Türkiye’den ayrılıp başka bir ülkede yaşamaya başladığında aynı kaderi paylaştığın insanlarla bir konuda benzeşirsin.
‘Turkey’ lafının her geçtiği yerde kulak kesiliriz.
Bir çoğumuz kısıtlı olan ingilizce’mizle konunun aslında “Biz” le ilgili değil de Hindi ile ilgili olduğunu bir süre sonra algıladığımızda hayal kırıklığına uğrarız.
Türk insanı, ülkesini dünyada tanıtmaya baş koymuştur. Bizle ilgili iyi bir haber bizleri çok gururlandırır.
Ama kötü bir sebepten adımız geçtiyse bu da bizi çok üzer.
Annem dahil birçok kişiden ‘ah yine dünyaya rezil olduk’ sesleri yükselir.
Dünyanın bizlerle ilgili düşüncesi bizde nedense çok önemlidir.
Yaşanan başarı veya başarısızlığımızda gazetelerde en çok ilgimizi çeken bölüm ‘bakın dünya basınında nasıl yer aldık’ başlığıdır.
Bu Türk olmanın verdiği bir gururmudur yoksa dünyada fazla da adımızın duyulmamasındanmıdır henüz karar veremedim.
Durum bu olunca Meltem Cumbul’ un bu hafta gündemin ön sıralarında yeralması çok normal.
Meltem Cumbul’ un Los Angeles’ da gerçekleşmiş olan Oscar ödüllerinin öncüsü diye adlandırılan Altın küre ödüllerinde sahneye çıkması gururdan çok soru işaretlerine sebep oldu.
Belkide bununla birlikte Türkiye’ de bir ilk yaşandı.
Tam elimize bayrakları alıp sokaklara çıkacakken
‘dur bir dakika ya Meltem Cumbul bir ödül aldı mı? yoo
Ödül verdi mi ? yoo
Çok önemli bir Dünya filminde mi yer aldı ? yoo’
eee o zaman diyip vazgeçtik, medya olsun sıradan vatandaş olsun herkes birbirine aynı soruyu soruyor...
Meltem Cumbul Altın küre’de niye sahneye çıktı? Ne için zafer işareti yaptı.
Bunu bir çözebilsek Londra sokaklarında “ Türkiye seninle gurur duyuyor” diye bağırmaya hazır büyük bir vatandaş/soydaş topluluğunun olduğuna eminim.