John Dewey bu sözü söylerken eminim beni ve kızımı kastetmemiştir.
Geçen gün beraber bir restorantın tuvaletine gittik.
Gittik gitmesinede;
Kızım tuvaletlerin kapısında yazan harflerde ki F (Female)'i Father,
M (Male)' i de Mother olarak algıladığından direk erkekler tuvaletine daldık.
Tabii dalmamızla çıkmamız bir oldu.
İlk şoku atlattıktan sonra aklıma ilk gelen şey; Acaba biz 8 yaşındayken ailemiz bizi bu kadar dinliyormuydu yoksa küçüklerin yerine hep büyükler mi karar veriyordu. Hatırlamıyorum ama sanki ikinci ihtimal daha ağır basıyor gibi.
Bence çocukları bu kadar dinlememeliyim…
Çünkü geçen uçak yolculuğumuzda da;
‘Anne, yemek istemeyelim Anneannem bir dolu yemek yapmıştır’ dedi ve gittiğimizde anneannenin alışılmadık kötü sürpriziyle bütün gün aç kaldık.
Yok yok bir daha asla dinlememeliyim!
Ama bugün hariç...
Malum Paskalya bayramı yaklaşıyor ve çocukların konserleri, gösterileri bu sebebten hız kazanıyor.
Mesela bu sabah kızımın da aralarında olduğu okul korosunun bir kilisede konseri vardı.
Akşamdan bana sıkı sıkıya tembih etti;
'Anne, erken git ki önden yer kapabilesin, bende sana bakıp el sallarım’
Dinlemezmiyim, erkenden çıktım evden ve dediği kiliseye gittim, en öne oturdum.
Koca kilisede duvarda çarmıha gerilmiş İsa ve ben…
Öyle sabahın köründe bekleyip duruyorum,
10 dk geçti, 30 dk geçti ne gelen var ne giden…
Anladım ki, kızım bana yanlış kilisenin adını söylemiş, son sürat diğer kiliseye koşup, malum en arkalarda yerimi alıyorum.
Ve karar verdim bir daha asla dinlemiyorum, anladım ki büyükler karar vermeli çocuklar uygulamalı… acaba (?!)
Peki ben yazın kedi, köpek ya da balık almak istediğimde ;
'Anne biz çok sık Türkiye’ye gidiyoruz, hayvan beslemek bize göre değil, biz biraz daha düşünelim’ demişti. ve yine onu dinlemiştim…
Şimdi yine kafam karıştı. Hangimiz daha iyi kararlar veriyor,
kim daha mantıklı?
Çocukları dinlemeli mi yoksa her şeye biz mi karar vermeliyiz, bilemedim.
Bildiğim tek bir gerçek var;
Çocuklar masum… Onların kararları da mantıkları da hep yürekten geliyor. Biz büyüklerin kararları ise; bilgi ve tecrübe başlığı altında bitmek bilmeyen upuzun bir liste, uzat uzatabildiğin kadar;
İçten pazarlık, bencillik, ön yargı, toplum baskısı, fesatlık, kıskançlık, para hırsı……