Kraliçe Matilda ve Lady Jane Grey’i saymazsak İngiltere'nin ilk kadın hükümdarı, Katolik inancının korkusuz savunucusu korkunç kraliçe I. Mary’dir.
17 Kasım 1558 Perşembe günü 42 yaşında gencecik öldüğünde ülkede yas değil kutlama başladı. ‘Merry the Mary’ diye…
Kilise çanları kutlama temalı çaldı, Kanlı Mary Katolik idi, kurtulduk edasıyla sadece kutlamalarda kullanılan havai fişek gösterileri ateşlendi, binlerce kişi de gündüzden geceye taşan eğlencelere katıldı. Bu gün daha sonraki 300 yıl boyunca Kraliçe Günü tarihi oldu. Hatta öyle ki bu tarih yas değil, bir hanedan başının ölümü değil, bir diğerinin başa çıkması olarak kutlandı ve Kraliçe Günü ilan edildi; ölene değil kalana, hastalıklı olana değil sağlıklıya, zalime değil mazluma ve çocuksuz kadına değil de üreme vaadi verecek yaşta bir kadına…
Talihsiz Mary’nin bu şekilde anılmasının ve ölümüyle yapılan şenliklerin altındaki sebepler aslında Katolik mezhebinden ne pahasına olursa olsun ayrılmaması ve çocuksuz olmasıydı daha ziyade.
Mary’nin hasta olduğu, yalancı gebelikler yaşayıp hiçbir sonuç almadığı ortaya çıkınca herkesin de yönünü üvey kardeşi Elizabeth’e döndürdüğü söylenir. Mary için ‘güneşin batışı’ ama Elizabeth için ise ‘güneşin doğuşu’ hatırlandı.
‘Bize batan değil, doğan güneş lazım’ dendi.
O sebeple saray ileri gelenleri de Mary’den uzaklaşıp Elizabeth’in etrafında pervane olmaya başladılar. Mary de çocuk sahibi olamadığına, kocasının onu sevmemesi ve terk etmesine, Katolik dünyadan ve Vatikan’dan destek alamamasına üzülürken bir de bu surette ihanete uğradı ve aşağılandı.
Her ne kadar hükümdarlığı zamanında çok kişiyi öldürttüğü için Kanlı Mary dense de kız kardeşi Elizabeth ile karşılaştırılınca sadece 100 kişi daha fazla; 300 kişiye 200 kişi. Bu durum onu kanlı yapsa da kendisi sadece çarmıhta yakarak öldürme uygulamasını benimsedi. Oysa küçük kardeşi ‘asalet ve faziletin en tatlı pınarı’ Elizabeth ise asma, boğdurtma, dört parçaya ayırma, beden canlıyken bağırsakları çıkarıp burnunun ucunda ızgara yapma yöntemlerinin tamamını denedi ama kanlı lakabı Mary’ye verildi.
Sonunda da 42 yaşında 17 Kasım 1558 yılında öldü ya da üvey kardeşi ve 45 yıl hüküm sürecek Elizabeth o zamana kadar olmayan barışçıl bir surette geçti. Mary’den kalan dul Philip ile evlenmeyi reddetti. Bununla da kalmadı İspanya’ya düşman oldu.
Osmanlı tahtında ise Sarı Selim'in oğlu, Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu 3. Murat vardır. Bu önemli bir husustur zira Kraliçe I. Elizabeth ile ticaret ilişkileri canlandı. İngiltere Avrupa’nın en büyük kalay madeni üreticisiydi ve Türkler de en büyük alıcısı. Ayrıca baharat, ipek, ham tiftik, zeytin…ne şahane ticaret kalemleri ki bu ticareti kapmanın uğruna karşılıklı gönderilen mektuplardaki ağdalı dil de enteresandır; Osmanlı sultanı İngiliz kraliçesine yazarken ‘en hoş yağmurun bulutu’, ‘asalet ve faziletin en tatlı pınarı’ şeklinde hitap ederken Kraliçe I. Elizabeth de karşılık olarak ‘en yenilmez, Hristiyanlık inancının sapkınlara karşı en güçlü savunucusu’, ‘Doğu imparatorluğunun egemen hükümdarı…Büyük Türk’ türü iltifatlar gönderdi.
Bu esnada İngiltere tabi Fransa ve İngiltere’ye savaş açtı, İngiliz korsancılığının temelleri atıldı, açık denizlerin kraliçesi Elizabeth için korsanların kraliçesi de denilir.
Kısacası; İngiliz tarihçilerine göre ülkenin en kıymetli, en barışçıl ve en iyi yöneten kraliçesi oldu Kraliçe bakire Elizabeth. Çağı ise kıta Avrupasından soyutlansa da kültürel alanda, teknik buluşlar alanında ve daha birçok alanda ilerleme çağı oldu.
Ama yine de bir kadının monarşinin başı olabileceğini, hükümdarlık yetkilerine sahip olup yönetebileceğini ve egemen olan kişinin kadın olmasının kral gibi yetkilere sahip olamayacağı anlamına gelmediğini Kanlı Mary gösterdi. Elizabeth ise bununla savaşmadı ama kardeşinin tesis ettiği bir uygulamayı devam ettirdi…sadece ve yalnızca.
Kısacası sefil Mary olmadan şahane Elizabeth’in anlaşılamaz, İngiliz tarihçiler de böyle der. Hatta daha yakın tarihe ve Kraliçe Victoria ve İkinci Elizabeth’e kadar vardırırlar.
Erkek egemen bir dünyada erkeklere egemen bir kadına bu şekilde bakmak ve erkek hükümdar kadar iyi yönetebileceğini idrak etmek gerekir.