Türkiye'nin İran'dan gaz alan tek ülke olduğunu söyleyen Enerji Bakanı Taner Yıldız, ABD'nin İran'a uygulanan yaptırımlara doğalgazı eklememesini büyük nezaket olarak niteledi... TÜPRAŞ'ı 'dünyada ilişkileri en iyi olan şirket' olarak tanımlayan Bakan, pahalı olduğu için eleştirilen Azeri gazının ise hala çok karlı olduğunu söyledi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan, Ukrayna ve Bosna-Hersek'i kapsayan gezisinin dönüşünde bir grup gazeteciye enerji gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Enerji sektörüyle ilgili konuların çok reel bir ortamda gittiğini söyleyen Bakan Yıldız, 'Gaz alıyoruz ve karşılığında para veriyoruz. Hibe değil. Bu karşılıklı çıkar. Bizim yaptığımız bütün enerji görüşmeleri ve enerji anlaşmaları iki ülke ile ilişkilerin geliştirilmesi anlamında yapılmış anlaşmalardır. Sonunda karşılıklı çıkar ilişkisi oluyor' dedi. Türkiye'nin İran'dan doğalgaz alan tek ülke olduğunun altını çizen Yıldız, şöyle devam etti: 'ABD'nin yaptırımlarının muhatabı İran değil, Türkiye olur. O nedenle ABD'nin yaptırıma doğalgazı dahil etmemesi büyük bir nezakettir. Petrolle ilgili ise TÜPRAŞ dünyada en iyi ilişkileri olan şirkettir. ABD'nin İran'dan alınan petrolün azaltılmasına ilişkin talebi var. Hukuken ABD'de alınan kararın Türkiye için bir bağlayıcılığı yoktur. BM kararının Türkiye için bağlayıcılığı vardır. Özel sektör için hukuki bağlayıcılıktan öte kavramlar var. Devletin refleksi ile özel sektörün farklıdır. TÜPRAŞ bizim için herhangi bir özel sektör değildir. Tedarik edip etmediği Türkiye tarafından izlenmektedir. O nedenle tedarik edemediğiniz zaman tamam denilemez. Hukuki değil siyasi bir konudur bu.'
Azerbaycan gazı hala çok karlı
AZERBAYCAN'DAN alınan doğalgazın fiyatına ilişkin sorulara ise Bakan Yıldız şu cevabı verdi: 'Azerbaycan konusunda bir düzenleme yapılması gerekiyordu. Ama şu anda Azerbaycan'dan aldığımız gaz hala daha karlı. Bir Azerbaycan'la Tahkime gitmeden pazarlık yaptık. Biz de İran'a diyoruz ki, biz yüksek fiyata alıyoruz fiyatı düşürün dedik. Düşürmem dedi. Biz de Tahkim'e gittik.'
Kömürün payını % 30'a çıkarmalıyız
ELEKTRİK üretimi için kullanılan kaynaklara da değinen Yıldız, özellikle yerli kömür tüketiminin artırılması gerektiğini söyledi. Yıldız, 'Bugün kömürün elektrik üretimindeki payı yüzde 25. Yüzde 18'i yerli kömür, yüzde 7 ithal. Türkiye'nin kömür rezervleri son 10 yılda iki katına çıkartıldı. Rezervler bulundukça bunlar elektrik santrallerine dönüştürülüyor. Yerli kömürü kullanmak lazım. Biz kullanıyoruz da. Kömürün payını yüzde 30'lara çıkarmamız gerekiyor' diye konuştu.
Yolumuzdan dönmeyeceğiz
PKK'NIN boru hattına her saldırısının hem Türkiye'nin hem Irak'ın normalleşmesine zarar verdiğinin altını çizen Bakan Taner Yıldız şöyle devam etti: Bize zarar vermek için insan öldürmek, boru hattına sabotaj yapmakla bunu gerçekleştirmek istiyorsa şunu bilinsin. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Terör örgütünün yaptığı her iş normalleşmeyi durdurmaktır.'
TPAO'nun Kuzey Irak'ta iş yapamaması anlaşılmaz
IRAK'TA merkezi hükümet ile Kuzey Irak arasındaki ilişkiye özen gösterdiklerini vurgulayan Yıldız, 'Biz, Irak'ın kuzeyinden elde edilecek gelirin Irak'ın tamamının olduğuna inanıyoruz. Merkezi hükümetin aldığı karara da saygılıyız. Saygılı olmaya devam ettik. Ancak Kuzey Irak'ta enerjiyle ilgili bir hareketin olmaması bizim için siyasidir. Kolombiya'da iş yapan TPAO'nun hemen ötesinde 200 kilometre ötesinde Kuzey Irak'ta iş yapmaması anlaşılamaz. Petrol ve ürünleriyle ilgili Irak'ta petrolden kaynaklı hassasiyetler artık değişti' ifadelerini kullandı.
İsrail, Mavi Marmara'dan bir yıl sonra kapımızı çaldı
DIŞ politikayla enerji politikaları arasındaki uyumu değerlendiren Enerji Bakanı Yıldız, ülkelerin politikalarını, ekonomik bağından ayrı oluşturmadığını söyledi ve ekledi: 'Örneğin, Mavi Marmara ile ilişkimizi ekonomik veri ile takas etmedik. Hiçbir şehidimizin kanı, petrol ve doğalgazla ölçülemez. Mavi Marmara'nın üzerinden 1 yıl geçmeden İsrail'le Rumların Akdeniz'de aradığı doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınmasıyla ilgili İsrail'den teklif geldi. Özel şirketler aracılığıyla bunu ilettiler. Böyle bir boru hattı oluşursa, Türkiye'den geçmesine ne dersiniz dediler. Türkiye'den geçmesi çok makul bir şey. Hem üretenler, hem tüketenler bunu uygun bulurlar. Ama bizim öyle değerlerimiz var ki, burada tutuyor diye bu değerleri göz ardı etmememiz lazım. Biz burada tercihimizi ilkelerimizden yana yaparız.'
(Akşam gazetesinden alınmıştır)