Öncekİ gün Diyanet İşleri Başkanı aradığında “Açlık Oyunları” filmine girmek için Kanyon’da dolaşıyordum.

Bir kenara çekilip konuştum.
“Sizden özel bir ricam var” dedi ve devam etti:
“Bu yıl Kutlu Doğum Haftası’nı kardeşlik konusuna ayırdık. Hafta boyunca Türkiye’de kardeşlik temasını işleyeceğiz. Sizden ricam, lütfen bir yazınızı bu konuya ayırabilir misiniz?”
Hiç düşünmeden “Tabii ki” dedim.
Bu yazı, işte böyle bir istek üzerine yazılmıştır.
Ama bütün samimiyetimle söylüyorum, içimden çok gelen bir yazı oldu.
Bu yazıyı yazmama vesile olduğu için de Diyanet İşleri Başkanımıza teşekkür ediyorum.
   
“Açlık Oyunları” filmi beni allak bullak etti.
Bu yıl seyrettiğim en iyi filmdi diyebilirim.
En iyi, ama aynı zamanda insanı en çok sarsan filmi.
Bundan 40 yıl önce genç bir üniversite öğrencisiyken seyrettiğim “Atları da Vururlar” filminin bir tür 21’inci yüzyıl versiyonuydu.
Otoriter bir rejimin, genç çocukları ölümüne savaştırarak oynattığı bir tür “reality show”u anlatıyor. Filmi seyrettikten sonra “kardeşlik” fikri daha da kafama yerleşti.
Şunu düşündüm.
   
-  Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl Kutlu Doğum Haftası’nı “kardeşlik” temasına ayırdığına göre, bu duygu etrafında bir sorunumuz var demektir.
Kim yok diyebilir ki?
-  Üstelik artık acilen bunun teşhisini de koyma ihtiyacımız var.
Bu sorunun adını açıkça yazabilmek için ne cesarete ne de toplumbilimciliğe ihtiyacımız var.
Evet;
-  Bugün ülkemizde çok ciddi bir “Türk-Kürt” gerginliği var.
Evet;
-  Bugün ülkemizde çok ciddi ve giderek de daha tehlikeli hale getirilen bir “Sünni-Alevi” gerginliği var.
Evet;
-  Bugün ülkemizde, eskisi kadar olmasa da, yine hâlâ bir “laik-Müslüman” gerginliği var.
   
O nedenle, bugün başlayan Kutlu Doğum Haftası sırasında “kardeşlik” temasını güçlü bir biçimde konuşmak çok yararlı olacak.

Acilen soralım: 28 Şubat ismi nereden geliyor

28 Şubat’la ilgili operasyon dün başladı.
Daha önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de bu konuyu ele alacağı açıklanmıştı.
Bu demektir ki bu konuyu enine boyuna tartışacağız.
Öyleyse en başından başlayalım.
Yani isminden.
Arkadaşlar  “28 Şubat” adı nereden geliyor?
Genç nesillere bir kere daha hatırlatalım.
BİR;
-  “28 Şubat ismi, 1997 yılında o gün toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun aldığı kararlar”
nedeniyle verildi.
Yani MGK adlı, meşruiyetini Anayasa’dan alan kurum, malum kararları o gün aldığı için böyle anılıyor.
İKİ;
-  Milli Güvenlik Kurulu’nun aldığı bu kararlar, daha sonra dönemin seçilmiş meşru hükümetinin bütün üyelerinin imzasıyla yürürlüğe konuldu.
İmzalayanlar arasında bugünün Cumhurbaşkanı da var.
Şimdi gerek savcıların gerekse TBMM’nin, o dönemin MGK üyelerine ve yaşayan bütün bakanlarına şu soruyu sorması gerekmez mi?
A) O bildiriyi neden imzaladınız?
B) İmzaladığınız yetmiyordu da bir de niye uygulama kararları çıkarıp onları da yürürlüğe soktunuz?
 Bu konu madem tartışmaya açıldı, kamuoyu, o günün seçilmiş kişilerinin bunları niye imzaladığını da bilmek hakkına sahip.
Neden imzaladılar?
Dört şıktan biri olabilir:
a) Askerden korktuk, onun için imzaladık.
b) Seçimlere kadar durumu idare etmek istedik.
c) Koltuk tatlı geldiği için.
d) Hiçbiri.
   
Eğer hiçbiri ise de ne?
Aradan 15 yıl geçtikten sonra bugün bazılarının ortaya çıkıp nutuklar attığını görünce, bu soruların cevabını siz de merak etmiyor musunuz?

(Hürriyet)