Yurt içinde ve dışında geziden getirilen, gidilen ülkeye veya şehre yönelik hazırlanmış hediyelikler, hediye anlamından biraz daha farklı anlam ve değerde kullanılıyor.

Hediyenin yüceltilen anlamından daha inceltilmiş bir kelime olarak  da ‘hediyelik’ deniyor. Yüceltilen derken; hediyenin aynı zamanda hibe etme, bağış gibi manevi anlam taşımasından kaynaklanıyor.

Bakınız; ‘- lik’ ekiyle herşey değişiyor.

Londra’dan  yakınlara birer magnet getirmek, Antep’ten baklava getirmenin başka anlamı vardır. Mağazalarda ‘bir alana bir tane de bedava’ veya hediye olarak verilen ürün de başkadır.

Kimin kime, nasıl ve neden hediye alıp verdiği kültürden kültüre değişiklik gösterse de motive edici yanı değişmez. Mahçubiyetin yanında, güdülenme yaratır. Yazılı olmayan sosyal zorunluluk olmakla beraber, bir anlayış meselesidir.

Ancak  bu anlam karmaşasında bazı yasal düzenlemeler de yok değil. Örneğin, devlet adamlarının yurt dışı sehayatlerinde aldıkları verdikleri hediyeler,  devlet memurlar için de hediye alma-verme konusu açıkça kanunda belirtilmiştir.

Yasal olarak yapılmaması gereken ancak maddi çıkarlarla yani rüşvet alınarak işi yapılabilir hale getirmek suçtur. Ancak rüşvet ucu açık üstü kapalı bir konudur.

‘Efendim, felanca nedenden hediye diye vermiştim.’ deyip işin içinden sıyrılma söz konusudur.

Ayrıca ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ diye derin bir cümlemiz vardır. Ne yapacağız? Gerçekten içinden çıkmak zor.

Hediye meselesi, düşünülmesi gereken ciddi bir meseledir. 1960 yılında, Yassıada davasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a Afganistan Kralı tarafından hediye olarak verilen Afgan köpekleri dava nedeni olmuştu.Bu konunun ciddiyetini hatırlatır.

 

Gelin görün ki son zamanlarda yaşanan siyasi çekişmelerde bu hediye ve hediyelik ürün konusu gündemi kurcalıyor. Devlet adamlarınının akraba düğünlerinde taktıkları takıdan tutun,  ayakkabı kutularına kadar giden zincirleme mecvut. Tabir-i caizse, Pandora Kutusu açıldı.

 

Bir İngiliz deyimiyle; ‘Odada bi fil var’ ama herkes görmezden geliyor, yok gibi davranıyor.

Durumu netleştirmek adına hatırlatmakta fayda var:

 

Hediye başka şey hediyelik başka şey, bağış başka şey rüşvet başka şey…

Alışveriş başka, iş başka, akrabalık başka şeydir. Sevgi başka, aşk başkadır.

 

Meyve başkadır, Ananas bambaşka tropik, hatta utopik bir meyvedir.

Gemi başka, Gemicik başka şeydir, Panora Kutusu başka şey, ayakkabı kutusu başka şey, insani yardım dolu kamyon bambaşkadır. Altın başka, döviz başkadır.

 

Hukuk başka, etik başka şeylerdir. Hepsi başka başka şeyler…

Pandora kutusu açılmaya görsün ...