Suriye dünyanın bir ucunda uzaklarda bir yerde değil.
Burnumuzun dibinde!
KKTC açısından çok önemli gelişmelere gebe.
Düne kadar Rum Kesimi\'nin Rusya\'yı da kullanarak çok etkili olabildiği Esad Diktatörlüğü\'nün yıkılmasının an meselesi olduğu bu ülkeyi ve gelişmeleri dikkatle izlemeliyiz.
Suriye konusunda tutarlı bir politika izlemekte zorlanan Türkiye\'nin ana muhalefet partisi CHP\'de en son üyesi bulunduğu Sosyalist Enternasyonal\'in İstanbul\'da Suriye ile ilgili olarak gerçekleştirdiği bir toplantıda önemli bir ders aldı.
Sosyalist Enternasyonal\'in Suriye\'ye bir heyet yollamasını öneren CHP teklifi kararlı bir şekilde red edildi. Suriye Muhalafetini temsil eden isimler bu öneriye haklı olarak çok kızdılar. Çünkü heyet Suriye\'deki kanlı Esad Diktatörlüğü\'ne muhatap olmak zorunda kalacaktı. Avrupa\'nın \"akıllı sosyaldemokratları (Türkiye ve KKTC\'de de olsalar keşke)\" bu hataya izin vermediler.
CHP Dış Politika Alanı\'nda en son Kıbrıs konusu söz konusu olduğunda olduğu gibi gereksiz çıkışlarla hata üstüne hat yapmakta. KKTC\'deki son tartışmada CHP, (istemeyerek sanırım) YKP ve BKP ile aynı safta oluvermişti.
Suriye söz konusu olduğunda da hala \"Esad\'ı savunma\" hatasına düşmekte.
Suriye\'de sona yaklaşıldığının en açık işareti Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Devlet Başkanı Barack Obama arasında Seul\'de gündeme gelen görüşmenin ardından yapılan açıklamalar oldu.
Güney Kore\'nin başkenti Seul\'de bulunan Grand Hyatt Seoul Otel\'de gerçekleştirilen görüşme sonrası yaptıkları basın açıklamasında iki lider de toplantının büyük bölümünü Suriye konusuna ayırdıklarını ve bu konuda işbirliğine devam edeceklerini bildirdiler. Başbakan Erdoğan, görüşmede öncelikle Suriye konusunu ele aldıklarını söylerken Türkiye\'nin Suriye ile 1910 kilometrelik sınırı olduğunu hatırlattı.
\"Şu anda en önemli göç merkezi haline gelmiş durumdayız. Şu ana kadar ülkemize göç eden Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 17 bin kişiyi aşmış durumda. Tabii bir taraftan ölüm hadiseleri var. Helikopterlerle bombalamak suretiyle de bugünlerde ölüm sayıları sürekli artıyor. Buna seyirci kalmak, bunu beklemek, buna müdahale etmemek mümkün değil. Bu bizim vicdani bir görevimiz. Bu konuda gerekli olanları uluslararası hukuk çerçevesinde yapmanın gayreti içerisindeyiz ve Suriye konusunda üzerimize düşeni yapacağız. Bu konuda düşüncelerimizin geneli itibarıyla örtüştüğünü görmek bizleri ayrıca memnun etmiştir.\" diyen Başbakan aslında çok net mesajlar verdi.
Türkiye Suriye\'deki vahşete seyirci kalamaz. İnsanlık adına üzerine düşen görevi gerçekleştirmek zorunda.
ABD bu konuda müttefiki Türkiye\'nin yanında olduğunu açık olarak göstermekte. Suriye\'de aktif konumda olan Türkiye\'nin terör sorununun çözümüne de destek olmak zorunda.
Suriye\'de Şii azınlığın Sunni çoğunluk üzerindeki baskısı anlamına gelen Esad Diktatörlüğü çöktükten ve tarihin çöplüğündeki yerini aldıktan sonra bölge çok değişecek. Doğu Akdeniz\'de Türkiye ile çok sıkı bir işbirliği içinde olacak olan yeni Suriye Yönetimi hem Rum Kesimi hem de İsrail için şimdiden \"uyku kaçırıcı\" bir gelişme durumunda.
Türkiye\'nin yeni ve güvenilir müttefikleri ile Doğu Akdeniz\'deki gücü artacak. Özellikle Esad Rejimi ile olunamadığı kadar yakın ilşikiler içinde olunacak Suriye ile. Bu gerçeği ve Türkiye ile sıkı işbirliği beklentisini Suriye Muhalefeti temsilcileri ile konuştuğumuzda açık olarak görmekteyiz.
\"Kıbrıs ve 1 Temmuz\" söz konusu olduğunda KKTC\'de \"gereksiz paniğe kapılıp telaşa düşen\" çevrelere de hatırlatmakta yarar var. \"Heyecanlanmalarına\" gerek yok. Sandıkları gibi \"fatura Türkiye ve Kıbrıslı Türklere kesilemeyecek\". Bazıları bunu çok istese de olmayacak.
Türkiye\'nin gücü ve ağırlığı Kıbrıs ile ilgili olarak \"1 Temmuz Krizi\" ile birlikte çok net ortaya çıkacak ve bugüne kadar buna inanmak istemeyenler de bize hak verecekler. Az kaldı!
\"Ermenistan Eurovision\'dan değil Karabağ\'dan çekilsin!\"
Aynen!
Türkiye AB Bakanı ve Başmüzakareci Egemen Bağış Alman Marshall Fonu\'nun düzenlediği bir toplantıda Brüksel\'de Azeri topraklarının yüzde yirmisinin işgal altında olduğunu hatırlatıp Ermenistan\'ın şov yapmak yerine işgale son vermesini talep etti.
Hakikaten öyle!
Ermenistan\'ın Eurovision\'da zaten kazanma şansı olmayan şarkısıyla çekilmek yerine askerlerini işgal ettiği Karabağ\'dan çekmesi çok daha doğru olurdu.
İşte bu yeni Türk Dış Politikası\'nın doğru yerde verdiği doğru mesaja en güzel örneklerden biri oldu.
Helal olsun!