Ön yargıya izin vermez. Egoyu barındırmaz.
Bu tebessüm sana huzuru hissettirir.
bazen de ‘haksızsın’ dersin.
Zengin hayatlar, mafyalar, karışık ve entrikalı aşk hikayeleri ile milleti aşağıya çeken televizyon dizileriyle aynı kefeye koymamak için “dizi” kelimesini kullanamadım.
Daha önce tanımamış olmanın biraz mahçupluğu, biraz da heyecanını yaşatan, Kahramanmaraş’ın edebiyat üstadlarının hayatını yaşıyorum.
“ Yedi Güzel Adam “ kurgusunda duyduğum en güzel cümleye sizde kulak verin;
“Acıyı güzele, kötüyü iyiye çevirmek lazım. Bunu da ancak sanatla yapabiliriz. Ölümsüz olan, bir tek o çünkü.”
(Nuri Pakdil)
Herkes bir yere gidiyor önünü alamıyorum
Çaresiz direniyorum bu dönüm noktalarında
Kimse elini uzatmıyor
Bir gürültülü yaşama gidiyor dünya
Boşalan bir deniz gibi
Bu sesler ormanında kaybolan bir çağ bu.
Nereye gitsem hep apartmanlar çıkıyor önüme
Alıp başımı duvarlara çarpıyor bu yollar
Gidip gelmelerim bu dar sokaklarda
İnsanların koşup dolduğu bu dar yapılarda
Bir kısır döngüye girmek için bütün çabalar
Biz bunun için mi geldik. “