Nihayet Lefkoşa seçti.
Analizini yaptığımızda hangi nedenle olduğunu iddia edersek edelim bu seçimin bir kazananı var: Kadri Fellahoğlu.
Aslında gerçekten bu seçimin galibi konumunda olan CTP-BG'nin kazanıp, kazanmadığını önümüzdeki 14 ay belirleyecek. Çünkü artık seçim propaganda zamanı geçti. Sözde "başarılı" olduğu iddia edilen diğer CTP'li belediyelerin hepsi biraraya gelse Lefkoşa'nın sorunlarını çözecek güce sahip değiller. Yani "taşıma suyla" Lefkoşa'nın sorunlarını çözmek imkansız.
BES isimli sendikanın attığı ve de çoğu yanlış her adıma destek veren CTP-BG'nin belediye başkanına gerçekten "kolay gelsin" dememiz gerek. Çünkü BES ile şimdi o başa çıkmak zorunda. Dün desteklediği eylemler ona karşı yapıldığında işi kesinlikle kolay olmayacak.
Ayrıca "Ankara" adını beğenmeyip değiştirmek istediğini söylediği parkı bir kenarda bırakacak olursa CTP-BG'li belediye başkanı en az en sert eleştirdikleri KKTC Başbakanı kadar iyi bir uyum içinde çalışmak zorunda Ankara ile. Lefkoşa'nın borçları KKTC olanakları ile kapatılabilecek gibi değil. Ankara kaynaklı kredi olmaksızın Lefkoşalı'nın dertlerini dindirmek imkansız. Eminim Lefkoşa'nın belediye başkanı Ankara ile de "süper bir uyum" içinde olacaktır. Bunu izlemek bile bana "keyif verecek".
"Nutuklar ve sloganlar" ile Lefkoşa düzene sokulamayacağından "reel politika" alternatifsiz konumda olacak.
Ayrıca belediye meclisi dengeleri de yeni başkanın bir "büyük koalisyona" olan zorunluluğunu dayatacak. Belki en azından yerel düzeyde bir "CTP-UBP" işbirliğini yaşamak açısından da ilginç olacak önümüzdeki 14 ay.
Seçim sonuçlarına baktığımızda "marjinallalerin" bir kaç yüz oy alabilmesi demokrasi adına çok olumlu.
TDP bu seçim sonucuyla da gelecek bir genel seçimde koalisyon ortağı olmaya aday konumda olduğunu gösterdi.
DP açısından değerlendirecek olursak aslında sonuç büyük bir hezimet. Gerçekten de en iddialı ve sempatik bir adayla da DP ne kadar zorlarsa zorlasın UBP'nin önüne geçme şansına sahip değil.
DP üstelik hanedanın "bir tür" desteğine rağmen daha fazla oy alamıyorsa bu durum kendileri için oldukça vahim.
Hanedan'ın "belki başka bir adayı destekleyerek" ya da bu derece ileri gitmediyse her halukarda kendi partisine beklenen desteği vermeyerek yalnız bıraktığı Hasan Sertoğlu'nu kutlamak lazım. Bu derece zor koşullarda ve "arkadan hançerlenerek" ikini olması aynı zamanda UBP'nin "en ölü konumdaki potansiyelinin" bile ne derece olduğunu sergilemekte.
Hasan Sertoğlu'nun sırtından Başbakan İrsen Küçük ve ekibine "zarar vermeye" çalışanlar bu sonucu "yüzleri kızararak" izlediler mi bilmiyorum ama bu koşullarda bu sonucu alabilen bir Hasan Sertoğlu 14 ay sonra Lefkoşa Belediye Başkanı olursa şaşırmam.
Katılımın az olduğu ve bence seçim sisteminin sağlıksızlığının belgelendiği bir seçimde ilk turda yüzde otuzlarla ancak KKTC'de belediye başkanı olunabilinir. Almanya'da olsa en çok oyu alan iki aday yüzde elli alamadıklarından ikinci tura giderledi. Öyle olsaydı bu seçimin sonucu farklı olurdu.
Ancak tüm bu hesapların artık bir anlamı yok.
Bakalım önümüzdeki 14 ay Lefkoşalı'ya huzur mu yoksa dertlerin devamını mı getirecek. Göreceğiz. İnşallah her şey yolunda gider.