Başbakan Erdoğan’ın “Kürtaj cinayettir” açıklamasına tepkiler “çeşitlilik” kazanarak devam ediyor.

Bir hanımefendi (CHP Ankara milletvekili Aylin Nazlıkaya), tartışmayı apış arası örneğiyle çeşitlendirdi.

Sözcüğü tam yazamadığım, daha doğrusu yazmak istemediğim için “apış arası” nitelemesini kullandım.

Hanımefendi daha cesur... Adlı adınca kullanıyor o sözcüğü ve Başbakan’ı o şeyin bekçiliğini yapmakla suçluyor.

Olabilir.

Muhalefetin muhalefet etme biçimine karışacak değiliz.

“Hayır, sen yanlış söylüyorsun, Başbakan çok haklıdır” diyecek de değiliz.

Hanımefendinin açıklamasına okuyunca, benim aklıma başka “bekçilikler” geldi.

En az kürtaj meselesi kadar mühim bir konu bu ama basınımızın önemlice bir kesimi, siyasi iktidara muhalefet etmeyi “Uludere ve kürtaj” bahsine indirgediği için gözden kaçtı.

Bu defa, cesur bir beyefendiden söz edeceğim.

Elbette CHP’li...

İsmi Kamer Genç...

Kamer Bey’in cesareti, üzerine yapışmış kalmış “çiçek sulama eyleminden” ve bu yönde kendisine yöneltilen suçlamalara karşı kararlı bir erkek duruşu sergilemesinden kaynaklanmıyor.

Kaldı ki, çiçek sulama eylemi, asla bu sütunun konusu olmamıştır. Bu yöndeki bir merakı kendi adıma zül addederim. Hem ayıp, hem çirkin...

Beyefendinin cesareti, siyasi aidiyetinden kaynaklanıyor. Ancak ve sadece CHP’lilerde görülen bir durum bu...

Konu ne?

Burdur Sivil Toplum Platformu, bir “Milli Anayasa Forumu” düzenlemiş.

Bu son derece yararlı foruma CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, İlahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, Milli Anayasa Forumu Genel Sekreteri Haluk Dural ve TGB Genel Başkanı İlker Yücel konuşmacı olarak katılmışlar...

Bu tür forumlarda, genellikle “Ne tür bir anayasa?” sorusuna cevap aranır ama işin içinde yukarıda sıralanan zevat varsa, soru birden değişir ve “Niçin bir anayasa yapmamalıyız?”a dönüşür.

Bu forumda da böyle olmuş...

İş gelmiş, “Niçin bir anayasa yapmamalıyız?” sorusunda odaklanmış.

Kamer Genç, cesareti ve açık sözlülüğüyle tam da burada devreye giriyor ve aynen şunları söylüyor: “Eğer bizim kabul etmeyeceğimiz bir anayasa gelirse, bunu komisyondan geçirmeyiz. Kavgaysa kavga, silahlı mücadeleyse silahlı mücadele, kana kan... Herkesin bilmesi lazım, arkasından Genel Kurul’a gelecek. Aynı mücadeleyi orada yapacağız...”

 

Bu kutlanası cesaret ve açık sözlülük bize neyi gösteriyor?

Şunu:

Bazı CHP’liler yapılacak anayasadan mutmain değil.

Hadi bunu anlarız... AK Parti çoğunluğunun oluşturduğu bir parlamentodan çıkacak anayasa, muarızların şu ya da bu itirazıyla karşılaşacaktır. Karşılanmalıdır da... Asla oldubittiye getirilen bir metin olmamalıdır.

Fakat, “Kavgaysa kavga, silahlı mücadeleyse silahlı mücadele, kana kan...” da ne oluyor?

Ne yani, beğenilmeyen bir anayasa gelirse, Kamer Bey halkı sokağa mı dökecek, parlamentoya karşı silahlı nümayiş mi örgütleyecek?

Hem ne kanı?

Kanla yapılacak bir anayasa mı ki bu, kalkmış “kana kan” çığlıkları atıyor ve “cunta anayasasının bekçiliğine” soyunuyor?

Kanla yapılmış anayasalar yok değil...

Mesela 61 ve 82 anayasası kanla yapılmıştır...

Kamer Genç ikincisinin Danışma Meclisi üyesiydi... Yani “kana kan” isteme hakkına sahip değil...

Ancak ve sadece, “kanla yapılmış bir anayasada hisse sahibi olduğum için özür dilerim” diyebilir.

(STAR)