Taç giyme törenleri ve geleneklerine dair görsel hafızalarımız taze iken romantik, güzel, coşkun renkli, kadınsı, çiçek deseni bezeli Royal Albert porselenlerinden bahsetmek için ideal bir an. olabilir. Çünkü 12 Mayıs 1937 yılında Kral 6. George tahta çıktı. Royal Albert markası da ‘Albert’ adını kullanarak 1936 yılında İngiltere kralı olan 6. George’un ilk adına işaret eder…Albert Frederick Arthur George Windsor’a…O da elbette ki büyük büyük babaya, Prens Albert’a, Kraliçe Victoria’nın genç yaşta yitirdiği ve ölene kadar da yasını tutarak ‘…ne büyük bir aşkmış’ dedirttiği eşine.

Albert Crown China ismi ilk 1904 yılında kullanıldı ama kısa bir zaman içinde ‘Royal Albert’ olarak hem anılmaya ve hem de ürünlerin damgasında kullanılmaya başlandı.

Desenleri hiç ezbere seçilmedi ve sadece sanatçıların çizimsel yetenekleriyle da sınırlı değildir. Büyük Britanya Adası’nın ulusal çiçeği, çeşitli hanedanların sembolü olan ve bahçe süslemelerinde en çok kullanılan ‘gül’ ağırlıktadır. Buna ‘İngiliz zerafetinin ve şıklığının her daim rağbet edilen Royal Albert ile sofralara yansıması ve ellere dokunmasıdır’ denir. Değişik bir stil benimsemişseniz dahi Royal Albert marka çiçekli bir çay bardağı elinizde şık durduğu kadar uyumlu olduğu da kabul edilir. Onunla beraber hem klasik ve hem de çağdaşsınız.

Marka aslında sizi başka bir markaya ve 1890’lı yıllara götürür; Stoke on Trend Bölgesi’nin çömlekçilikle geçinen 6 şehrinden birisi olan Longton’a, çömlekçi Thomas Wild’a ve firmayı 19. yüzyıl başında ülke çapında ünlendiren oğlu Thomas Clark Wild’a.

Royal Albert’ın İngiltere kraliyet ailesi ile olan bağı hep devam ettirildi, geleneksel olan ve önemli anma günlerinde, yıldönümlerinde, ilgili gün ve yılın anısına çıkarılan çeşitli parçaların üretiminde firma hep vardı. İlk hatıra amaçlı üretim Kraliçe Victoria’nın 60 yıllık saltanatının yıl dönümünde 1897 yılında yapıldı. Kraliçe II. Elizabeth’in 70, 60, 50 ve 25. yıllık saltanat yıldönümlerinde de tekrarlandı.

Ancak kurucusundan ve Kral 6. George’tan daha da ünlü biri vardır ki o da desen tasarımcısı Horald Holdcroft’tur. Hem ağır ve zengin duran ve hem de açık tonda renkler seçer, cafcaflı kırmızı güllerle sarımsı pembemsi gülleri karıştırır, ve sonra hepsini yeşil ile terbiye eder. Doğal desenlerin seçilmesi ve harmanlanması fikri efsanevi tasarımcı Holdcroft’tan sonra sona ermez elbette, hatta itinayla devam ettirilir. Bu da diğer pek çok şey gibi geleneklerine bağlı bu ülkede bir porselen deseni geleneği olur.

Firmanın başarısının altında esrarengiz bir şekilde her zevke hitap etme isteği ve tercihleri anlayabilme kabiliyetinin yattığı kabul edilir.

1962 yılından beri dünyanın başka bir porselen üreticisinin satmadığı kadar ürün satar. Dünya çapında 100 milyon üzerinde ve hala o tercih ediliyor. Dekorasyona dair bir kaygınız var ise Royal Albert’a başvurunuz denir ve onun fincanları hem çay ve hem de kahve fincanı olarak kullanılır…artık siz ne severseniz. Ama mutlaka çiçek bezemeli, tıpkı üreticisi gibi.

Çayı içselleştiren ve hatta sanki çay İngiliz üretimidir gibi bir izlenim yaratan ve geleneklerinin önemli bir parçası haline getiren İngilizler için günün belirli saatlerinde içilen çayda Royal Albert markasının ağır bir yeri vardır.

Elinde Royal Albert marka bir fincan tutan kişi biraz da tarih kokar denir İngiltere’de…