Tabi biz onu Madame Tussauds olarak tanıdık.
Kurduğu müzedeki adının sonundaki ’s’ harfini ayıran kesme işareti zamanla ortadan kalktığı için Tussauds oldu. Bugün giyotinden kaçıp vatan edindiği İngiliz toprağındaki ölüm yıl dönümüdür.
Fransa’dan İsviçre’ye ve son olarak da İngiltere’ye gelen kısa boylu bir sanatçının, koca burunlu iş kadınının, tarihin hala en önemli şahıslarından kabul edilen kişilerin mumyasını yapan büyük yanaklı kadının hikayesini bilerek mumya müzesine gitmek yerinde olur.
Dünyanın çeşitli yerlerinde ve Türkiye’de de mumya müzesi olsa da en önemlisi Londra’dakidir, en ünlülerin mumyaları sergilendiği için ve Madam’ın kendisine ait olduğu için. 88 yaşında Londra’da öldüğünde 1850 yılıydı.
Babasızlık ve taşınma zorunluluğu hayatının ilk yıllarında sıkıntılı verse de kaderini ve hayatının da geri kalanını belirledi. İsviçre’den Fransa’ya Kraliyet Sarayı’na geldi ve vaktiyle adetten olan ‘ölülerin yüz kalıplarını çıkarıp mumya yapma’ işine girişti. Jean Jacques Rousseau, Voltaire ve Benjamin Franklin gibi ünlülerin mumya modellerini yaptı. Fransız İhtilali’nde hapis yatarak giyotini beklerken kurtarıldı. Giyotine gönderilen Fransa Kralı 16 Louis, karısı son Fransa kraliçesi Marie Antoinette’in de mumyaları onun elinden geçti.
Fransız Devrimi ile her şey değişti, İngiltere’ye geldi ama Napolyon Savaşları sebebiyle Fransa’ya geri dönemedi, kocasını bir daha hiç göremedi. Mumya koleksiyonu ile 33 yıl boyunca İngiltere’nin çeşitli yerlerini dolandıktan sonra Londra’da Baker Caddesi’nde ilk daimi sergisini açtı. Serginin ilk objeleri Fransı Devrimi kurbanları olsa da daha sonra kahraman Amiral Nelson’un, Muzaffer İngiliz orduları kumandanı Wellington’ın ve hatta Kraliçe Victoria’nın bile mumyasını yaptı.
Kendi elleriyle, seyyar sergisini kalıcı hale getirdi ve ölünce de oğluna bıraktı. Baker Caddesi’nden bugünkü yerine taşıdı. 1925 yılında geçirdiği ağır yangın ve İkinci Dünya Savaşı’ndaki Alman bombalarından kötü etkilendi ve 350 civarında eseri kaybetti ama yeniden toparlandı. Zaten müzede ilgi çeken görseller maalesef hep güncel olanlar…Londra’dakinde kraliyet mensupları, David Beckham ve karısı, Bond beyler ve Beyonce türü figürler. Kim Kardasyan’ı unutmamak gerekir. Tüm uzuvlarıyla orada. Kraliçe Birinci Elizabeth, Shakespeare, Newton, Alfred Hitchcock veya the Beatles bile çok fazla ilgi görmezken tarihi figürlerin albenili olabileceğini beklemek anlamsız olur.
Kendi portresini de yaptı Madam Tussauds, anılarını da yazdı ve her şey kalıcı olarak burada kendisi tarafından başlatıldı. Ellerinden çıkan bazı eserler hala daha müzededir ama dünyanın 26 şehrinde şubesi olan Londra’daki bu müzeyi şehrin en popüler yerlerinden biri kılan şey biraz kraliyet ailesi bireyleri ve biraz da dünyaca ünlü figürler olmalı ki en çok onların önünde fotoğraf çekme kuyruğu oluyor.
Londra’da Wellington Road 24 numaradaki evinin önünden geçerseniz English Heritage tarafından mavi plaka ile taçlandırılmış olduğunu görürsünüz. Londra’da yaşayan, iz bırakan şahıslardan bir Madam Tussauds.