Bundan birkaç yıl önce bir sabah erken saatlerde kütüphane kartımı yenilemek için New York Halk Kütüphanesi’ne gitmiştim. Şehirdeki işlerimi hızlıca halledecek ve rotamızın New Jersey- Rhode Island olacağı yol gezimiz için hazırlık yapacaktım. Amerika’da kıyı şeridi gezileri her zaman keyifli olmuştur. Newport- Rhode Island güzel evleri, muhteşem manzarası, heyecan verici kumsalı ve kaliteli yemekleriyle tek kelimeyle büyülemişti beni. Adetimizdir, ilk gittiğimiz yerlerde hemen bir kitapçı ve kütüphane ararız. Orada da gelenek değişmedi ve ilk gördüğümüz kitapçıda durduk. Koridorun sonunda bir etkinlik olduğunu fark ettim. Şirin bir sahil kasabası ruhunu hissettiren bu küçük kitapçıda bir yazarın okuma günü vardı. Jack ve ben diğer tarafta sessizce kitapları incelerken bir yandan kulağımız yazarın konuşmasındaydı.

Bir ara Neptune dendiğini duyar gibi oldum. Ardından yeniden duyunca iyice kulak kabarttım. Kadın yazar Neptune Seagrass adı verilen orijinal adı Posidonia Oceanica olan bir deniz çayırından bahsetmeye başladı. Hem Neptune hem deniz bir arada olunca kayıtsız kalmam imkansızdı elbette. Kalmadım. Yaklaştım ve elimde az önce raftan incelemek için aldığım iki fantasy fiction novel ile en arkadaki boş koltuğa oturuverdim.

Yazar, duygusal çelişkiler yaşayan genç bir kadının yaşam öyküsünü kaleme almış. Ana karakter ailesini bulmak için çocukluğunun geçtiği İspanya kıyılarına geri dönüyor. Orada bir deniz biyoloğu ile tanışıyor ve aralarında bir dizi mistik olaylar yaşanmaya başlıyor. Yazar, bu deniz biyoloğunun diyaloglarından birini anlatırken Neptune demişti. Orada Neptün Deniz Çayırlarının mucizevi işleyişinden bahsetti. O kadar etkilendim ki, arabaya geçer geçmez telefonumun not defterine bu bitki ile ilgili dinlediğim notları almaya başladım. Aslında size Rhode Island gezimden bahsedeceğim sandınız muhtemelen fakat hayır ben size bu olağanüstü deniz çayırından bahsedeceğim. Bakın aşağıda neler yazdım : )

***

Mavi buz devi, su perilerinin mekanı, şiddetli kasırgaların, çılgın tufanların, dipsiz okyanusların gezegeni görkemli Neptün. Selkie ve Kelpie’lerin, Banshee, Huldra ve Puca’ların aynı vatoz şehirlerde yaşadıkları ölümsüz sular diyarı Neptün…

Neptün…Mistik hikayelere sahip bir gezegen olmanın ötesinde dünya denen ölümlü toprakların olağanüstü sularının derinliklerinde yaşayan ve adeta gizli bir silah olan deniz çayırlarına da bahşedildi bu isim. Neden mi gizli silah dedim? Çünkü Neptune Seagrass adı verilen bu mucizevi çayır tam anlamıyla Akdeniz’in akciğerleri gibi. Ayrıca dünyadaki en eski ve en büyük canlı organizma olduğu düşünülüyor; bir grup bilim insanı, İspanya'dan Kıbrıs'a kadar okyanus tabanını kaplayan çeşitli deniz otları olan Neptün otu olarak bilinen Posidonia Oceanica'nın DNA'sını sıraladılar ve görünüşe göre 200.000 yıllık bitkiler buldular.

Bu çayır adını, mitolojide sadece fırtınaları, selleri, depremleri ve diğer felaketleri kovmakla kalmayıp aynı zamanda denizcileri ve gemilerini koruyan, Romalılar tarafından Neptün olarak bilinen Antik Yunan deniz tanrısı Poseidon'dan almıştır. Bu nedenle Posidonia Oceanica, büyük efsanevi sellere, batık sonsuzluk rüyalarına ve deniz kızları gibi harika yaratıkların gizemlerine hitap eden pek çok sembolizmle doludur.

Neptün Deniz Çayırı’nın görkemli tarihi kadar faydaları da bu kadarla sınırlı değil. Sadece Akdeniz’de bulunan Neptün Deniz Otu Çayırları Amazon yağmur ormanlarının eşdeğer alanından daha fazla oranda karbondioksit emiyor. İnanılmaz değil mi?

Ve Neptün’ün bir de topları var. Araştırmacılar, Neptün toplarının her yıl 800 milyondan fazla plastik parçası yakaladığını söylüyor. Barselona Üniversitesi'nden bilim adamları, bu deniz çayırında ilginç bir davranış fark ettiler. Araştırmacılar, bu bitkinin istemeden plastik kirliliğini filtreleme ve temizleme yeteneği karşısında hayrete düştüler ve araştırma sonucunda deniz çayırlarının "Neptün topları" olarak bilinen doğal lif demetleri aracılığıyla su altındaki plastik kirliliğini hapsettiğini keşfettiler. Ne yazıktır ki okyanuslar genellikle karaya atılan plastikler ve diğer çöp parçaları için nihai varış noktasıdır. İşte Neptün’ün topları bu hususta da mucizevi tavrını göstermeye devam ediyor.

Daha az plastik üretimi ve tüketimi, plastik yerine çözülebilirliği yüksek malzemeler kullanmak, yeniden ve yeniden kullanmak, geri dönüşümü teşvik edici ve kolaylaştırıcı çalışmalar yapmak, tek kullanımlık ürünler yerine tekrar kullanılabilir ürünler üretmek gibi daha birçok çözüm yöntemleri var ve bunların hepsini birden uygulamak gerekir. Piyasanın kaygıları değil de insani ve ekolojik kaygılar ön planda tutulduğu sürece yol almamız mümkün olacaktır.

Evet, deniz canlılarının yaşamını tehdit eden kirlilik, plastik atıklar, insanların sorumsuz davranışları, ülkelerin yeterli önlemi almamaları, bu konuya yeteri kadar aciliyet vermemeleri vb. tutumlar ve yetersiz politikalar yakın geleceğimizi tehdit etmeye devam ediyor. Bu konularla ilgili daha önceki makalelerimi okumak için “Bütün Makaleleri” kısmına bir göz atabilirsiniz. Duyarlı olmanız dileğiyle.