Ortadoğu\'da yükselen Sünni-Şii gerginliği ve artan diplomasi trafiği dünyanın dikkatini bu bölgeye çevirmiş durumda. Suriye\'nin, Irak\'ın, Mısır\'ın geleceği derken, artık tüm bölgenin nereye doğru gittiği sorusu soruluyor. Bu doğal, çünkü Ortadoğu bölgesi 21. yüzyıl jeopolitiğinde \'dünyanın kalbini\' oluşturuyor. Organizmanın hayatiyetini sağlayan kan, yani petrol, buradan dünyaya pompalanıyor. Lakin bu sıralar bir ritim bozukluğundan mustarip tüm dünya. Bazen çarpıntısı tutan, bazen durma noktasına gelen kalp, artık enfarktüs riski de taşıyor. Durum kötü anlayacağınız.
Dünyadan farklı bakışlarla bölgenin nasıl göründüğü konusunda türlü analizler yapılıyor. Etnik, dini, mezhepsel çatışma potansiyeli, petrol sevkıyatının riske girme ihtimali, İsrail\'in durumu, barış süreçleri vs. gündemi oluşturuyor. Diğerlerinin Ortadoğu hakkındaki endişeleri, beklentileri, stratejileri, hedefleri her gün çeşitli vesilelerle masaya yatırılıyor. Oysa bir de perdenin öteki tarafı, yani \'bölge ülkelerinin dünyayı nasıl gördüğü, dünyaya dair endişelerinin neler olduğu\' meselesi var. Özellikle de İran ne yapmak istiyor, nasıl bir dış politika stratejisi var konusunu incelemeye değer buluyorum. Kısaca değerlendirelim.
1- İran, sadece bölgesel açıdan değil, küresel dengeler bakımından da önemli bir bölgesel güç olduğunun farkında. Dış politikasını birkaç farklı boyutta yürütmeye çalışıyor. En büyük avantajı Doğu\'ya kapılarının açık olması. İran hükümeti uzak erimli Çin politikasını çok dikkatle yürüttüğü gibi yakın doğusunda da etkin bir profil sergilemeye çalışıyor. Temel endişesi, kuşkusuz güvenlik. Batısında Irak, doğusunda ise Afganistan topraklarına yerleşmiş olan ABD/NATO ordusunun varlığı yıllardır en büyük sıkıntısı. Şimdilerde ise bu anlamda büyük bir rahatlama söz konusu. ABD askerleri Irak\'tan çekildiği gibi, Afganistan\'da da kontrolün sağlanamadığı görülüyor. Afganistan, İran açısından bir yayılma alanı. Farsça konuşan halklar yoluyla Afganistan üzerinden Tacikistan ile de işbirliği geliştirilmeye çalışılıyor. Tahminlere göre İran, Afganistan, Tacikistan ve Özbekistan\'da yaklaşık 100 milyon kişinin anadili Farsça. İran da bunun avantajını kullanmaya çalışıyor.
2-İran\'ın kuzey politikası Hazar ve çevresi ekseninde şekilleniyor. Hazar\'ın statüsü konusunda süregiden uyuşmazlık, kıyıdaş ülkeler arasındaki dostluk bağlarının güçlenmesine engel olan faktörlerden birisi. Geçtiğimiz yılın sonunda İran\'dan başka Azerbaycan, Rusya, Kazakistan ve Türkmenistan\'ın katılımıyla Bakü zirvesinde Hazar konusunda terör ve uyuşturucu kaçakçılığına dair anlaşma yapılmakla birlikte statünün tespit edilememiş olması sorunun süreceğini gösteriyor. İran için konu denizin paylaşımından çok, kaynakların Batı\'ya ulaştırılmasında alternatif yolların açılmaması ve elindeki bu kozun kaybolmaması. Özellikle deniz dibinden geçebilecek boru hatlarının alternatif güzergah yaratması endişesi ile sorunun devamından yana olan İran\'ın esas destekçisi ise Rusya. İran ve Rusya arasındaki gizli bağ dünyanın 2 vanasını ellerinde bulunduruyor olmaları. Rusya, İran ile Batı arasındaki gerginliğin sürdürülebilir olmasını tercih ediyor. Böylece piyasanın en güçlü ve alternatifsiz aktörü konumunu koruyor.
3-İran, Türkiye ve Ortadoğu politikasını dengeli götürmeye çalışıyor. Bir yandan Arap baharının yaratmakta olduğu etkileri yakından izliyor, diğer yandan iç ve dış dinamiklerle körüklenen mezhepsel gerginliği kontrol altında tutmaya çalışıyor. Şiilik İran için toplumsal bütünlüğü sağlayan bir devlet ideolojisi formunda. Bir yandan Irak\'ta Şii hakimiyetini pekiştirmeye, diğer yandan da Esad rejimini ayakta tutmaya çalışıyor. İsrail ile kavgası bir dönem İran\'a ciddi rekabet avantajı sağlamış olsa da, şimdilerde bu rolü Türkiye\'ye kaptırmış olmaktan rahatsız. Lakin Türkiye ile çatışmasız bir rekabeti tercih ediyor gibi görünüyorlar.
4-Ahmedinejat İran\'ın küresel duruşunu göstermek ve ABD\'ye meydan okuyuşunu belgeleyerek \'mücahit markasını\' sağlamlaştırmak için farklı coğrafyalarda da boy gösteriyor. Şimdilerde Latin Amerika ziyaretlerini sürdürmekte. Venezüella ve Nikaragua\'dan sonra dün de Küba\'daydı. Kendisine fahri doktora verilen Havana Üniversitesi\'nde \'neden cezalandırıldık\' sorusunu sorarak, \'biz adalet istedik oysa onlar devlet başkanlığı seçimleri için bile savaş çıkartmaktan kaçınmadılar. Onların kalbinde sevgi yok\' dedi. Ahmedinejat\'ın gördüğü ilgi İran\'ın küresel bir marka olmak yolunda kendisine sağlam bir kulvar açtığı yönünde. Bakalım nereye kadar gidecek?