Annesinden 70 yıl sonra neredeyse aynı zamanda taç giyecek Kral III. Charles’ın taç giyme haftası ve hatta arefesindeyiz. Bin yıl gibi bir süredir devam eden kraliyet gelenekleri, hükümetin başı olmanın sorumluluğu ve çağın gereklilikleri arasında nasıl bir tören olacağı merak ediliyor.

973 yılında Kral Edgar’ın taç giymesinden bu yana tam 1050 sene geçti. 1066’dan beri 40. taç giyme töreni olacak.

Kraliçe II. Elizabeth sadece kırılması artık zor görülen rekorlara sahip değildi. Aynı zamanda hanedanın başı olarak 3.5 kilogram ağırlığındaki Aziz Edward Tacı’nı takabilen yegane hükümdardı.

Şimdi sıra oğluna geldi. Bugün o bakımdan ilginç bir gün…

En son yapılan tahta çıkma töreninin de 70 yıl önce olduğu dikkate alınırsa ‘taç giymek ne demek?’ ‘hangi aşamaları gerektir?’ sorularını sorarsanız sırasıyla geçit töreni, taç giyme yemini, yağla mesh etme, yüzük, kılıç, taç, asa…

Saray mücevherleri hem halka açık yapılan törenlerde takılır ve hem de her yıl parlamentonun açılış töreninde hanedanın başı krallığın simgesi tacı takarak parlamentoya gelir. Bu, diğer görkemli kıyafet ve takılarla beraber kıymetli bir gelenektir ama hiç bir tören taç giyme gibi olamaz elbette.

Bu kadar görkemli taçlar arasından Kral Charles’ın hangi tacı takacağı merak ediliyordu ve Buckingham Sarayı bir süre önce bunun Aziz Edward Tacı olacağını duyurdu. Önemli olmasının altında hem kraliyet ve hem de III Charles açısından kıymetli anlamlar taşıyor olmasıdır. Zira adası ve atası II. Charles’ın 1661 yılında kraliyetin yeniden tesis edilmesiyle giydiği bir taçtır, öldürülen babasının imha edilen tacının yerine yapılmıştı ki o da Günah Çıkartıcı Kral Edward’a işaret eder, ölümünden sonra da aziz mertebesine yükseltilmiştir. 13 Ekim tarihi hala Anglikan ve Katolik kiliseleri tarafından Aziz Edward günü olarak kutlanır.

Tacın üzerindeki Aziz Edward safirini Kral Edward’ın bir yüzük üzerinde taktığı bilinir, mezarında bile…

Taç töreninin yanında tabi kutsal yağ ile yıkanma da bir o kadar kıymetli, eski ve dinsel bir törendir. 17. yüzyıldan sonra artık kral ve kraliçelerin tanrı tarafından görevlendirildikleri düşüncesinden vazgeçilse de töreni ve kralın kutsal yağ ile yağlanması geleneği saklı kaldı. Ne de olsa bu ‘Tanırının lütfu üzerindedir’ anlamına gelir…God’s grade upon the ruler…

Törende önemli olan şey ise kartal başlı altın kapta hazırlanan kutsal yağ taa 12. yüzyıldan kalan taç töreni kaşığına dökülür ki bu kaşık taç giyme töreni objelerinden orijinal kalan tek parçadır ve o derece kıymetlidir. Çünkü diğer parçalar 1749 yılında parlamento tarafından imha edilmişti.

Bu yağlama işi örtülü yapılan ve Canterbury Baş Piskoposu’nun yürüttüğü bir törendir.

Ama Kral Charles bir taç daha giyinecek; ağır, sembolik, paha biçilmez Edward tacı ile yapılan törenden sonra bir de devlet törenlerinde giyilen tacını takacak ve manastır çıkışındaki geçit törenine geçecek. Bu taç da dedesi Kral 6. George için 1937 yılında yapılan taçtır. Diğer kıymetli taca göre daha yeni olsa da üzerindeki 2800 adet elmas taş onu ziyadesiyle kıymetli yapmaya yetiyor. Ek olarak da 17 adet safir, 11 tane zümrüt, 269 inci, ve 4 tanecik de yakut taşı bilgisini de eklersek ne kadar paha biçilmez bir parça olduğu ortaya çıkacaktır.

Peki başka ne var diye sorarsanız bir de kralın eşi var tabi…kraliçe?

Bu esnada o da kralın yanında taç takıp kutsanarak kraliçe olacak. Ne uzun bir bekleyişten sonra her ikisi açısından. Bize de seyretmek düşüyor dememeli…her gün değil 70 yıldan sonra ilk defa rastlanan bir gelenek sergilenecek gözlerimizin önünde. Kaçırmak entegre olmaya çalıştığımız toplumla ilgili bazı ayrıntıları görmemizi engelleyebilir veya geciktirebilir.

O halde töreni ve kutlamaları evden veya tören alanından izlemek mümkün olmakla beraber belli başlı bazı merkezlerdeki kutlamalara da katılmak mümkündür; dans, müzik ve piknikle…

Mesela 8. Henry’nin Hampton Court Sarayı’nın bahçesinin çimleri üzerinde piknik yaparak kurulan dev ekrandan seyretmek…

Greenwich’teki Kraliyet Deniz Okulu arazisindeki müzikli ve danslı bedava kutlamalar da çekici olabilir. Ne de olsa kraliçe Mary ve Elizabeth’in doğup yaşadıkları yerdir.

Daha sakin bir yerde, kıymetli mimar Wren’i de hatırlayarak törene vakıf olmak isterseniz Aziz Barthelomew Kilisesi atlarının ekranında…sessizce…