İktidar partisi UBP içinde bir grubun esiri olmuş durumda.
Artık "eve gitme zamanının" gelmiş olduğunu fark edemeyen ve "benim KKTC'm, benim partim" demekten başka bir icraati olmayan "hanedan" ile koordineli bir şekilde "benim olmayan UBP'yi kimseye yar etmem" diye mırıldanarak binbir soruna sahip partiyi iyice hareket edemez hale getiren ve bu nedenle hükümeti de sürekli baltalayan "UBP hizbi" ülkenin içinde bulunduğu duruma rağmen "kamikaze" atağına devam etmekte.
Gidişat iyi değil.
Onlarca yıl sorumluluk taşıyıp, KKTC'nin bu hale gelmesinde aslan payı olan ama Türkiye'nin yaptıklarına sahip çıkmak dışında "tek bir dikili taşı" olmayan hanedan da bir seçime daha giremez konumda.
UBP hükümeti gelecek seçime kadar iktidar da kalabilse de ya da "UBP içindeki hizip" başarılı olup muhalefetle işbirliği halinde bir "erken seçime" neden olsa da bir gerçek var: o da ana muhalefet partisi CTP'nin hala toparlanamamış olması.
UBP'en bağımsız olarak KKTC'de CTP'de de değişime ihtiyaç var.
KKTC'nin ana muhalafeti halka güven veren yeni kadrolar, program ve lider sunamadığı sürece UBP'nin başına ne gelirse gelsin KKTC'ye CTP'den de hayır gelmez.
Bunu değiştirme şansları var.
Haziran ayında gerçekleştirecekleri kurultay aslında "bulunmaz bir nimet". Eğer değeri bilinirse tabiiki!
Ama maalesef görünen "bu şansın iyi kullanılacağı" konusunda şüphe uyandırmakta.
Tek tek bakacak olursak:
Yeni ve genç kadrolar diyecek olursak partide hala yaşlı ekibin gençlere yeterince şans vermediğini gözlemlemekteyiz. TKP tarzı "komünist parti" geçmişi olmayan ve çağdaş vizyon sahibi görüşleri dile getirmeye kalkanlar CTP'de sempatik bulunmamaktalar.
Program dersek ortada halka umut veren bir program yok. CTP'nin hali hazırdaki ekiplerinin "çok hoşuna" giden yazılı metinler olabilir ve bunalara belki "program" diyenler vardır. Ancak KKTC seçmeninin UBP'ye alternetif olarak CTP'yi "niçin seçmesi gerektiğini" inandırıcı bir şekilde açıklayan metinler kayıp. CTP "ekonomik paket", Ankara ile işbirliği ya da vatandaşlıklar gibi konularda "bu işten anlıyorlar ve ülkenin ihtiyacı olan planları var" dedirtecek konumda değil.
Lider konusu ise daha vahim. İkisine de saygım var. Ancak biri "seçim kaybetmiş" diğeri ise "şansını kullanamamış" iki lider adayı kurultayın umudu olma arzusundalar.
Hatta daha da vahimi sokaktaki vatandaşa sorsanız "Haziran'daki CTP kurultayı" dediğimizde aklına ne geliyor diye cevabı "kim başkan olacak" kavgası yapıyorlar olur.
Evet henüz geç değil.
Tarih ender olarak "kaybedenlere" kısa sürede bir kazanma şansı sunar.
CTP için bu şans var.
Lider, kadro ve program konusunda henüz çok geç değil.