Ataşehir-Üsküdar hattındayım.
Sakiniz ama çok kalabalığız.
Minibüsün uğultusundan yanımdakini bile duyamazmışım gibi geliyor ama derinden bir şarkı “ben burdayım” diyor.
Eski Dostlar.
O sırada bir çocuk önünde oturan annesini dürtüyor.
“Anne ne kadar kaldı?”
Ufaklık sen hiç duydun mu bu şarkıyı?
Sana eski dostlarını say desem sayabilir misin?
Ben de sayamam.
Hafıza tuhaf şey. Aniden bir kapı numarasını hatırlıyor da, hayatında iz bırakmış belki de yara yapmış veya kahkahalar attırmış bir anıyı tutup çıkartmakta çok naz ediyor.
Belki 10 yaşındaydık tanıştığımızda.
1'er yaş arayla 2'şer kardeşten oluşan 4 kişilik bir arkadaşlıktı bizimkisi.
Benim abim var, senin kardeşin.
Anne babalar çocuklarını da düşünürler ya bir misafirliğe giderken, bizimkisi de öyle başladı. “Hem çocuklar da eğlenir, bak yaşıtları var.”
Sen en büyüğümüzdün. Kardeşinin de gözleri güzeldi ama seninkiler bir başka güzeldi. Baktıkça bakardı insan. Bir de kısacık saçların vardı. Ben de “senin gibi” kestirmiştim.
Bostancı'da denize bakan panjurlu evinize gelmek bizim için dünyanın en heyecan verici macerası gibiydi.
“Neler oynardınız?" deseler hiçbir şey hatırlamıyorum. Sadece senin oyun kurduğunu ve harika gülüşlerinizi hatırlıyorum. Ve eve gitmek istemediğimizi….
Yıllar geçti. Çok yerlerde beraber olduk. Yazlıkta, teyzenlerde, sizde, bizde. Büyüdükçe yakın arkadaş olmadık ama sen hep vardın benim çocukluğumda, gençliğimde, anılarımda.
Birgün artık buralarda olmayacağını hiç düşünmemiştim. Topu topu benden 2 yaş büyüktün.
Abla, evlat, hala ve arkadaş olmaktan vazgeçip bırakıp gittin işte sen de. Bir gün hepimizin yapacağını sen biraz erken yaptın.
Hoş bunun erkeni geçi olmaz ama daha seninle birlikte çok şeyler yapacak çok insan vardı. Biraz daha kalsaydın keşke.
Gittiğin yer nasıl bir yerdir bilmiyorum ama eminim gülüşünle iyice pırıl pırıl oluyordur.
Üsküdar'a geldim. Eksilenleri fark bile edemediğimiz kalabalığa takıldım. Dilimde Eski Dostlar, aklımda hep anılar.
Ve bir karar verdim. Bir sonraki kaybı beklemeden tüm eski dostlarımı anılarımdan teker teker çıkarıp selamlayacağım. Hafızanın “unuttum” oyununa gelmeyeceğim.
Yoksa biz kalabalıklarda farkedilmeden, teker teker eksildikce, kalan sevdiklerimize bırakacağımız hatıralarımız olmayacak ve kimse bizi hatırlamayacak.
Her anında yaşadığınızı hissettiginiz unutulmaz bir hafta olsun.