Hayat dediğimiz bu eşsiz yolculukta her birimiz zaman zaman duruyor, düşünüyor, sorguluyoruz. Nereye gidiyoruz? Neyi gerçekten istiyoruz? Ve en önemlisi: Oraya varmak için ne kadar kararlıyız?

Değişim çoğu zaman büyük bir kelime gibi gelir kulağa. Sanki bir şeyleri değiştirebilmek için dev adımlar atmamız, büyük riskler almamız, dramatik dönüşümler yaşamamız gerekiyormuş gibi… Oysa gerçekte değişim, kararlılıkla atılan küçük adımların toplamıdır. Azimle tekrar edilen sade seçimlerin bir sonucudur.

Her sabah kalkıp "bugün de devam ediyorum" diyebilmektir esas mesele. Her bahaneyi duyup, "ben yine de yapacağım" diyebilmektir. Kararlılık, bazen en sessiz andaki en güçlü karardır. Kimseden alkış beklemeden, sadece kendimiz için aldığımız bir duruş. Biz buna içsel liderlik diyoruz: Dışardan görünmeyen, fakat içeride bizi büyüten bir liderlik biçimi.

Kendimizi geliştirmek için çıktığımız bu yolda çoğu zaman dış engellerden çok iç sesimizle mücadele ederiz. “Yeterince iyi değilim.” “Zaten kimse fark etmez.” “Bu yaştan sonra ne değişir ki?” diyen o iç sesi susturabilmek, azmin ilk adımıdır.

Bir şeyi çok istemekle, onun için çaba göstermek arasında büyük fark var. Gerçek istek, bizi harekete geçirendir. Biz sadece hayal kurmayız; biz o hayalin peşine düşeriz. Sabırla, sebatla, sistemli bir çabayla…

Başarıyı tanımlarken çoğu zaman sonucu konuşuruz. Fakat asıl başarı, vazgeçmediğimiz her gündedir. O “bugün de yapamadım” dediğimiz günlerde, “yarın tekrar deneyeceğim” diyebilmektedir asıl güç. Çünkü mükemmel olmak değil, devam etmek geliştirir bizi. Azim, düşmeye değil kalkmaya bakar. Kararlılık, kusursuzlukla değil istikrarla ilgilidir.

Her gün kendimize söz veririz aslında. Küçük sözler… Daha çok okumak, daha iyi dinlemek, daha az ertelemek, daha çok cesaret etmek… Bu sözleri tutmak karakterimizi inşa eder. Kendimize verdiğimiz sözleri tutabildiğimiz ölçüde kendimize saygımız artar. Saygı arttıkça öz güven büyür, öz güven arttıkça eylemler çoğalır.

Bu süreçte zorlandığımız zamanlar olur. Her kararlılık yolculuğunda yokuşlar vardır. Ve o yokuşlar bizi yoran değil, şekillendiren yollardır. Zorlandığımız yer, geliştiğimiz yerdir. Tereddüt ettiğimiz an, fark ettiğimiz andır. Ve işte bu farkındalık anları bizim gerçek kırılma noktalarımızdır.

Kararlılık sadece bir hedefe kilitlenmek değil, aynı zamanda o hedefe ulaşırken kendimizi tanımak, dönüşmek, geliştirmektir. Yol boyunca öğrendiklerimiz, ulaştığımız sonuçtan çok daha değerlidir. Çünkü sonuç geçici olabilir, dönüşüm kalıcıdır.

Kendimizi geliştirmek, hayattan daha fazla tat almak ve potansiyelimizi açığa çıkarmak için kararlılıkla attığımız her adım, yeni bir kapıyı aralar. Ve zamanla görürüz ki, asıl mesele başarmak değil; vazgeçmemekmiş. Her durakta durup dinlenebiliriz, yine de yolculuktan vazgeçmeyiz. Çünkü bizim için önemli olan, yolda kalabilme iradesidir.

Bazen sessizce ve derinden değişiriz. Bazen bir başkasının fark edemeyeceği kadar incelikli adımlar atarız. Ve biliriz ki, gerçek dönüşüm böyle olur. Gürültüsüz ve güçlü. Görkemli değil, anlamlı. İşte bu yüzden azim, içten içe büyüyen bir çiçektir. Her gün biraz daha kök salar, biraz daha güçlenir ve sonunda kendini gösterir.

Biz, kararlılıkla ilerlemenin ne demek olduğunu bilenlerdeniz. Her yeni gün, bir adım daha ileriye gitmenin mümkün olduğunu kendimize hatırlatırız. Yorgunluklara rağmen devam etmenin, endişelere rağmen güvenmenin ve sonuçlara rağmen umudu bırakmamanın adıdır bizim yolculuğumuz.

Hatırlayalım, en büyük fark, kararlılıkla sürdürülen küçük adımların toplamında gizlidir. Ve biz, o farkı yaratmak için buradayız.

 

M.Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

Instagram @indusefsun

 

 

#kararlılık #azim #devametmek #içseldönüşüm #liderlikyolculuğu #gelişim #özgüven #hedefodaklılık #içselgüç #hayatınritmi #farkındalık #güçlüadımlar #kişiselfarkındalık #anlamlıyaşam