10 Emir ve 10 İmam gibi…10 gurunun dokuzuncusu ve Tegh Bahadur da diyebilirsiniz.

Ama Bahadır isminin Hindistan’dan bize ulaştığınını anlıyoruz bu surette.

İngiltere’de hiç Sih tapınağına gittiniz mi?

Biz Türkiyeliler gezdiğimiz yerlerde Türk izleri aramayı, benzetme yapmayı ve bulunca da şahlanmayı severiz, değil mi? Biraz zorlarsak sih tapınaklarında da bu hislerle dolabiliriz.

Gideceğiniz bir sih tapınağında Türk izlerine rastlamazsınız ama hoşgörünün ne olduğunu, bir şeyin zorla olamayacağını, yapılan zulmün de yüzyıllarca hatırlanacağına şahit olursunuz.

Bir de tek tanırılı dinler deyince hemen Musevilik, Hristiyanlık ve İslam Dini geliyor akla, değil mi? Ayrıca bir de Sih İnanç Sistemi var tek tanrılı dinlerden.

Hikayesi de ‘sih’ inancını yakından tanımaya, özellikle Türkiye kökenli İngiltereliler için bir sih tapınağının önünden geçerken daha iyi bilmeye vesile olsun Tek Bahadur’un ölüm yıl dönümünde.

Biraz da iğneyi kendimize batırmak gerektiğini, İslam Dini’nin kutsal kitabında yazdığı gibi yaşanmadığını hatırlamak gerekir. Yani; ‘din bir vicdan meselesidir’ ‘dinde zorlama yoktur’ ‘herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir’ ifadelerinin sadece demokrasi çağında değil evvelden beri sözde kaldığını.

Eleştirisi zor, kabulu zahmetli ve ayrıntısı acı bir hikayedir ‘Tek Bahadur’…

Hikayesi de Türkiye Cumhurbaşkanlığı Forsu’na işlenen 16 Türk Devleti’nden biri olan Babürler ile ilgilidir, yakından… Babürler tabi bizlerin kafasında tam da yer etmeyen, Türk mü? Moğol mu? Müslüman mı? Ne zamandan beri müslüman? gibi sorulara net yanıt bulamadığımız bir imparatorluktu. Bir de Timur, Çağatay Han, Cengiz Han, ve Babür Şah gibi isimleri de hep bilir ama tam olarak tarih ve coğrafyada yerine koymakta zorlanırız.

Babürler Hindistan ve civarında hüküm sürmüş Türk ve Müslüman kabul edilen, Çağatay Türkçesi’ni konuşan halk olarak anılsa da Farsça kısa sürede devreye girip sanat, edebiyat ve saray dili olmuştur. Babürlü Alemgir Şah en çok toprak genişleten Babür imparatoruydu. Bazı kaynaklarda Evrengzip de denilirdi ve Cihangir’in torunuydu. Bu genişletme öldürmek, ganimet ve İslamiyet’e daha çok nüfus kazandırmak demekti. Ama bunun nasıl olduğuna baktığımızda karşımıza Tek Bahadur çıkıyor.

Çünkü Alemgir Şah hoşgörüsüzdü, Tac Mahal’in mimarı babasına karşı da isyan etmişti, sürülmüştü, Safevilere karşı olan akınlarında da başarısızdı. Sürekli Hindu Tapınağı yıktırıyordu, din adına savaşıp etrafı putlardan temizlediğine inanmıştı.

Tek Bahadur da Hinduların yardımına koştu aslında. Kendilerinin zorla müslüman yapılmaya çalışıldığını, kendisi müslüman olursa Hindu halklarının da din değiştireceği söylendiğinde bunu red etti ve Hinduları ve dinlerini korumak için kendini feda etti.

Yani; din adına ölen çok kişi var ama başkasının dinini yaşamasına izin verilmesi için hayatını feda eden din adamı sadece Tek Bahadur’dur ve bu da sihler için bir gurur kaynağıdır.

Alemgir Şah’a dönersek belki de İslamın Halifesi kendisi olmak da istemişti, çünkü babası Tac Mahal’in banisi olmasına rağmen kendisine ait mimari bir eser yoktur, halbuki toprakları o kadar da genişletmişti. Kuran-ı Kerim’i ezbere bildiği, hacca gittiği, hac seyahatinde konaklama üsleri yaptırdığı ve bastırdığı musafı sattırdığı da söylenir.

Yani, babası ve ecdadı gibi mimariye ilgi göstermediği gibi, saraydaki astronomi bilginlerinin de işlerine son verdi. Onlar zaten Hindu idiler. Dönemin ünlü alimlerinden ders aldığı bilinir ama bunun ona ne kattığı kesin değildir.

Yine de yanında adil olduğu, cenaze masraflarının kendi kasasından ödenmesi hususunda vasiyet bıraktığını iddia edenler de var. Ne de olsa Hindistan müslümanları için en önemli devlet adamı ve hatta dini liderdir. Ama sıklıkla koydurduğu cizyelerin adaletsizliğine bakılırsa elde edilen gelirlerin kaynağını da merak etmiyor değil insan.

İngiltere’de güzel sih tapınakları var.

Neden İngiltere diye sorarsanız Alemgir Şah’tan sonra iflah olmadı Babür İmparatorluğu…katletme azmi pek çok düşman kazandırmıştı kendine. Ölümünden sonra sadece Hindular değil Şii müslümanlar da Alemgir Şah’a kaybettikleri toprakları geri alma çabasına girdiler ve imdada İngilizler yetişti. Dedi ki savaşmayalım, ticaret yapalım. O tarihe kadar Hollandalıların hakim olduğu uzak diyar Hindistan ticaretinde İngilizler söz sahibi olmaya ve İngiltere İmparatorluğu’nda da Hindular ve tapınakları var olmaya başladı.

Hindular ile Müslümanların arası dünya çapında hala açık, öyle ki yerleşmiş oldukları Britanya Adası’nda bile kavga halindedirler. Bu kavganın ve ilişkilerin bu kadar kötü olmasının nedeni Alemgir Şah’tır, tarihçilerin görüşü de budur.

Bizler tarihteki 16 Türk Devleti’nden biri olarak sayıp yıldızını Cumhurbaşkanlığı Forsu’na kazıdığımız Babürün başı Alemgir Şah’ın Osmanlı Devleti’ni hiçe saydığını, görüşmediğini, gönderilen elçiyi bile kabul etmediğini de ekleyeyim de bu devletten nefret ettiğim ve kötülemeye çalıştığım düşünülmesin Allah muhafaza.

Son olarak da…Babür Hanlığı’nın muhteşem mücevherler ve siyasi açıdan kıymetli olan değerli taşlarla süslü hediyelik objelerden oluşan kıymetli koleksiyon parçalarını Londra’da dünyanın en büyük ve iddialı güzel sanatlar müzesi ve hatta atölyesi Victoria ile Albert Müzesi’nde görmeden geçmezsiniz artık sanırım…inşallah…