Bugün sabaha karşı Almanya’nın yeni koalisyon hükümeti üzerine anlaşma sağlandı!
Seçimlerden başarıyla çıkan Angela Merkel’in partisi CDU ve kardeş parti CSU oldukça başarılı pazarlık yapmış olmalılar. SPD bu koalisyonun ve dört yıl sonra seçimin “kaybeden ortağı” olmaya aday. En acısı ise Almanya’da yaşamakta olan yüzbinlerce insanımız bir kez daha “büyük bir hayal kırıklığı” yaşadı.
Yapmadılar!
Çağın gerisinde kalmış “örümcek kafalı” hristiyandemokratlar “çağdaş” hristiyandemokratlara karşı bir kez daha kazandı ve “Çifte Vatandaşlığı” başarılı bir şekilde engellediler. SPD ise “çifte vatandaşlık olmazsa koalisyon olmaz” nutuklarından sonra şimdi Türkiye kökenli seçmenlerine “pantolon olmadı, ama size kilot verelim” tezgahtarlığı yapma hazırlığında.
Bir SPD üyesi hem de oldukça aktif bir SPD’li olarak dobra, dobra söylüyorum: “Olmadı SPD!”.
Bir kez daha “Türkiyeli seçmenlere verilen söz tutulmadı”!
CDU ve CSU ise utanmalılar! Onlarca yıldır bu ülkede yaşamakta olan insanlarımıza birazcık saygıları olsaydı “Çifte Vatandaşlık” konusunda bu “ilkel-geri kalmış-yobaz” direnişi göstermezlerdi!
Bu koalisyon anlaşmasının bizim açımızdan “evet bu iyi bir gelişme” diyebileceğimiz tek yanı bugüne kadar Almanya’da doğan insanlarımıza dayatılan “23 yaşında iki ülkeden birini seç” tarzı aslında insan hakları açısından da “rezil bir uygulama” olan durumun bundan sonra kaldırılacak olması. “Çifte Vatandaşlık” bu ülkede doğan çocuklarımız için artık mümkün olacak.
Ne acı bir durum!
40, 30 ya da 20 yıldır Almanya’da yaşayan insanlar bu ülkede doğmadıkları için “Çifte Vtandaşlık Hakkına” sahip olamayacaklar ama çocukları hiç değilse şanslı!
Aslında CDU ve CSU çok “hain bir planı” bu şekilde gerçekleştirme derdindeler. CDU ve CSU için Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da Angela Merkel’in rüyasında bile göremeyeceği ilgiyi görmesi çok rahatsız edici. Türkiyelilerin İslam dinine olan sıkı bağlılığı ve kültürlerini her şeyin üstünde tutmaları CDU ve CSU’ların onlarca yıldır değiştiremediği bir gerçek. Tek umutları çocukları Çifte Vtandaşlık aracılığıyla annelerinden, babalarından, kültürlerinden koparmak ve Türkiye’den uzaklaştırmak. Hedefleri bu tek yanlı uygulama ile “asimilasyon”!
Annesi Alman olan büyük oğlumun kolundaki dev eski Alman harfleriyle yazılmış Türkçe döğmede yazan “Kökenim gururumdur” sloganının lafta değil kalplerde olması onları rahatsız eden.
Tutmayacağından eminim! Ancak onlarca yıl önce bu ülkeye gelmiş ve bu ülkede ömür tüketmiş insanların “Türkiye sevgisini” bu şekilde cezalandırmak büyük haksızlık! Üstelik Almanya’ya da sahip çıkmış ve destek vermiş olan insanlarımıza büyük bir “vefasızlık”.
Bir tür vermek istedikleri mesaj açık: “Çocuklarınızı bırakın, biz onları Almanlaştıralım ama siz isterseniz gidebilirsiniz!”
Bizim insanımızın bir kez daha yediği kazık dışında da SPD’nin bu anlaşmayı 475.000 üyesine onaylatması kolay olmayacak.
