Hüseyin Ekmekçi yıllardır dost muhabbetimizin olduğu gazeteci bir arkadaş.
Benim "dobra, dobra olduğumu "bildiği için yazdığı bir yazıyı garipseyip şaşırdığımda "delikanlı" geleneği gereği düşündüğümü söylemekten çekinmediğimi bilir. Bu nedenle içim rahat.
Dün Havadis Gazetesi'ndeki yazısında "Yeter Şerife Hanım'ı ezdiğiniz" diye benim de "KKTC'ye bir hizmet olarak gördüğüm ve organize etmekten gurur duyduğum" Golden Tulip Hotel'deki bir buluşmayı (benim de içinde bulunduğum bir fotoğraf karesinı de kullanrak) eleştirmiş.
Havadis Gazetesi'nin bir gün önce "lütfedip" haber olarak kullanmayı gerekli görmediği bu önemli buluşma nedense iç politik başka kavgalara malzeme olmuş.
Havadis Gazetesi, UBP ile ya da Hükümet ile "kanlı bıçaklı" olabilir. Bu konuda bana bir şey demek düşmez.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan söz konusu olduğunda "yazmaya cesaret bile edemeyeceği" bir yazıyı KKTC Başbakanı İrsen Küçük ile sorunlu olduğundan eşi Gülin Küçük vesilesiyle kaleme almak "hiç adil" değil!
İlk önce belirteyim.
Almanya'nın Büyükelçisi ile güzel bir diyalog var.
Kendisi daha önce şimdi isimlerini vermeyeceğim ama "olması gereken herkes" ile de buluşup yemekler yedi. Bir diplomat olarak bence görevini doğru yapıyor. Bu seferki yemekte fotoğraf çekilmesine sıcak baktığı için bir ilk olarak bu buluşmalardan sonuncusunu medya ile paylaştık.
KKTC için güzel bir olayı Rum Kesimi'nde değil de sırf "iç politik sataşma olanağı yakaladım sevdası" ile KKTC'de bu şekilde istismar etmek bence üzücü bir durum. Ayrıca bu yöndeki çabalarımızı da sabote edici. Traj uğruna ülke çıkarları bu derece "harcanmamalı".
Gelelim asıl konuya.
Gazeteci olununca "ben her şeyi bilirim, benim dediğim doğrudur" diyen çok gazeteci geldi, geçti.
Maalesef öyle değil.
Bir ülkenin Başbakanı'nın eşi aynı bir bakan kadar önemli misyonlara sahip kamuya mal olmuş bir şahsiyettir. Hele KKTC gibi bir çok engel ile boğuşan bir ülkede bazen Başbakan değil de eşi ile buluşma oldukça önem taşıyan bir adım da olabilir.
Normal koşullardaki ülkelerde de Başbakanların eşleri çok "ağır ve önemli" şahsiyetlerdir.
İşte Emine Erdoğan.
Çok takdir ettiğim ve Başbakan olan eşinin yanında çok önemli misyonlar yüklenerek ülkemizi şerefle temsil eden bir konumdadır.
Sevgili Hüseyin Ekmekçi'nin yazısından alıntı yapıyorum sizlere bazen "çok bilmişliğin ne vahim boyutlarda olabileceğin" gösterebilmek için:
"...Haber bu… Başbakanın eşi görüştü, bakan da orada bulundu. Ayıptır, günahtır. Bu kabinenin de bir ayıbıdır…Ama en büyük ayıp Şerife Ünverdi’ye yapılıyor. Sonuçta bir bakan var ortada… Yani orada İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu olsaydı, kimin gücü yeterdi, “Başbakanın eşini öne çıkarmaya…”..."
Aynen sevgili Hüseyin Ekmekçi "Ayıptır, günahtır! Bu Havadis Gazetesi'nin de ayıbıdır".
Şimdi size bir örnek vereyim:
Başbakanımızın eşi Emine Erdoğan Avrupa Parlamentosu'nda konuşma yaptığında yanında olan Avrupa Bakanımız Egemen Bağış tüm haberlerde aynı Şerife Ünverdi'nin konumundaydı. Ve eminim ki Egemen Bağış için çok onurlu bir konumdu.
Ancak demekki Hüseyin Ekmekçi bu konuda yazı yazacak olsaydı: "Başbakanın eşi konuştu, bakan ondan sonra konuştu (ya da sustu). Ayıptır, günahtır" yazacaktı.
Tekrar ediyorum. Bilmeyenler öğrenmeli. Başbakanların eşleri ülkeleri için önemli görevler yüklenmek ve gerektiğinde kamuoyu nezdinde üzerlerine düşeni yapmak zorundadır. Bir Başbakanın eşinin yanında durmayı kendine yakıştıramayan bakan ise ancak "yanlış egolara sahip" bir şahıs olurdu.
Aynen yazıdığınız gibi "ayıptır, günahtır". Sırf eleştirmiş olmak için ülke çıkarları açısından gündeme gelen değerli bir olay istismar edilmemeli. Bu üzerine yazı yazıp harcadığınız konu bir "ayakkabı mağazasının açılışı" değildi.
Aynen yazdığınız gibi "ayıptır, günahtır". Tasvip etmediğiniz bir Başbakan eşi için yazı yazarken bunun ucunun nerelere kadar vardığını ilk önce iyi bir düşünmek sonra kaleme almak gerekir.
"Bakanlık makamı" koruyorum diye "takılırken" aslında "Başbakanlık" ve "Başbakan Eşi" kavramları konusunda bilgilenmeniz gerçeğini kabul edin sevgili Hüseyin Ekmekçi!
Biz sosyal demokratlar dobra, dobra görüşlerimiz açıklayabildiğimiz için şanslıyız. Çünkü hatalar üzerine konuşulmazsa tekrarları kaçınılmaz olur.