Güney Kıbrıs Rum Kesimi, sürekli aldatmakta olduğu AB'nin Dönem Başkanı oluşunu anlı, şanlı kutlarken "Atatürkçü" öğretmenlerimiz de oradaydı.


Mustafa Kemal Atatürk ve ilkelerine ihanetin sanırım bir "üst düzeyi" de mümkün olamaz.


Benim de katıldığım televizyon programlarında bizzat şahit olduğum, "KKTC'de din eğitimi, İlahiyat Fakületesi ya da külliye" gibi konular söz konusu olduğunda "Atatürkçülük" lafını da sık sık kullanarak "laiklikten, Mustafa Kemal Atatürk ilkelerinden" söz eden öğretmen sendikası temsilcileri Limasol'da Kurio Antik Tiyatro'da  gerçekleşen AB Dönem Başkanlığı devir töreninde de "Atatürk'ün izinden" yürüdüklerini iddia edemeyecekler herhalde!


Binlerce velinin okullarda çocuklarının "Atatürk'ün izinden gitmesi" için onları teslim ettiği öğretmenlerin sendika temsilcileri "Atatürk'ün uğruna bir yaşam kavgası verdiği değerleri" bir kenara atıp başka izler takip ediyor olsalar gerek.


Bakın ne yapmışlar: AB Komisyonu Başkanı Barraso'nun konuşma yaptığı sırada yerlerinden kalkarak pankartlarını açmışlar. Medyanın bildirdiğine göre de bu "Atatürkçü" sendikacı öğretmenlerimiz törenin odak noktası oluvermişler.


"AB, Kıbrıslı Türklerin yok edilmesi ve işgaller konusunda ne yapıyorsun?" yazılı pankarta da AB yetkilileri ve Rum siyasiler büyük ilgi göstermiş.


Hatta Hristofyas Amcaları "eyleminizi çok beğendim" demiş. Kim bilir belki yanaklarından "makas bile almıştır".


Atatürkçü öğretmenlerimizin mesajına bakın: "Türkiyeli Türkler Kıbrıslı Türkleri yok ediyor. Türk Ordusu Kıbrıs'ın Kuzeyini işgal etti. AB buna nasıl kayıtsız kalırsın? Göster günlerini şu Türklere ve Türkiye'ye!"


Çok uyanık geçindikleri için de "işgaller" kelimesi ile "demagoji yapmayı da" ihmal etmemişler. Anlamayanlara da sözlü açıklama yapıp "Türk Ordusu topraklarımızı, Yunanlılar da devletimizi işgal etti" diyerek durumu idare ettiklerini sanmışlar.


Rumlar, Yunanlılar ve "AB'de Türkiye ile sorunlu olan çevreler" bizim "Atatürkçüleri" çoşkuyla alkışlamış.


KKTC'de AK Parti ve Ankara Hükümeti söz konusu olduğunda en "Atatürkçü" kesilenler, Güney Kıbrıs'ta rahmetli Atatürk'ün "kemiklerini sızlatmaktan" hiç rahatsız olmuşa benzemiyorlar.


Ve 'binlerce Türkiyeli ya da Kıbrıslı Türkün çocukları okullarda Rumlara ve AB'ye Türkiye'yi ve de Türkleri şikayet eden bir kafa yapısına mı teslim?" diye sormadan edemiyorum.


TC Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuya el atması kaçınılmaz.


Almanya'da, Fransa'da ya da Belçika'da devlet okullarında "Türkiye ve Türk düşmanı öğretmenler gündeme geldiğinde" atılan adımların KKTC'de de atılması kaçınılmaz gözüküyor.


KKTC'de yaşamakta olan Türk çocuklarına "Brüksel'i ziyaret ettiklerinde Kıbrıs'ta Türkiyeliler tavşan gibi ürüyor" diyen ya da elinde pankart "işgalci Türkiye'yi şikayet eden" kafa yapısındaki öğretmenler mi ders veriyor sorusu aslında TBMM'de bir soru önergesini gerektiren önemli bir konu.


AK Parti, CHP ve MHP üyesi dostlarım nezdinde bu konunun takipçisi olacağım. Aynı Almanya'da yaptığımız gibi.


Bu konuda TC Büyükelçiliği'nin gerekli değerlendirmeleri yapıp, ilgileri bilgilendireceğinden en ufak bir şüphem yok.


Kimse "Türkiye'yi ya da Türkleri sevmek" zorunda değil! Bu bireylerin kendi bileceği iş.


Ancak Türk çocuklarının "kime teslim edildiği de" biz Türkleri fazlasıyla ilgilendirmekte!