Türkiye’de muhalefet sanata, tiyatro kültürüne, kabareye, edebiyata ve genel olarak kültüre bu kadar mı uzak ve yabancı?
Türkiye’de bir haber ajansı aracılığı ile öğrendiğim bu muhalefet adına “oynanan müsamereler” gerçekten bu düzeyde mi yani “düzeysiz mi” olmak zorunda?

Türkiye’de özellikle “ulusalcı kemalistlerin” pek beğenmedikleri “Almanya’da” böyle bir oyun diyemeyeceğim tarzdaki “amatör müsamere” esnasında “kadına yapılan hakaret ve taciz” nedeniyle tüm kadınlar salonu terk ederledi. 

Yine “o beğenmedikleri Almanya’da” ülkelerinin başbakanına “bu derece seviyesiz hakaretlerin” edildiği bir gösteride “muhalif politikacılar” oturmazlardı.

O “beğenmedikleri Almanya’da” muhalefet bu derece kalitesiz, seviyesiz ve de insana ya da kadına yapılan “hakaretler” nedeniyle böyle bir gösteriyi hem “etik” olmadığı hem de “insanları insanlara karşı kışkıtttığı için” sahiplenmezdi.

Anamur’da ise bu olay alkışlanmış!

Şimdi daha iyi anlıyorum Türkiye’de muhalefetin neden “başarızılığa mahkum olduğunu”! Bırakın 2023’leri eğer muhalefet bu “müsamerelere kaldıysa” 2071’lerde bile iktidar rüyası göremez.

Alman ortakları olan ve “etik kurallarımız var” diye çok böbürlenen bir medya grubunun haber ajansının aslında “etik habercilik” açısından Almanya’daki ortaklarından ders almasında da yarar var. Onlar bu “müsamereyi” bu içeriklerle haber yapmadan on kere düşünürler ve Türkiye’de olduğu gibi “hükümete karşı olsun da nasıl olursa olsun” haberciliğine malzeme yapmazlardı. Hatta haberi koyarken de okurlarından ve en başta kadınlardan özür dileyen bir açıklamayı da eklerlerdi.

Mersin’in Anamur İlçesi'nde dün akşam 'İçerdekiler' oyununu sahneleyen tiyatro sanatçısı Levent Kırca, sahneden terörist rolündeki kişi geçerken, "Teröristlere her şey serbest, onlar başbakanın arkadaşı. Bunlar teröristlerle işbirliği yapıyor" demiş.
Yazık! Türkiye’de “Kürt Sorunu’nun çözülmesine, akan kanın son bulmasına ve anaların artık ağlamamasına” tepki olarak “sanat adına sunulan” bu ise bunu yapana “acınır”.

Ancak ardından gelenler ise “insanlık adına çok daha vahim”.

Sahneye gelen çarşaflı bir oyuncuyu gösteren Levent Kırca, "İşte; Türk Hava Yolları'nın hostesi gelmiş. Sen örtünmeyi becerememişsin. Burnun patlıcan gibi ortada kalmış. Ya şu burun beni acayip tahrik ediyor lan" ifadesini kullanmış. 

İnsan bu lafları okurken bile “insanlık adına” utanıyor!

Bırakın dine olan inancından dolayı “örtünmeyi” doğru bulup uygulayan müslüman kadınlara yapılan saygısızlığı ve ağır hakareti bu yapılan tüm kadınlara yönelik ağır bir hakaret.

“Burnun patlıcan gibi ortada kalmış. Ya şu burun beni acayip tahrik ediyor lan” cümlesi Almanya’da tüm kadınların “Bu adam sexist!” diyerek hakkında dava açmalarına neden olacak bir “hakaret”.

Tam bir “kadına taciz” cümlesi!

Türkiye’de CHP’liler, MHP’liler ve İşçi Parti’liler bu “tarz hakaretleri” sanatmış gibi pazarlamakta olan bir “müsamereyi” desteklerken aslında “kendi sahip çıktıkları geçmişin kemalist oligarşisinin” bile gerisinde kaldıklarını nasıl oluyor da fark edemiyorlar anlamak çok zor.


O muhaliflerin arasında yer almış olan ve sağlığında onlardan çok saygı gören rahmetli babam Demirtaş Ceyhun’dan öğrendiğim “edebiyat, sanat, kültür, insan sevgisi, insana saygı” gibi kavramların hepsinin “ayaklar altına alındığı” bu müsamereye eminim en sert tepkiyi yaşıyor olsa babam verirdi. 

Muhalefet dediğin seviyeli olur!

Muhalefet dediğin sanata, edebiyata, kültüre sahip çıkar ve tüm bu değerleri ayaklar altına alan “müsamerelere” fırsat vermezdi.
Özellikle kadınlara yönelik “hakaretlere” en başta tepki muhalefetteki “kemalist oligarşinin kadın haklarına verdiği önemi” her fırsatta dile getiren politikacılarından gelmeli. 

Anamur’daki MHP’li Belediye Başkanı’na hatırlatmak lazım. Ben çok sayıda eşi neredeyse tamamen örtülü MHP’li insanımız tanıyorum. Şimdi onlara acaba bu konuda ne diyecek çok merak etmekteyim.

Yine neredeyse tamamen örtülü bir kadına “CHP rozeti” takanlar bu “müsameredeki sexist patlıcan burnu çirkefliklerini” acaba hangi “vicdanla” alkışladılar Anamur’da?

Hele Anamur’da izleyiciler arasında oturan kadınlardan hiç biri mi tepki vermedi bu “hakaretlere”?

Levent Kırca’yı “çoşkuyla alkışlayan” kadınlar lütfen “kadın haklarına sahip çıkmasınlar”, çünkü hiç inandırıcı olmaz!
Hoş ,”muhalefetin kadınlarının” çoğu CHP milletvekili Muharrem İnce “örtünmek özgürlüğün engellenmesidir” tarzında saçmaladığında da “tepki vermemişti”. Oysa bir kadının hangi koşullarda “daha özgür” ya da “daha az özgür” olduğunu bildiğini sanan “erkek modeline” karşı olduklarını iddia etmiyorlar mıydı? İşte Muharrem İnce’nin sergilediği duruş!

Hele bir başka “içki içmeyi çok seven” ve “içkili olduğu” vakitler de “pek hoş davranışları” olmayan bir vekilin geçenlerde Ankara’daki “sataşması”! Sahi aktif muhalif kadınlarımız bu konuda nasıl bir tepki verdi?

İşte muhalefetin hazin konumu!

“Kadına hakaret etmenin” bile muhalefet adına mübah sayıldığı bir muhalefet anlayışı ile “kendilerine hakaret” eden kadını alkışlayan kadınlar, kendisini seçenleri arasında bol sayıda neredeyse “tam örtülü kadın seçmenlerin” olduğunu unutan bir Belediye Başkanı’nın yapmış olduğu gibi “seçmenlerinin burnunu patlıcana” benzettikten sonra “kadına tacizi” espri diye “yutturmaya çalışana” yönelik “sizi gene bekleriz” tarzı laflar ile bu “düzeysizliğe” kayıtsız kalanlar olduğu sürece Türkiye’de “neden muhalefet yok” diye sormaya da gerek yok bence!