Hayatta hepimizin gitmek istediği bir yer var. Bu bir kariyer hedefi olabilir, bir hayal, bir yaşam biçimi ya da daha iyi bir versiyonumuz. Hedef belirlemek, bu yolculuğun ilk adımı. Ancak hedefe giden yollar bazen karmaşık, dolambaçlı ve uzun olabilir. İşte tam bu noktada, bir matematik ilkesinden ilham alarak geliştirdiğimiz “Hipotenüs Yöntemi” devreye giriyor.
Adını geometri derslerinden hatırladığımız bu yöntemde bir dik üçgende, dik kenarların birleştiği noktadan çapraza doğru uzanan, en uzun kenar olan hipotenüs, hedefe ulaşmanın en kısa ve doğrudan yolunu temsil ediyor. Haydi gelin, birlikte hedeflere ulaşma serüvenimizi bu yöntem üzerinden yeniden değerlendirelim.
1. Hedef Belirlemek: Üçgenin Karşı Köşesi
Bir yolculuğa başlamadan önce haritada nereye varmak istediğimizi işaretlemek gerekir. Aynı şekilde, kişisel ya da profesyonel gelişim sürecimizde de önce varış noktamızı belirlemeliyiz. Çünkü hedef dediğimiz şey, sadece ulaşılacak bir yer değil; aynı zamanda tüm planlarımızı, seçimlerimizi ve adımlarımızı şekillendiren bir referans noktasıdır.
Bir üçgen çizerken, iki nokta arasında bir bağ kurmak yetmez. Asıl önemli olan, üçüncü noktayı yani hedefi doğru yere koymaktır. Çünkü biz neredeyiz ve nereye ulaşmak istiyoruz sorusunun cevabı, o üçgenin şeklini ve uzayda nasıl konumlandığını belirler. Hedefimiz net değilse, çizeceğimiz hiçbir yol bizi tatmin etmez. İşte bu nedenle Hipotenüs Yöntemi’yle çalışırken, ilk adımımız hedefin yerini netleştirmektir. O karşı köşede ne var? Bir terfi mi? Yeni bir iş? Daha sağlıklı bir yaşam? Daha anlamlı ilişkiler? Belki de sadece iç huzuru... Ne olursa olsun, hedefin bizim için ne anlam taşıdığını, hangi değere hizmet ettiğini biliyorsak, o zaman yolun kendisi de daha anlamlı hale gelir.
Sorularla netleşen her hedef, artık üçgenin bir köşesidir. Biz o üçgenin başka bir köşesindeyiz ve arada kalan mesafeyi kat etmek bizim sorumluluğumuzda. Kimi zaman bu mesafe oldukça uzak görünür, ama yönümüz belliyse, yolda kalma ihtimalimiz çok daha az olur.
2. Kısa Yol Değil, Doğru Yol: Hipotenüs’ün Metaforu
Matematikte hipotenüs, dik üçgenin en uzun kenarı gibi görünse de aslında dik kenarların toplam yolundan daha kısa olan, doğrudan bir çizgidir. Biz de hayatlarımızda, hedefe ulaşmak için gereksiz dolambaçlar yerine daha stratejik, daha akıllı yolları tercih edebiliriz. Hipotenüs Yöntemi, bu noktada devreye giriyor. Diyoruz ki: “Gelin, hedefe düz gitmek yerine, stratejik bir çapraz çizgiyle daha verimli ilerleyelim.” Yapmamız gereken, öncelikleri netleştirmeliyiz; gereksiz adımları, zaman ve enerji kaybını elemeliyiz; kendimizi tanımalıyız, güçlü yönlerimize yaslanarak plan yapmalıyız.
Kimi zaman bu yöntem bize “doğrudan”mış gibi görünen yoldan sapmak gibi gelebilir. Ama unutmayalım, hedefe ulaşmak için bazen zihinsel bir sıçrama, farklı düşünme biçimleri ya da alışkanlıklarımızı sorgulamak gerekir. Bu da bizi o hipotenüs çizgisine taşır.
