1981 yılı UNESCO tarafından ATATÜRK YILI ilan edilmişti. Böylece 24 Kasım’da Türkiye’de Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Kutlu olsun.
Türkiye’de 15 yıl, Hollanda’da ise 27 yıl toplamda 42 yıl öğretmenlik yaptım. Bir daha dünyaya gelsem yine öğretmen olmak isterdim. Çünkü ben bu mesleği çok sevdim ve de seviyorum. Kaldı ki o dünya güzeli çocuklarla birlikte bir sınıfı paylaşmak, onlara bilgi aktarmak çok güzel ve çok anlamlı bir iştir.
Öğretmen, sınıfındaki öğrencilerine başta anadili olmak üzere, tarih, kültür, fen edebiyat gibi dersleri didaktik ölçülere uygun olarak anlatan kimsedir. Didaktik Analiz öğretmenlik mesleğinin kılavuzudur. Didaktik Analize göre öğretmen bir dersi nasıl, niçin vereceğini en iyi şekilde bilen kişidir. Nitelikli öğretmenin öğrencileri de bu bağlamda çok başarılı olurlar. Çünkü öğretmen bilgilerini çocukların bilgi ve anlayış düzeylerine göre aktarır. Aksi durum çocukların dersleri öğrenmelerini zorlaştırır.
TEKRAR ÖĞRENMENİN ANASIDIR
Öğrenciler, okuldan eve geldiklerinde mutlaka o gün öğrendikleri dersleri tekrar etmelidirler. Çünkü tekrar, öğrenmenin anasıdır. Bunun için yıllar önce Hollanda Eğitim Bakanı Ronald Plaserk bir gazetede velilere şöyle yazmıştı:
“Okuldan gelen öğrenciye soracağınız soru şu olmalıdır: ‘Bugün okulda neler öğrendin?’ bu soru çocuğun öğrenmesini, öğrendiklerini akılda tutmasını ve tekrar etmesini sağlar.”
Öğretmenlik kutsal bir meslektir. Çünkü öğretmen, insana lazım olan bilgi, beceri, terbiye, gibi bilgilerin yanında sevgiyi, saygıyı ahlaki kuralları da öğretir. Öyleyse öğretmenler, ekonomik bakımdan da kimseye muhtaç edilmemelidir.
Atatürk öğretmenlik mesleğini ne güzel ifade ediyor: "Öğretmen, bir kandile benzer kendini tüketerek başkalarına ışık verir." Atatürk devamla öğretmenlere şöyle sesleniyor: “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”
Öğretmen, hem öğrencilerin hem de velilerin gözünde bir adalet, doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, eşitlik, güven veren bir kişiliği temsil etmektedir. Öğretmen aynı zamanda öğrencilerine bir rol modeldir. Benim öğretmen olmamı benim ilkokul öğretmenim sağlamıştır. Çünkü ben onu kendime rol model olarak aldım ve okuyup öğretmen oldum.
Atatürk: “Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır." "Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir." "Öğretmenler! Yeni nesli Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır."
Atatürk’ün öğretmenlere verdiği görev ve sorumluluk çok büyüktür. Bu konuda bakınız Atatürk diyor ki:
“Memleketimizi ve toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için, iki orduya ihtiyaç vardır. Biri, vatanı kurtaran asker ordusu; diğeri milletin istikbalini yoğuran kültür ordusu. Bir millet kültür ordusuna sahip olmadıkça o zaferlerin sürekli netice vermesi, ancak kültür ordusunun varlığına bağlıdır. Bu ikinci ordu olmadan, birinci ordunun verimli sonuçları kaybolur.”
Atatürk’e göre eğitim milli olmalıdır. Vatan, millet ve bağımsızlık her şeyin üstünde tutulmalıdır.
Bekir CEBECİ
(Eğitimci Araştırmacı Yazar)
İstanbul, 22 Kasım 2024
e-mail: [email protected]