Hayat rahat durmaz, her sabah yeni bir macera, açık uçlu.
Bu maceralarda hep bir sevdiğini ararsın, “olsa… gözlerimiz, seslerimiz konuşsa…” dersin.
Hayattan mola alırsın, moladayken “olsa… iki lafın belini kırsak…” dersin.
Hayat hızını alamaz iki büklüm eder seni, yine de acıyan yerini tuta tuta ayağa kalkarken bile dersin ki “olsa… bana bir çay koysa…”
Özlersin, kızarsın, küsersin, gene özlersin, gene kızarsın, ama hep olsun istersin.
Dost böyle birşeydir.
Dostla kurulan bağ “Ruhani” boyuttan öte, biyolojik bir bağdır. Çok canın yanar koparsa, zarar görürse. Dokunun yenilenmesi zaman alır.
Dost kahkahadır, hüzündür, konuşmamaktır, susmamaktır, dost özlemdir, kavuşmadır, paylaşmadır, kimi zaman ilk yardımdır, canınız yanarken ilk onu arasınız.
Dost çok şeyin ilkidir. İlk sigara yanlız içilmez. İlk defa annenizin babanızın yanında sarhoş olmadınız heralde.
Dostlar anılardır, şimdi yanımızda olandır ve geleceğimizdedir.
İnsan yaşlandıkça geleceği değil de daha çok geçmişi düşünmeye başlar. O zaman kazandıklarımızı değil kaybettiklerimizi anmaya başlarız. Kalp kırmak kolay iş, samimiyetin galeyanına gelip bir kelimeyle kaybettiğimiz insanlar var.
O insanları hala anıyorsanız, her içkinin ilk yudumunda belki, içiniz bir sızlıyorsa, veya içtiğiniz kahve bir anda tatsız geliyorsa, ya da burnunuzun direği sızlarken, “ya nerdesin…” diyorsanız gizli gizli…
Siz hala seviyorsunuz….
Gidin konuşun bence….
Ama şu hayatımızı parmağında oynatan, sırf kendi çıkarını düşünen şımarık egonun bizi pohpohlaması var ya, “ya bırak allasen, o kaybetti” kandırmacası var ya, kimbilir kaç gönül almamızı engelliyor…
Seçim bizim. Ya kolaya kaçar, bizim için seçim yapan egomuzu takip ederiz, ya biraz kalbe yolculuk edip, dostlarımızı yanımıza toplarız.
Hayat çok sert. Bence yumuşak yastıklarımız sevdiklerimizi mutlu etmek en temel gayemiz olmalı. Onlarsız olmayı beceremediğimiz ortada…
Paylaştıkça artan tek değer sevgi.
Hem de kaynağı yumruk kadar.
Sahip çıkmak çok zor olmasa gerek.
Bize hayatı pırıl pırıl gösteren sevdiklerimize özen göstermek, korumak için kelimelerimizin beynimizden değil de kalbimizden şekillenmesi yeterli.
Dostlarınıza sarılarak nefes aldığımız bir hafta olsun hepimize.