Böyle seslendi kız kardeşi Padraic Pearce’ye ama onu geri getiremedi. İrlanda bağımsızlık uğruna evlatlarının ölüşüne bu şekilde şahit oldu.
‘Come home, Pat, and leave all this foolishness’ diye seslenmişti ona 24 Nisan 1916 günü camdan. İrlandalıların orta sınıf entelektüellerinin hırslarını ve vatan sevgisini anlamak için bu olayı, 1916 yılının Paskalya Ayaklanması’nı, çok iyi tahlil etmek gerektiğine inanılır. Sadece 150 kişi, yoldan geçenlerin ilgisiz bakışlarına karşı Dublin Büyük Postanesi’ni sadece birkaç tüfek ve tarım aletleriyle işgal ettiler ve İrlanda Cumhuriyeti’ni ilan ettiler. Adeta Amasya Genelgesi’nden yola çıkıp Sivas Kongresi’ne varmak ve sonra da ilk meclis için Ankara’ya ulaşmak gibi.
Bu sezgi ve duyarlılığın devamında…
800 kadar asker ve sivil direnişe katıldı; önce bira fabrikası, bisküvi fabrikası ve hatta akıl hastalıkları hastanesi gibi noktalar tutuldu. Yoksullar dükkanları yağma ve talan etti; çocukların payına şekerci dükkanları düştü, o zamanlar hala ‘şeker de yiyebilen çocuk’ çabası vardı.
Tabi bir savaş gemisinin Liffey Nehri’nden ateş püskürtmesi gecikmedi; İngilizler çok kızmıştı. İsyanın 6. günü Cumartesi sabahı itibariyle 64 isyancı, 134 polis ve asker ve en az 220’den fazla sivil öldü. Sıkıyönetim ve olağanüstü hal ile 4 binden fazla tutuklama geldi devamında.
İrlanda politikacılar mahkumların infaz edilmemesini talep ettiyse de Mayıs 1916 günleri şafak infazlarıyla geldi. 1 Mayıs günü 3, 2 Mayıs sabahı 4, 5 Mayıs sabahı 1, 8 Mayıs sabahı 4, 12 Mayıs sabahı ice 2 kişi data infaz edildi.
Bu ayaklanma kısa sürse de etkileri ve İrlanda Cumhuriyeti’ne geden yol oldu. Muhalefetin oluşmasına, insanların bilinçlenmesine, değişikliğe ve bağımsızlığa götürdü İrlanda’yı.
Tutuklamalar da az sayıda değil, yüzlerce aileyi ama toplumun genelini etkiledi, İngilizlerin zalim ve ayrıcalıklı hallerine karşı bir başkaldırıydı bu ve devamında İngiliz karşıtlığı arttı. Tepkiyi de ‘İrlanda ulusal davası’ olarak görmeye başladılar. Uyanma ve bilinçlenme İngilizlere de korku saldı. Zaten ‘İrlanda ayılsa ve ayıksa baş belasıdır’ dedi James Joyce…
Bu haksızlıklar ve zulüm devrimi getirdi, tutuklamalar ve hapse atmalar bir kırılma noktasından sonra işe yaramadı, halk uyanmıştı. Bela olmaya başladı bile.
Lloyd George da iyi niyet göstergesi olarak 560 İrlanda mahkumu serbest bıraktı, suçlarını zaten bilmiyorlardı İrlanda kurtuluşunun oyuncu kadrosu.
Bunların içinde Sinn Fein’in kurucusu Arthur Griffith de vardı, yapılan ilk seçimleri 105 sandalyenin 73 tanesini kazandı ve bağımsızlık geldi.
Sinn Fein de ‘Biz Kendimiz’ demektir…İrlanda’ya gidince hatırlamalı…