Balta girmemiş bir ormana paraşütle bir öncü yollarsınız.

Paraşütü ağaçlara takılır ve binbir güçlükle ayağını toprağa basabilir. Yılanların, akreplerin ve her türlü vahşi ve tehlikeli hayvanın yaşadığı ormanda ilk önce yaşam savaşı verir ve ardından ufak, ufak ama azimle bir alan yaratır. İşte oraya helikopterinizi indirebilirsiniz. Ve her şey böyle başlar.

İşte Mualla Çıraklı'da Brüksel Ormanı'nda böyle başladı.

Tek başına. Yapayalnız.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası'nı kutlarım. Yıllar önce çok doğru bir karar verip, doğru kişiyi seçip çok önemli bir adım attı.

Mualla Çıraklı yoktan yarattı KTTO Brüksel Temsilciliği'ni. Brüksel denen "AB Kapalıçarşısı" içinde gerçekten "vahşi orman kuralları" geçerlidir. Orada gencecik bir Kıbrıslı Türk kız mükemmel işler başardı.

Yıllar önce TC AB nezdindeki Büyükelçisi'nin ufak bir çevre ile yaptığı bir toplantıda gördüm Mualla Çıraklı'yı. "Bu ufak kız da kim?" oldu ilk tepkim. Yanımdakilerden biri onun "Kıbrıslı" olduğunu ve "KTTO'nı temsil ettiğini" söylediğinde itiraf ediyorum "kim yolladı bu kızı buralara, bu kız mı temsil ediyor onları" tarzında küçümser bir şekilde yaklaşmıştım.

İşte "o ufak kız" büyük işler başardı.

KKTC Dış İşleri Bakanlığı'nın eskiden Brüksel'e yolladığı "bol maaş alıp oturan kadrolar" sadece otururken Mualla koşturdu. Hem de "nereye koşturduğunu çok iyi bilerek".


Komisyonda, konseyde, parlamentoda ve medyada bir çok insan tanıdı. Brüksel'de sosyal bir çevre edindi. KKTC'de "AB" alanında çalıştığı iddiasıyla "dünyanın maaşlarını" alanlara kıyasla çok mütevazi maaş ve masraf ödenekleriyle KTTO'nın Brüksel Temsilciliği'ni AB nezdinde Kıbrıs söz konusu olduğunda önemli bir "adres" haline getirdi.


KKTC'de o "kendini çok beğenmiş" ve "herşeyi en iyi kendileri biliyor sanan" malüm çevreler Mualla Çıraklı'yı yeterince değerlendirmek gibisinden akıllıca bir adım atma becerisini gösteremeseler de o yılmadı. "Unutuldum", "yeterince destek alamıyorum" ya da "bana az para veriliyor" diye ağlamadı.


Oysa KKTC adına "ateşe" ve benzeri tanımlamalarla yurtdışında sürekli "kış uykusunda" olmalarına rağmen dünyanın parasını alıp "onun, bunun torpili ile yıllardır hiç değişmeden aynı yerlerde pinekleyenler" onun motivasyonunun bozulması için yeterliydi.


Mualla Çıraklı sözünü ettiğim "dolgun maaşlı tembeller ordusuna" inat çok "çalışkan" olmayı tercih etti ve tek başına uzun yıllar KKTC'nin Brüksel Lobisi oldu. Eminim bugüne kadar "lütfedilip" ona devlet adına güzel bir teşekkür jesti de yapılmamıştır. Hoş o da beklememiştir zaten.


Kendisiyle gerek o zamanın Büyükelçisi Volkan Bozkır'ın oluşturduğu ekip toplantılarında olsun gerekse "AB'deki Türk kökenli milletvekilleri zirveleri" olsun gerekse de bir çok başka etkinlikte çok güzel işbiliklerimiz oldu.


En son geçen yaz düğününde gördüm onu.


Şimdi ise bence tüm Kıbrıslı Türkleri gururlandırması gereken güzel haberi geldi.


Mualla Çıraklı artık KTTO Brüksel Temsilciliği görevini bir başka arkadaşına devrediyor ve komisyonda çalışmaya başlıyor. Aferin AB Komisyonu'na "işlerini biliyorlar".


Mualla'nın açtığı ve artık helikoptelerin değil uçakların inip kalktığı alanın sorumluluğu Lale Şener'de. KKTO'sını kutlarım. Yine çok doğru bir karar. Lale Şener Brüksel'e atandıktan sonra temsilciliğe hareket ve canlılık geldi. Onun Brüksel'de kalma kararı da haklı bir karar. AB Komisyonu'nun çalışanlarından biri olan Alman eşi ile birlikte Brüksel'de kök salan bir Kıbrıslı Türk artık Lale. Eminim KKTO'de başarılı çalışmalarını izleyeceğiz. Kendisine başarılar diliyorum.


Mualla Çıraklı'ya ise ilk önce kocaman bir TEŞEKKÜR etmek gerekiyor.


Elbette ona yeni görevinde başarılar diliyorum ama başarılı olacağından da en ufak bir kuşkum yok.


Bakalım KKTC'de "sadece kendilerini düşünmekten başka işlerle uğraşmayanlar" kendi toplumlarının yetiştirdiği değerlerinin değerini ne zaman bilmeye vakit ayırabilecekler?