Böyle diyebilirdik gerçekten de eğer Roma imparatorları ordularının başında sefere çıksaydılar. Her ne kadar Nero zamanında Britanya Adası’nda önemli faaliyetler olsa da…
British Museum’da 24 Ekim 2021’e kadar geziye açık Roma İmparatoru Nero’ya adanmış bir sergi var şu sıralar. “Efsanenin arkasındaki adam, NeRo…kötü bir şöhrete sahip olan imparatorun 30 yıllık yaşamı ele alınmış. Hazır çocuklar okulda iken…
Roma Dünyası’na ilgi duyan sanat severlerin yanında her yaştan ziyaretçinin ilgi gösterdiği sergiden birkaç not sunmak isterim.
Elbette görülmeye değer…hatta mutlaka gezilmeli derim. Sergilenen objelerden bazıları çeşitli zamanlarda ve çeşitli müzelerden ve birçokları tarafından görülmüş olsa da hepsini bir arada görmek muhteşem. Analiz edebilmek ve kişinin sanat algısını tarihi ve coğrafi bütünlük içerisinde algılayabilmek açısından da kıymetli duruyor.
British Museum sergilenecek eser bulmada hiç zorlanmamış, zira envanterinde yeteri kadar Roma dönemi eseri var ama Nero’ya ayrıntılı eğilince sergiye Türkiye’nin de katkısı var. Hatta sadece İtalyan ve Türk kültür bakanlıklarına teşekkür edilmiş. Şahane Afrodisias’tan…Aphrodisiás…Ἀφροδισιάς…
NeRo sergisinin Londra’da olmasının çok anlamlı olduğu kanaatindeyim. Çünkü İngiltere tarihi okunurken, Londra Gezisi yapılırken ihmal edilen Kraliçe Boudica işte bu Romalılar İşgali’ne karşı kahramanca direnmiştir. Anlamlı direnişin sembolü heykel grubu aslında ne kadar da şehrin göbeğindedir ancak etraftaki diğer kıymetli eserlerin cazibesiyle ihmal edilir gibi? Yani sergi ile alakalı günlük hayatımızda bazı objelerin, eserlerin önünden geçiyoruz zaten…
Sergiye dönersek; objeler, onların becerikli ellerden çıkmış sunumları ve animasyonlar harika ve öğretici ama bence NeRo sergisinde politikacıların, başa geçenlerin, gücü elinde toplayanların yaptıkları şeylerin nasıl da aynı olduğunu bir daha anlarsınız bu sergide…yüz yıllar geçse de üstünden…
NeRo iktidara bilinçli ve adım adım gelir…Kendisi ile yeni bir dönem başlar, şimdi tarihçiler öyle der ama zamanında o ve etrafındakiler de bunun farkındadır. Çünkü tahta çıkışı annesi tarafından planlanır. Kendisinden beklenti büyüktür; hem senatörler ve hem de halk…o sebeple başa geçmesi ‘New Golden Age’ olarak isimlendirilir.
Sonra neler olur?
Genelde gücü eline geçirenlerin yaptığı gibi…o da hırstan çatlar…
Önce annesi Agrippina’yı uzaklaştırır. Onunla olan ilişkisini, baştan sona doğru nasıl kötüleştiğini basılan paralardan ve güç dengesinin nasıl değiştiğinden anlarsınız. Önce paranın ön yüzünde oğlu ile beraber ve karşılıklı birbirlerine bakarken…sonra paranın arka yüzüne kaydırılır Agrippina…son aşamada ise paranın her iki yüzünden de silinir. İşte bu açıdan çok çarpıcıdır sergi kanımca…bir kitapta olamayacak şekilde, eğlenceyle…
Ayrıca yönetim biçimi açısından da farklıdır, vergiler…inşaat faaliyetleri…ileri görüşlü kabul edilen uçuk ve standart dışı projeler?
İnşa edilen görkemli kraliyet sarayı…hem de yanan Roma külleri üzerine…garibanların evlerinin temellerine…daha büyük…Domus Aurea…
Görkemli saraylara, lüks yaşama itiraz eden az olur, çünkü üst tabaka da aynı israfa boğulmuştur. Yeni zenginlerin hallerinden ve kasalarına akan servetten memnun oldukları ve kendisine karşı çıkmadıkları bilinir. Sergi bu hususu da ele alır.
Roma’yı o mu yaktı? 9 gün süren yangından ne kadar sorumlu tutulabilir bilinmez ama yangın devam ederken yaptıkları halka ve senatoya yetti…Böyle bir neticeye varır sergi.
Halka da oyalanmaları için bir şey verir tabi…tiyatro, eğlence, gladyatörlük, araba yarışları, müsabaka ile avuntu.
Sahneye, veya balkon da diyebilirsiniz, çıkan ilk imparatordur…halkı ikiye böldüğü söylenir..yüzde elli…yüzde elli…
Kendine sadıklardan oluşan yeni bi lejyon kurar ve isyancıları bastırır. Askerlerin birbirine kırdırıldığı savaşın ne kadar acımasız olduğunu da bu muhteşem sergide ki miğferlerin aldığı darbeden gözlemleyebilirsiniz.
Ölümüyle önemsiz olan yıkılan, kırılan ve devşirilen büstlere çok dikkat etmenizi öneririm. Nero büstü kendisinden sonra gelen Vespasian olarak nasıl da yeniden şekillendirildi. Sergi bunu çok iyi yansıtmıştır.
O halde kötülüğü ve gücü kötüye kullanmayı NeRo’ya mal etmemeli…Var değil mi NeRo’nun yaptıklarını çağdaş demokrasilerde de yapan tanıdıklarınız? Sadece güçten vaz geçemediler NeRo gibi…daha öyle erdemli bir son yaşamadı hiç biri…