Bundan önce basketbolcularımıza ve voleybolcularımıza uluslarası karşılaşma esnasında saldıran faşist Rum taraftarlara hiç bir soruşturma açmayan Güney Kıbrıs polisi  FIFA Avrupa Ligi’nde 25 Ekim günü  oynanan Fenerbahçe-AEL maçı sırasında, GSP stadında KKTC bayrağı açan Kıbrıslı Türklere dava açıyormuş.


Geçmişte benim de içinde olduğum araca Hilton Oteli yakınında on kadar faşist Rum saldırdığında şöförüm Güney Kıbrıs'taki polise başvurmamın anlamı olmadığını ve can güvenliğimiz için bir an önce KKTC sınırına ulaşmamız gerektiğini söylediğinde konuya yabancı idim.


Günümüzde bunun ne kadar doğru olduğunu çok iyi bilmekteyim.


KKTC'de bazı "süper zekiler" kavramakta zorluk çekse de bilmelilerki eğer o beğenmedikleri TC AB Bakanı Egemen Bağış ve diğer Türk yetkilileri maç öncesi demeçler verip Güney Kıbrıs'ı tedirgin etmeseydiler Güney Kıbrıs polisi bu derece itina göstermezdi.


AB Dönem Başkanı ülkede AB'ye aday ülkenin takımına bir saldırı olması ya da Türkiye ile AB kamuoyu tarafından da izlenmekte olan sorunlara sahip Güney Kıbrıs'ta sahada olaylar çıkması durumunda çok zor durumda kalacaklardı. Bu nedenle tedbirleri abartarak almak zorunda kaldılar.


Peşinden de tam bir kabile mantığı ile hesabı "iki bayrak açan Kıbrıslı Türke çıkarma" derdindeler!


Rum medyasının haberine göre polis, KKTC bayrağı açan Fenerbahçe taraftarı Kıbrıslı Türkler hakkında hazırladığı dosyayı Rum Hukuk Dairesi’ne gönderecek ve  dosyayı gönderdiği andan itibaren de bu kişiler hakkında cezai kovuşturma başlatılacakmış. Açılan KKTC bayrağına tribünlerde bulunan polis tarafından anında el konulmuş.


Bu haberi yazan Rum "zevzek gazeteci" bir de boyundan büyük terbiyesizlik etmeden yapamamış ve sormuş  "Türk AB Bakanı Egemen Bağış’ın sınavından geçtiğimize göre şimdi bize Kıbrıs’ın devlet olup olmadığın söylese iyi eder. Maçtan birkaç gün önce ‘Bu Kıbrıslı Rumların devlet olup olmadıklarını göstermeleri için bir fırsattır çünkü Türk takımlarıyla önceki maçlarda kabile bile olmadıklarını gösterdiler’ demişti. Sayın Bağış, nihayetinde devlet miyiz değil miyiz, bilelim!" diye!


İlk önce "aşağılık komplekslerini" bu laflarla sergileyerek habire Egemen Bağış'a "biz devlet olduk mu?" diye sormalarını gülerek izlemekte olduğumuzu yazmam yanlış olmaz.


Demekki Egemen Bağış bu şekilde bir demeç vermeseydi bu derece itina göstermeyeceklermiş. Bunu anladık.


Ancak devlet olma konusunda "bir KKTC bayrağı açtı" diye iki Kıbrıslı Türkü (tüm Kıbrıslı Türklere ibret olsun diye) cezalandırmaya kalkmak ise tam bir kabile tarzı öç mantığı değil de nedir?


Ancak beni malüm Rumlardan çok onların KKTC'deki yalakaları ilgilendirmekte.


Bazıları "utanmasalar ya da güçleri yetse" KKTC bayrağı açan iki Kıbrıslı Türkü yakalayıp Rumlara teslim edecek neredeyse!


KKTC'de bazıları şimdi sosyal medya aracılığıyla bu iki Kıbrıslı Türkün KKTC Bayrağı açarak suç işlediğini ve yargılanmalarının ne kadar doğru olduğunu savunmakta.


Ülkede idam cezası olsa "Rum efendilerimizi kızdırarak onların gözünde biz onların hayranı bazılarımızı da zor durumda bıraktıklarından" bunları asalım diyecekler!


Yazık! "Kıbrıslı" olmak bayrak açtı diye iki Kıbrıslı Türkü "gammazlamak" ise diyecek bir lafım kalmıyor.


Hiç bir İrlandalı anlayamaz bu hal ve tavrı! Biz Türkler de!