2020 yılında herşey farklı oluyor ancak 14 Kasım tarihi resmi olarak Noel ışıklarının caddeleri süslemeye bağladığı gündür. Yani bir buçuk ay öncesinden. Hem de günlerin hızla kısaldığı, havaların soğuduğu bu aylarda yeni yıl kutlamaları ve alışveriş hevesi bir tarafa ışığa duyulan ihtiyaç bir başkadır.
Londra’da Noel kutlamaları kapsamında sokak ışıklandırması en çok da Regent Caddesi’nin muazzam görüntüsünü akıllara getirir. Sadece yaz aylarında değil kış aylarında da tecrübe etmek güzeldir ve bir Aralık ayında Londra seferine çıkmanız için bir sebeptir de. Ben de bu sebebe dayanarak bu caddenin tarihi kıymetini ve güncelliğiyle ışıklarına ışık tutmak isterim.
‘Ana alışveriş caddesi’ olmasının ötesinde bir değerde ve dokudadır. Ama güncel canlılığını bu modern alışveriş kimliğine bağlayabiliriz elbette. Tarihiyle ilgili minik bir araştırma sizi ard arda ‘George’ adıyla hüküm süren krallar dönemine götürür. 1660 yılında 1. George ile başlayan bu dönem 1837 yılında 4. George’un ölümüyle sona eren bir dönem.
Kral 4. George daha prens iken babasının ruhsal sıkıntıları nedeniyle kral naibi olur ve bu nezih, seviyeli ve pahalı caddeyi naipliği döneminde şehri planlayıp inşa etme görevini verdigi John Nash’a borçludur. Regent adı da kralın krallığı öncesi dönemine işaret eder.
Kralın müsrif yaşamının şehrin bu kısmında bu türde bir inşaat faaliyetinin gelişmesinde etkili olduğu açıktır. Regent Caddesi inşa edilirken üst tabakadan insanların yaklaşmak bile istemedikleri çirkinlikte pek çok fakir mahalle yıkılarak bölgeye yeni bir çehre kazandırılır. İstanbul’un Sulukule’si gibi ama burda bir mimarlık şaheseri, plan ve tarz ve şehir planlaması söz konusudur. Yine de tepkileri ve yıkılan fakir evleri hatırlanır. Londra’ya gelince gürülecek yerler arasında yer alan ‘Marble Arch adıyla Mermer Kemer’, Kraliyetin resmi merkezi Buckingham Sarayı, Regent Parkı, önemli bazı kiliseler ve binalar onun elinden çıkmıştır. Londra’nın nadide parklarından Regent Park da aynı dönemin eseridir.
Gece ve gündüz aktif ve farklı çekicilikleri olan Regent dünyanın ilk perakende caddesidir ve yakınında şehrin en alımlı mekanları, en çok ziyaretçi olan yerleri, görülmeye değer diğer alışveriş caddeleri vardır. İngiliz monarşisinin kıymetli saraylarına da pek yakındır. Zaten hanedan mensuplarının da 19, 20 ve 21. yüzyıl boyunca yoğun olarak gittikleri yerler ve alışveriş yaptıkları dükkanlar buralardadır.
Yürürken dünyanın en büyük oyuncakçı dükkanı olan Hamleys, Oscar Wilde’in düzenli müşterisi olduğu ve hayvan derisi yerine lifli/elyaflı ürünlerin satıldığı Jaeger ‘ı ve 2004 yılında açıldığında Avrupa’da zamanının ilk ve tek mağazası olan Apple dükkanı tüm kısıtlı zamanlarına rağmen turistlerin önemli uğrak yerleridir.
Son olarak da 67 numaradaki Cafe Royal’in önünden geçmenizi hatırlatırım. Burası caddenin en eski dükkanı olmasının yanında Oscar Wilde, Virginia Woolf, Bernard Shaw, Winston Churchill gibi ünlü yazarları, gazetecileri, politikacıları ağırlayan bir kahvehanedir. Ayrıca, 8. Edward ve kardeşi 6. George’un prenslikleri ve krallıkları zamanında öğle yemeği yedikleri yerdir. Onları daha sonra Galler Prensesi Diana takip etmiştir.
Dünyanın çeşitli sanat ve moda gösterilerine ev sahipliği yapan bu caddeyi boydan boya yürümek gerekir ancak yorulanlar icin panoramik niteliğinde 6, 12 veya 13 numaralı çift katlı otobüslerle seyahat etmek de mümkündür. Hele ki 1882 yılından beri Noel ışık gösterisi yapılan bu caddeyi gece geçerseniz ışıklara dokunur gibi de olabilirsiniz.
2004 yılında “Formula One” gösterisine de şahit olan bu caddeyi, üst tabakadan insanların konutlarını veya alışveriş yapılan dükkanları ve dolayısıyla 19. yüzyıldaki gerçek dokusunu anlayabilmek icin Charles Dickens”in üçüncü romanı olan “Nicholas Nickelby”i okumak gerekir kanaatimce.
Gezmeniz eğlenceli okumanız keyifli olsun!