Biz KKTC\'de \"elektirik, telefon ve karne grevleri\" gibi işlerle meşgulken Türkiye\'de de ana muhalefet partisinde garip işler olmakta.
Türkiye\'de olanlar bizi ilgilendirmek zorunda.
Kıbrıs Sorunu ile ilgili gelişmeler açısından bakıldığında AK Parti Hükümeti\'nin yanı sıra ana muhalefet partisi CHP\'nin de üzerine ağır bir sorumluluk düşmekte. Ancak \"CHP bu sorumluluğu ne derece yerine getirebilecek konumda ?\" sorusu da bugünlerde en aktüel sorulardan biri.
CHP\'yi onlarca yıl bir yenilgiden diğerine taşıyan \"anlı şanlı\" eski başkan Deniz Baykal ve onu deviren ama şimdi \"müttefiki\" olan onlarca yıl teşkilatı elinde tutarak istediği gibi \"at koşturan\" Önder Sav CHP\'yi tekrardan \"ele geçirme\" operasyonunu başlattılar.
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Teşkilatı açısından değerlendirildiğinde \"acemi\" olarak tanımlayabileceğimiz ekibi ise \"Sav\" gibi bir \"teşkilat cambazına\" karşı durumu idare etmeye çalışmaktalar.
CHP şimdi 26 Şubat 2012 günü bir \"Tüzük Kurultayı\" yapacakmış.
Amaç partiyi daha \"demokratik\" bir hale getirmek imiş.
Gülerim bu duruma. CHP\'de \"parti içi demokrasiyi getirme\" misyonunu yüklenen Deniz Baykal ve Önder Sav ise CHP\'nin hali vahim demektir.
Bu arada CHP\'nin gerçekten \"en karizmasız ve çoğu tartışmalı\" vekillerini merkezden belirleyen o zamanki güçlü ismi (şimdi ne durumda meçhul) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de \"İstanbul Büyükşehir Belediyesi\'ne aday olmayı\" düşündüğünü belirtmiş. Bu ne demektir biliyor musunuz? AK Parti İstanbul\'da aday olarak kimi çıkarırsa çıkarsın kazanacak anlamına gelir eğer karşı adayın adı Gürsel Tekin olursa.
Partinin başkan yardımcısı bile Ankara\'da iktidar olmaktan umudu kesip Istanbul\'a belediye başkanı olmayı planlıyorsa durum açık ve nettir.
Türkiye Dış Politika\'da AB ile zor bir diyaloğu yürütmekte, kaynayan Ortadoğu\'da güçlü bir şekilde var olma savaşında, yanı başında \"dinamit fıçısı\" gibi bir Suriye\'yi dikkatle izlemekte, Rum Kesimi\'nin AB Dönem Başkanlığı\'nı red etme kararlılığında, Rum Kesimi\'nin gaz ve petrol kaynaklarını gasp etmesini engelleme kavgasında, dünyaya meydan okuyan komşusu İran konusunda çok titiz bir izleme politikası yürütmekte, Doğu Akdeniz\'i \"kendi gölü\" sanan İsrail\'e haddini bildirmekte, Filistinliler destek vermekte, Fransa\'da Sarkozy\'nin saçmalıklarıyla uğraşmakta ve daha bir çok soruna yönelik tavır almakta.
Türkiye İç Politika\'da kanlı PKK Terörü\'ne karşı çetin bir savaş vermekte.
Ana muhalefet partisi ise \"Tüzük Kurultayı\'nı\" Şubat\'ta mı yoksa Mart\'ta mı yapalım tartışmalarının ardından şimdi belirlediği tarihte \"partiyi kim ele geçirecek\" kavgasıyla meşgul.
Türkiye\'nin gerçekten bir sosyaldemokrat partiye ihtiyacı olduğu çok açık ortada!
Türkiye\'nin ana muhalefete olan ihtiyacını da Salı Günü TBMM\'de AK Parti Grubu\'na konuşurken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan\'ın \"Allah var. Biz Kemal Kılıçdaroğlu\'ndan çok memnunuz!\" sözlerini duyduğumuz da üzülerek bir kez daha farkettik.
CHP bu sorumluluğu taşıyacak kadrolara sahip olmadığı sürece değil \"umut\" olmak halkın gözünde \"ciddiye alınmak\" gibi sorunlara sahip olmaya devam edeceğe benziyor.