Orhan Veli,

Kitabe-i Seng-i Mezar'da ayrılığı ölümden beter görmüş;

 

Ölüm Allah’ın emri,

Ayrılık olmasaydı…

 

Ayrılığın her türlüsü kötü.

İster mesafeler uzak olsun, ister yakın

İster güzel ayrılın ister kötü,

İster 3 gün olsun ister bir ömür,

O "hoşçakal" çıktı mı dudaklardan, tersine dönüverir her şey.

Sen hiç bir şey hesaplayamadan, arkandan saldıran bir düşman gibi kıskıvrak yakalar o veda seni. İçinde tüm organlarını kenarlara iten bir boşluk açılır. O boşluğa kırmızı bir panik yayılır keyifle. Utanmadan çoğu zaman bu coşkuya gözyaşların da katılır.  Eğer sen o panikten nefes alabilirsen ve şanslıysan bir umut yakalarsın “inşallah, bakalım, belli mi olur” dedirten.

Sular durulduktan sonra, bu umutları kalbinde taşıyıp, günlük düzenini yakalamaya çalışırsın.

Yakalarsın da çoğu zaman.

Günler geçer böyle, haftalar, aylar.

Ayrılık bitmemişse eğer….

başlar zaman akmamaya, umutlar sıkılır, sen yorulursun.

Sıkılan umut bekler mi? Terk eder seni yavaş yavaş.

Sonra uzayan ayrılıklara bahaneler bulursun, “amann, zati bana layık diildi” dersin kendini kandırmanın ilk adımı olarak.

Veya, “ay şimdi o kadar yol gidilmez yazın bakarız” dersin, lanet olsun, dünyevi işlerimiz pek çok bizim.

“çok özlediyse onlar kalkıp gelsin ayol” dersin, üşengeçliğim özlememden önde gelir diyerek.

Şanslıysan önünde sonunda kavuşursun.

O hiç unutmadığın kokularını içine çeker, yerli yerine koyarsın, senin için bakan o gözlere dalar dalar gidersin. Ne kırmızı paniği, ne boşluğu, içinde sevgiden, mutluluktan yer kalmaz. Günler, saatler yetersiz kalır sevdiklerine kavuşunca.

İşte o zaman “yahu yaşamak ne güzel şey” dersin, sanki 1 hafta önce “batsın bu dünya”yı dinlemiyormuşsun gibi.

Doğada her şey zıddı ile mevcuttur ya, “Ayrılık olmasaydı” kavuşmanın da tadı çıkmazdı herhalde.

...........................................

Birde, istediğin kadar gün, ay, yıl say, kavuşmak için umudun olmayanlar var.

Elden ne gelir, Allah’ın emri.

İçinde açılan öyle bir yaradır ki, dinmeyen acısına mı ağlarsın, bıraktığı ize mi….Zaman tek ilaç olur. Bir aksa şu zaman, biraz hayat karışsa araya. Anılarında, içinde, şarkılarda yaşatırsın, sarılırsın onlara, ta ki….. bilmezsin ne zamana kadar

..........................................

Hiç ayrılmayacakmışız gibi yaşıyoruz, en büyük zenginliğimiz zaman zannediyoruz ya, ben ona yanıyorum.

Sanki ne zaman istesek gönül alır, “bugün olmazsa yarın kesin ararız” gibi geliyor, her şeye vaktimiz var hissindeyiz ya ne büyük gaflet…

Ömür dediğin 1 tomar takvim yaprağı. Çoğu sayfası da hasret ile dolu.

Sebebi ne olursa olsun ayrılığın her türlüsü kötü…

Ama madem kaçınılmaz, biz de sevdiklerimizin kokularını, gülüşlerini, seslerini, dokunuşlarını, sanki her gün ayrılacakmışız gibi ta en derinden yaşayalım, her gün yeniden ezberleyelim.

Öyle ya, ayrılığın hangi sayfada önümüze çıkacağı belli olmaz çünkü….

Sevdiklerinizle dolu bir hafta olsun