Merhaba sevgili Eurovizyon okuyucuları,
Adım Ebru Tümer ve merkezi Londra’da bulunan ERL Uluslararası Eğitim ve Danışmanlık firmasının kurucusuyum. İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan Ayının tüm okuyucularımıza huzur ve sağlık getirmesini dileyerek bu haftaki köşe yazıma başlamak istiyorum.
Günümüz ekonomik koşullarında bir şirketin hizmet verdiği sektör ne olursa olsun adından söz ettirebilmesi, fark yaratabilmesi ve tercih edilmesi için gereken en önemli faktörlerin başında kurumsal yönetiminde adaletli bir düzenin olması gerektiğine inanıyorum. Sirket personeli arasında adaletli davranmak yöneticilerin ihmal etmemesi gereken bşr husustur.Gerek işlerin sağlıklı ve efektif bir sekilde yürütülmesi için aynı seviyedeki personele eşit oranda yetki ve sorumluluk vermek, gerekse sahip oldukları kurumsal haklardan eşit olarak yararlanmalarını sağlamak gereklidir.Kendisine adaletli davranılmadıüını anlayan bir personel kuşkusuz çalışmalarını zevkle yerine getiremeyecek ve motivasyonu gitgide azalacaktır.
Adaletli olmak her durumda ve her şartta eşit olmak anlamına gelmeyebilir.Kurumsal kadromuzdaki herbir görevlinin elbetti pekçok kişisel farklılıkları vardır. Olmaması gereken yaklaşık olarak aynı özelliklere, eğitime ve tecrübeye sahip olan kişiler arasında, verim, motivasyon ve kariyer geçmişleri dikkate alınmaksızın yanlızca subjektif degerlendirmelerle birinin daha fazla dikkate alınması ve ön plana çıkarılması yani kayrılması durumudur. Kadrolarındaki personel arasında adaletli davranmayanlar, bilerek veya bilmeyerek haksızlık etmis olmakta, bu ise sonucu ciddi noktalara ulaşabilen bazı huzursuzlukları ortaya çıkarmaktadır.
Personel arasında adaletli davranmak ve kişilerin haklarına saygı göstermek hemen her kurum ve kuruluşun en temel ihtiyaçlarındandır. Kişilerin giyimlerine, fiziksel görünüşlerine, kimin yakını veya akrabası olduğuna bakılıp yapılacak bir değerlendirme sonunda telafisi çok güç olan durumlarla karşılaşılabilir. Bir kurum veya kuruluşun imkanlarından bütün çalışanlar imkanlar ölçüsünde ve gereği gibi faydalandırılmalıdırlar.
Unutulmamalıdır ki, bir kurum veya kuruluşun tüm çalışanları da adalet duygusuna inanmalı, gerek kurum ve onun amaçlarına karşı gerekse beraber çalıştığı ekip arkadaşlarına karşı adil olmalı, görev ve sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmeye çalışmalıdır. Adalet ve eşitlik prensiplerine uyulmayan kurum ve kuruluşlarda çalışmak adeta bir işkencedir.