Bilişim alanındaki yeni buluşların ve gelişmelerin gerek kişilerin gerekse kurum ve kuruluşların birbirleriyle olan iletişimlerini, bilgi paylaşımlarını ve haber alma imkanlarını son derece kolaylaştırdığı günümüz şartlarında kişisel bilgi ve becerilerimizi geliştirmenin ve profesyonel cesaretımızı ön plana şıkarmanın önemi gitgide artmaktadır. Bu haftaki köşe yazımda vizyon sahibi ve geleceğe odaklı yöneticilerin sadece para kazanmak için değil, kazanma şansını elde edebilmek için kaynaklarını çok iyi bilmesi, kullanması ve sürekli geliştirmesinin öneminden bahsetmek istiyorum.
Günümüzde herşeye rağmen tüm kurum ve kuruluşların gerçek güç kaynağı süphesiz bilgidir. İktisat alanında çok ünlü bir akademisyen olan Prof.Dr. Kenneth Galbaith in belirttiği gibi sanayide topluma hız kazandıran şey paradır. Fakat toplumu hızlandıran ve güçlü kılan bilgidir. Gerçekten de uzmanlaşmış bilginin çeşitli şekillerini kullanarak hem kendimizi hem çalıştığımız kurum veya kuruluşu dolayısıyla dünyayı etkileyebilir, değiştirebiliriz.
İyi yönetilen kurum ve kuruluşlarda temel denetim mekanizması bilgi edinebilme olmalıdır. Zira genel amaçlar ve değerler ortaya net bir şekilde konduğu ve bilgi yaygın olarak paylaşıldığında, kurum çalışanları ve yetkilileri işin yapılıp yapılmadığını, işi kimin iyi yada kötü yaptığını aynı netlikte görebilmektedirler.
Her kurum ve kuruluş faaliyet alanı ve büyüklüğü ne olursa olsun, pazar-hizmet- ürün-personel kısacası tüm faaliyetleriyle ilgili bilgilere ihtiyaç duyar. Bu noktada kurum ve kuruluşların faaliyet alanları ile ilgili basın yayın organlarında yeralan haberleri takip etmeleri, ilgili dergilere ve bültenlere üye olmaları ve elde ettikleri tüm yeni gelişme ve bilgileri nasıl en etkili ve yararlı şekilde kullanabileceklerinin çalışmalarını yapmalıdırlar. Bu noktada hem kurumsal cesaret ve girişkenlik hemde kurum çalışanlarının kişisel profesyonel cesaretleri ön plana çıkmaktadır. Pekçok kurum ve kuruluş, kurumsal hedeflerine ulaşmada başarısız olmaktadırlar. Bunun en önemli sebeplerinden biri gerektiği yerden gerektiği kadar cesaret ve girişkenlik gösteremiyor oluşlarıdır. Ancak unutulmamalıdır ki kurumsal ve kişisel cesaret öğrenilebilir kavramlardır. Çaba ve zaman ister, bilgi ve birikim ister.
Unutulmamalıdır ki kurumsal cesaret ve girişkenlik asla gözi kapalı olarak her türlü fikre ve projeye kapılmak, gerçekleştirmeye çalışmak demek değildir. Gereken tüm hesaplamalar ve araştırmalar, başarı ve karlılık tahminleri yapılmalı bunların sonucu olarak mecvut riskler gözönüne alınarak işe başlanmalıdır.