3. Kendi Üçgenimizi Çizmek
Hepimiz farklıyız. Hedeflerimiz, hayallerimiz ve mücadelelerimiz de öyle. O yüzden, başkasının üçgeni üzerinden ilerlemek bizi doğru sonuca götürmeyebilir. Hipotenüs Yöntemi, herkesin kendi üçgenini çizmesini teşvik eder. Bir üçgende üç temel unsur vardır:
· Mevcut Durumumuz (Başlangıç Noktası)
· Hedefimiz (Varış Noktası)
· Gelişim Yolumuz (Hipotenüs)
Bu üçgeni çizdiğimizde artık elimizde bir harita olur. Biz bu haritada hedefe en verimli, en akıllı yoldan nasıl ulaşabileceğimize odaklanırız.
4. Stratejik Kestirmeler: Emek + Akıl = Hızlı Ulaşım
Hipotenüs Yöntemi’ni bir kestirme gibi algılamamalıyız. Bu yöntem, tembellikten değil, akıldan doğar. Evet, hedefe daha kısa sürede ulaşmayı önerir. Fakat bu, daha az çabayla değil; daha odaklı çabayla, daha planlı adımlarla mümkündür. Düşünelim: Her gün sosyal medyada geçirilen 1 saatlik süre, hedefimize dönük bir alışkanlığa dönüşseydi ne değişirdi? Küçük ve stratejik adımlarla büyük sonuçlar elde edebiliriz.
5. Dikkat Dağıtan Yan Yollar: Dik Kenar Tuzakları
Dik üçgende hedefe ulaşmanın diğer yolları, dik kenarlardır. Ancak bu yollar genellikle daha uzun, daha zaman alıcı ve dolambaçlıdır. Hayatta da buna benzer durumlar yaşarız; sürekli bir işi ertelemek, “Hazır hissetmiyorum” bahanesiyle başlamamak, mükemmeliyetçilikle hareket ederek adım atmamak… Bu yan yolları kullanarak da hedefimize ulaşabiliriz belki fakat çok daha geç, çok daha yıpranarak. Hipotenüs Yöntemi burada bize şunu hatırlatır: “En akıllıca adım, en erken adımdır.” Bu yüzden o dik kenarlardan dönüp çapraza geçmek, yani hipotenüsü kullanmak, sadece zaman kazandırmaz; motivasyonumuzu da artırır.
6. Hedefe Ulaştık mı? Hadi Yeni Bir Üçgen Çizelim
Hedefe ulaştığımızda yolculuk biter mi? Tam tersine, yeni bir başlangıç noktası oluşur. Bu kez o hedef, yeni üçgenin bir köşesi olur. Ve biz tekrar sorarız: “Şimdi sıradaki hedef ne? Bu hedefe en akıllı yoldan nasıl ulaşırım?” Hipotenüs Yöntemi, bizi durağanlıktan uzaklaştırır. Sürekli gelişim, sürekli hareket ve stratejik düşünme becerisi kazandırır.
7. Birlikte Daha Güçlüyüz
Bu yazıyı okurken şunu hissetmiş olabiliriz: Evet, hedeflerime ulaşmak için bazen fazladan dolandım. Evet, daha stratejik ilerleyebilirdim. İşte bu noktada yalnız olmadığımızı bilmek önemli. Çünkü biz aynı dili konuşan, gelişimi seçen ve öğrenmeye açık bir topluluğuz. Birbirimize ilham vererek, kendi üçgenlerimizi çizerek ve hipotenüsleri cesaretle yürüyerek çok daha fazlasını başarabiliriz.
Hipotenüs sadece bir matematik terimi değildir. Doğru kullanıldığında bir stratejiye, bir yaklaşıma ve bir felsefeye dönüşebilir. Haydi gelin, bundan sonra hedeflerimize “en kısa değil, en stratejik yoldan” gidelim. Yeni hedefler, yeni üçgenler ve yepyeni hipotenüs yollarında birlikte yürümeye devam edelim.
M.Efsun Yüksel Tunç
Eğitmen ve Yönetim Danışmanı
Yaşam ve Yönetici Koçu
efsun@indus.com.tr
https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/
Instagram @indusefsun
#hedefbelirlemek #kişiselgelişim #hipotenüsyöntemi #stratejikbakış #hedefeyolculuk #zamanıyönetmek #gelişimharitası #çaprazdüşünmek #kendineyatırım