Bir:
Bu kadar felaket bir iktidar Türkiye’de hiç olmadı...
İki:
Çağdaşlaşma devrimini yıkıp da ülkeyi dinci rejime dönüştüren... Yargısını, eğitimini, ordusunu, kısaca laik devleti çökerten bir siyasi iktidarın orada bir gün dahi oturmaması gerekir...
Üç:
İnsanlar bu iktidardan ürktü ve artık kurtulmak istiyor...
Dört:
Tek sorun; yerine koyacak bir şey bulamıyor çoğunluk...
*
Hadi artık CHP...
Bizleri kurultay ilgilendirmiyor...
Parti meclisi, hizip, grup, isimler, o, bu...
Ali, Veli...
Kim seçildi, kim kaçırdı...
Umurumuzda değil...
Bizler; hâlâ CHP’nin kendi kendisi ile uğraşmasından... Ülkeyi düzeltmesi gerekirken hâlâ kendini düzeltmeye çalışmasından... Sessizliğinden, suskunluğundan, hatalarından, düz yolda düşüp düşüp kalkmasından bıktık...
*
Üstelik gerekli her şeye sahip CHP:
Kirsiz, şaibesiz, lekesiz bir genel başkan...
Yalansız, dolansız...
Ülkenin adam gibi olan tüm aydınları...
Tek varlığı yüreğini ideallerine vermiş Anadolu insanları...
Koca cumhuriyet gençliği...
Yola çıkmaya hazır milyonlarca aydınlık yüzlü kadın...
Ama asıl...
Atatürk’ün büyük mirası...
*
Hadi ama CHP...
*
Yürümeli artık...
Ses inletmeli ortalığı...
Sloganları, marşları, gençleri, kadınları ile...
Her yerde; çarşıda, pazarda, okulda, üniversitede, köyde, kasabada, sokakta, meydanda “Ben varım, buradayım ve geliyorum” demeli...
“Yetti artık” sözcüğünü özledik...
Yetti artık...
*
Beş:
Bu son şansıdır CHP’nin...
Dincilerin cumhuriyeti yıkarken gösterdiği başarıyı, Atatürk’ün partisi cumhuriyeti korumakta gösteremezse...
Beklediğimiz o sesi duyamazsak...
Çıkılmazsa yola...
Yer gök inlemezse...
CHP, geleceğimizin sorumluluğunu sırtına alıp da... Cumhuriyetimizin, ülkemizin, gençlerimizin, çocuklarımızın vebalini yüklenip yürümezse...
Tarihin eli CHP’nin yakasındadır...
Bizim de...
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)