British Museum, İngiliz Kilisesi başı Thomas Becket’in 1170 yılında öldürülmesini anmak amacıyla 850. yılında bünyesinde bir sergi düzenlemeye karar verdi. İngiliz Kralı İkinci Henry, Thomas Becket’ın öldürülme sebebi, aziz ilan edilmesi, ve krallık-kilise arası ilişkilere dair bir sergi…2021 yılında yapılabilecek hayırlı işlerden kanaatimce.
Önceleri yakın arkadaş olan ikilinin arasını Kral II. Henry’nin otoritesini güçlendirmek istemesi ve kilisenin gücünü azaltma çabası açar. Piskopos Becket’in öldürülmesi kolaydır ama kral sonraki gelişmeleri durduramaz ve aziz mertebesine yükseltilen Becket için yapılan türbenin ziyaretine akını seyretmek zorunda kalır.
İngiltere’nin Güneydoğusun’daki Kent şehrine doğru seyahat ederseniz Canterbury şehrine mutlaka gitmelisiniz. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde olduğu için değil…ülkenin en eski ve kıymetli binaları, dar sokakları, kiliseleri, katedrali ve Canterbury hikayeleri için. Ayrıca İngiltere tarihine hakim olmak için görülmesinde fayda gördüğünüzü anlayacağınız bir kenttir Kent ve devamında ki Canterbury. Ayrıca Haçlı Seferleri, alınan kararlar ve düzenlenmelerine dair çok önemli bir yere sahiptir Canterbury Katedrali.
İngiliz monarşisinin başı aynı zamanda İngiliz Kilisesi’nin başıdır. Canterbury ise Baş Piskoposluk merkezidir. Thomas Becket’in anıt mezarı burada olduğu için şehir ve özellikle katedrali kıymetli bir haç merkezidir ki Londra ile Canterbury Katedrali arası haç seyahatı yolda vakit geçirmek amacıyla anlatılan hikayelere, Canterbury Tales, de temel oluşturur.
Bu hikayeler Geoffrey Chaucer tarafından derlenir. Kendisi Fransızca ve Latince’de hünerli olmasına rağmen İngilizce yazmayı tercih eder ve yazılan ilk eser olmaları bakımından İngiliz Edebiyatı’nın temelini oluştururlar. 24 hikayeden oluşan külliyatın 4 adedi kayıptır. Bu hikayeleri okumak çok zaman alsa da bir o kadar keyiflidir.
Hikayeler hacılar tarafından birbirlerine anlatılmasına rağmen dönemin toplum yapısını ve kilisenin varlığını ve mala tamah etmesini açgözlülük olarak nitelendirip eleştiren, sorgulayan komik, zeki, müstehcen konularla doludur. 14. yüzyıl İngilteresine ve Londra siyasetine dair ayrıntılı ve merak uyandırıcı bilgi verir.
Ayrıca hikayelerde hacılarla ilgili enteresan şeyler okursunuz ki o da hacca gidenlerin dünyevi zevklerden ve kaygılardan sıyrılmış olmasını beklerken tersi bir durumla karşılaşılır ve Chaucer’in hikayeleri de aynı bu hususa temas eder. O bakımdan ziyadesiyle şaşırtıcı ve zevklidirler.
Bunun yanında hikayelerin yazarı Geoffrey Chaucer kendisini ‘kitapsever bir münzevi olarak tanımlar. