kısa olsa da eğer bugün İngiliz Krallığı Hanedan reisinin yetkileri sembolik ise, demokratik temayüller en çok sizin hoşunuza gidiyor ve yine de ‘yetmez’ diyorsanız Cromwell Bey de var içinde. 

O halde ölüm yıl dönümünde...

Büyük dedesi Thomas Cromwell Kral 8. Henry’nin en dehşetli bakanı olduğu için ciddi bir servet edindi ve Oliver Cromwell de bu servetin içinde doğdu. Tabi ki Cambridge Üniversitesi’nde okudu ki adı bugün hala orada yaşatılır. 

Onu ve yaşamını İngiltere’nin çeşitli şehirlerinde bulursunuz, diri gibi sanki. İngiltere’nin akla gelen en önemli devlet adamlarından biri.

Arazi ve çiftlik yani servet sahibi olarak doğdu, okulunu bitirince arazilerini satıp ABD’ye gitmeye kalktı ve neredeyse gidiyordu ama planı son anda işlemedi. Dönem John Harward’ın 1637 yılında göç edip Harvard Üniversitesi’ni kurması dönemine denk gelir.

Sonra parlamentoya giriverdi. Atılgan, çabuk öfkelenen, görgüsüz, çirkef ve kaba haliyle dikkat çekmeye başlamıştı. Kral 1. Charles’a savaş açıp kafasını almadan önce onun piskoposlarına kafayı takmıştı denir. Çünkü amacı zavallı inananların yaradan ile direk iletişime geçebilmeleri gerektiğini savunuyordu ve ruhban sınıfı yok etmek istiyordu…Yani kilisenin kutsal metinlere dayanmayan gelenek/uygulama/uydurmalarının arındırılması gerektiğini düşünüyordu; Püritan idi. 

Yalana ve hurafeye boğulmuş kiliseye, harcama yönetimine, eğlence, aylaklık gibi konulara kafayı takmıştı. 

1640 yılında parlamento Kral 1. Charles’a hükümetten kaynaklı sıkıntıları, suistimal ve kötüye kullanma hususlarına son vermek amacıyla bir reform belgesi sundu ama tabi kral kabul etmedi. Çünkü o kral olarak sadece Tanrı’ya karşı sorumlu bulurdu kendisini.

Devamında iç savaş başladı, bir iç savaş ki tam 7 yıl süren…her 10 İngiliz erkeğinden birinin ölmesiyle neticelenen, ülkede şehir, arkadaş ve kardeşleri ayıran, ölüm ve yıkım getiren  iç savaş.

Kral tacını ve hayatını kaybetti, İngiltere’nin 11 yıl süren cumhuriyet dönemi Cromwell öncülüğünde ‘Lord Protector’ ünvanı ile başladı ki İngilizler ‘İngiliz tarihinin en mübarek olayıdır’ dediler bu döneme. Çünkü bu kanlı iç savaştan sonra hiçbir kral parlamento ile dalaşmadı, aldığı kararlara karşı çıkmadı. Alınan ders hem demokratikleşme adımı oldu, hem de geleneklere, uygulamalara yansıdı ve törenler için resmiyet kazandı. Bugün bile İngiliz kralı/kraliçesi parlamentonun yıllık açılış konuşmasını kendisi yazamaz. Okuması için kendisine verilir. 

Tarihçiler bugün onun için ‘A man of outstanding gifts and forceful character’ ‘the most remarkable rulers in European history’ ifadelerini kullansalar da Kral 1. Charles’ın sürgündeki oğlunun intikamı ağır oldu, monarşiyi yeniden tesis edince Cromwell’in mezarına huzur vermedi Kral 2. Charles. İki yıl sonra mezarından açtırdı ve başını Westminster Manastırı’nın karşısında bir kazığa taktı. 1960 yılında ise iade-i itibar ile Cambridge Üniversitesi’nin Sidney Sussex Koleji’nin bilinmez bir yerine gömüldü ki ruhu huzur bulsun.

Okul bahçesi ve çevresinde bezeli kardelen ile sümbül, fulya, nergis ve zerrin çiçekleri arasına.