SPD’nin Enerji Politikası alanında talepleri neredeyse hepsi kabul görmedi. Türkiye’de Atom Enerjisi’ne karşı çıkanlar Almanya’da Atom Enerjisi Üreticileri’nin daha onlarca yıl Almanya’nın sırtına yük olmasını engelleyemediler. Çevreye yönelik “Klima Kanunu” CDU ve CSU tarafından başarıyla engellendi.
Aynı şekilde sokaktaki vatandaşın çektiği ekonomik krizlerde başrol oynayan “özel sektör yöneticilerin maaşlarına kurallar getirilmesi” gibi konular sosyaldemokratların CDU ve CSU karşısında başarız oldukları konular arasında. “Vergi Adaletsizliği’nin Değiştirilmesi” ya da “Sağlık Sistemi’nin adil finansmanı” lafta kaldı!
SPD’nin “her şey pahasına” karşı çıktığı ve AB Kriterleri ile çelişen “Alman otobanlarının yabancı araçlar için paralı olması” konusunda CSU çok başarılı oldu. Almanya’nın bu nedenle başı çok ağrıyacak. “Ayrımcılığa karşı sürekli bir savaş verilen AB’de” bundan böyle otobanlarda “Alman vatandaşına ait olmayan plakalı araçlar otobanları parasız kullanamayacaklar”. Otobanda bile “Alman olan” ve “Alman olmayan” ayrılacak ve “herkes haddini bilecek. Aslında bu uygulama “AB Temel Felsefesi’ne” aykırı bir durum!
SPD’nin büyük zaferleri “Asgari Ücret Uygulaması”, emeklilere yönelik “63 yaş olanağı” ve vergilerin hiç değilse az gelirliler için “artmamış (zenginler de mutlu)” olması şeklinde açıklanabilir.
Sahi unutmayalım SPD “homoseksüellerin uğradığı ayrımcılığa karşı da” başarılı yeni uygulamaları CDU ve CSU’ya kabul ettirdi! Eğer bu üyeleri için bir teselli olacaksa!
Sonuç olarak bu koalisyon anlaşması SPD üyelerinin çoğunluğu tarafından “ehven-i şer” mantığına uygun olarak “etmeyelim de ne yapalım, zaten gücümüz yok” diyerek kabul görürse dört yıl sonra SPD iktidarını görmek daha da zorlaşabilir. Muhalefetteki Yeşiller ve Sol Parti için ideal bir durum olacak bu! Yorulmadan SPD seçmenini kazanma şansına sahip olacaklar.
Şimdi söz sırası 475.000 SPD üyesinde. “Evet” derlerse koalisyon hükümeti kurulacak. “Hayır” derlerse Almanya’da Erken Genel Seçim bile düşünülebilir olasılıklar arasında.
Muhalefetten bunalan SPD Yönetimi şimdi elinden geleni yapacak “Evet” oylarının çoğunluğu oluşturması için ve bence başarılı da olacak.
Bana gelince: siz okurlarım ile bu durumun yaşanabileceğini daha önce paylaşmıştım.
Almanya ve bizim insanlarımız söz konusu ise sadece “asgari ücret” yeterli değil ve Çifte Vatandaşlık olmadığı için aslında “Hayır” dememin alternatifi yok!
Öte yandan Türkiye ve Türkiye’nin çıkarları söz konusu ise bu “örümcek kafalı” CDU ve CSU’lular ve onlardan daha fazla “örümcek kafalı” Sarkozy gibi işbirlikçilerinden yeterince çektik. SPD’nin koalisyon ortağı olması ve Dış İşleri Bakanı’nın bir sosyaldemokrat olması beraberinde Türkiye Politikası’nda “yumuşama da” getirecek.
Dostum AK Parti milletvekili Çağatay Kılıç (aynı zamanda TBMM Almanya Dostluk Grubu Başkanı) ile SPD’nin son kurultayında konuştuğumuz SPD’li dostlarımızdan nelerin değişeceği konusunda bilgiler edindik. Bu bizim için elbette olumlu! Yani Türkiye için oy verecek olursam “Evet” demem gerekecek.
Merak etmeyin şeffaf bir şekilde son kararımı siz okurlarımla paylaşacağım!