Hem de savaş meydanında…
Biz Ortaçağı’n sonu Yeniçağ’ın başlangıcı olarak İstanbul’un Fethi’ni tarih olarak alırız. Ama İngiltere’de durum biraz daha farklı algılanır.
Daha sonra William Shakespeare’in eserlerine de konu olan bir savaş gerçekleşir, 1485 yılında, Ağustos ayında…bugün…
Bu savaş Bosworth Meydan Muharebesi’dir ve 32 yıl süren ‘Güller Savaşı’nın son büyük çarpışmasıdır. Ağustos ayı sonu da yıl dönümüdür. İngiliz tarihi bu hanedanlar arası çekişmeden ibaret değildir ancak en çok iz bırakan dönemdir diye düşünebilirsiniz.
Shakespeare’in eserlerinin de yoğun etkisiyle kötü ve günahkar bilinir Kralı III. Richard ve savaş meydanında katledildi. Yerine Henry Tudor geçti. Bu iki rakip farklı hanedana, Lancaster ve York hanedanları, mensup olsalar da büyük babaları Kral III. Edward’tır.
Savaş sonrasında kazanan Tudor Hanedanı mensupları tarafından tarih yazılır ve günümüze taşınır. Lancaster Hanedanı iyinin kötüyü yendiği Bosworth Savaşı’nın hatırlanması…ancak kendilerinin istediği şekilde hatırlanması için çabalar. Dediğim gibi Shakespeare gibi bir ozanın varlığı ve eserlerinin etkisi büyüktür. Çünkü Shakespeare şairlikten ziyade ozandır, yani hem söyler ve hem de yazar. O bakımdan okuma yazma bilmeyen halk üzerinde de etkili olmuştur.
Daha sonraki yüzyıllarda tiyatro gösterilerine konu olur bu durum; savaş, ölüm ve korkunç olarak tariflenen III. Richard. Türkiye’de de Başar Sabuncu tarafından yaşam-ölüm, iktidar konularını ele alan ‘Bir Ata Krallığım’ isimli tiyatro oyunu vardır ve hatta kitabı bile çıkmıştır.
III. Richard savaşa tacını giyerek katılır ve ‘…bu gün KRAL olarak kazanacağım veya öleceğim…’ der. Savaşın sonuna doğru ‘Atım…krallığım’ diye haykırdığı bilinir. Bunları bizler tabi yine Shakespeare’in eserlerinden biliyoruz. III. Richard savaş meydanında ölen son İngiliz kralıdır. Yüzyıllardır aşağılanmasına, kamburluğuna vurgu yapılarak itibarsızlaştırılan Richard’ın mezarı Leicester şehrinde 2012 yılında yine öldüğü ay olan Ağustos ayında bir otopark altında bulunur, Kanada’dan gelen bir aile bireyi ile DNA karşılaştırması yapılır ve savaşta ölen kral olduğu kanıtlanır, Leicester Katedrali’nde itibarı geri verilir.
Bir de Tudorlara karşı Richard yanlıları var ki tarih boyunca bilinçli olarak karalandığı iddiasında bulunurlar. Ancak varlıkları ‘Facebook topluluğu’ olmaktan öteye gitmez. Abdülhamit yanlılığı gibi yani…bizdeki gibi Abdülhamit Han’ı yüceltme politikası olmadığı için de pek önemsizdir…
Henry savaşı kazanınca Richard’ın tacı ile savaş alalında kendini kral ilan eder. Ancak tabi bu denilenlerin, Shakespeare’in yazdıklarının ne kadarının gerçek olduğu bilinmez. Kral Henry’in hatırlanmasını istediği şeyler de olabilir. Ayrıca galip gelen Henry yendiği kuzeninin hanedanından, York’lardan bir evlilik yaparak iktidarını ve krallığını daha da halkı hale getirmeye çalışır.
İngiltere’nin her tarafında, binalarda, düğün kıyafetlerinde, taç giyme törenlerinin görkemli duruşunda, kilise ve bazı binaların üzerinde de Tudor Gülü denilen simgeyi yerleştirir. Uzun süren savaşlar döneminin adının da Güller Savaşı olmasının nedeni budur. Lancaster Hanedanı’nın kırmızı gülü ve mağlup ettiği York Hanedanı’nın beyaz gülü…
Rengi de dökülen kanın değil, 30 yılın ardından tesis edilen barışın ve ulusal birliğin sembolüdür.
York Gülü daha sonra da İngiltere gülü olur, adı Tudor Gülü’dür. İngiltere’nin eşitli şehirlerinde bina, saray ve kilise duvarlarında göreceğiniz gül bügün İngiltere’nin ulusal amblemidir. Özelikle de Cambridge Üniversitesi’nde King College Okulu binaları ve şapelciğinde bu gülün muhteşem örneklerine rastlarsınız…diğer hanedan sembollerinin yanı sıra.
Kraliçe Elizabeth’in taç giyme törenindeki kıyafetinde de Tudor Gülü’nü görürsünüz. Taç giyme töreninin anısına basılan hatıra paranın arka yüzünde yine bu York Gülü vardır.
Her gün elimizde dolanan paralarda nasıl simgeler var? 20 İngiliz kuruşunun üzerinde işte bu Tudor Gülü vardır. Değersiz demeyin, en çok el değiştiren paradır.