Üç İngiliz bankasının üst üste yolsuzluktan yakalanması Londra'yı tartışmalı hale getirdi. İngiltere'nin dört büyük bankasından biri olan Barclays'in bankalararası borçlanma faizlerini (Libor) sabitleyip haksız kazanç sağlaması, bir numaralı İngiliz bankası HSBC'nin uyuşturucu ve silah satışlarında kara para aklaması ve en son Standard Chartered bankasının da İran ile yaptığı 60 bin işlemi gizleyerek "haydut kuruluş" ilan edilmesi Londra'nın finansal merkez olma niteliğinin artık iyice tartışılmasına yol açtı.

Üstelik bankaların bu yolsuzlukları Londra'ya önemli bir parasal maliyet getirecek. Çünkü yakalanan İngiliz bankaları milyarlarca dolar ceza ödeyecek. Böylece bu bankaların kârlılıkları azalacağı için ortakları hisselerini satıp ortaklıktan çıkabilirler. Bundan sonra Londra merkezli finans kuruluşlarına yatırım yapmayabilirler.

İşte bu nedenle İngilizler çok kızgın. Hatta ABD'li regülatörleri Londra'nın altını oymakla suçluyorlar. ABD'nin amacının Londra'yı çökertmek olduğunu ileri sürüyorlar.

Aslında bu yersiz bir suçlama.
ABD'nin Londra'yı finansal merkez olmaktan çıkarma amacı yok. Ama İngiliz bankalarının özellikle Libor yolsuzluğunda
da yakalanması ve faizlerde manipülasyon yaptıklarının tespit edilmesi ABD'yi haklı olarak kuşkulandırdı. Bu nedenle İngiliz bankalarının üzerine gitti ve üst üste büyük skandallar ortaya çıktı.

İşte bu süreç ABD'yi yeni bir finansal sistem kurma aşamasına getirdi. Hatta ABD artık Hazine bonolarını Libor'a bağlı olmadan ihraç edeceği bir dalgalı faiz sistemine hazırlanıyor. Böylece Libor eşik değer olmaktan çıkacak. Libor eşik değer olmaktan çıkınca Londra'nın bankacılıkta merkez olma özelliği zayıflayacak.

Gelelim Londra'nın finansal merkez olma özelliğinin Türkiye'ye etkisine...

Türkiye ekonomisinde olmayan risklerin yaratılması ve Türkiye'de faizlerin gereksiz yükseltilmesi Londra üzerinden yapılıyor.
Hatta geçen yılın sonunda ve bu yılın başında yayılmaya çalışılan "Türkiye ekonomisi 2012'de borçlanamayacak, dolayısıyla batacak" söylemi de Londra'dan beslendi.
Faiz lobisinin Türkiye'deki ayağı Londra basınından sürekli alıntı yaparak ekonomide beklentileri olumsuza çevirmeye çalıştı. Kısmen başarılı da oldular. Merkez Bankası'nı korkuttular ve Merkez faizleri yükseltti. Bu yüzden Hazine'ye fazladan gereksiz faiz ödettiler. Faiz lobisi de böylece haksız kazanç sağladı. Ama şimdi ABD regülatörleri denetleme ve araştırma işini derinleştirirse, faiz lobisinin Türkiye üzerine yaptığı manipülasyonları da ortaya çıkarabilirler.

Anlayacağınız, faiz lobisinin elektronik postaları gün yüzüne çıkınca kimlerin neler yazıştığı bir bir dökülecek ve faizlerin lobi faaliyetleriyle nasıl yükseltildiği, haksız kazançların nasıl ve kimler tarafından elde edildiği isim isim ortaya çıkacak.


(Sabah gazetesinden alınmıştır)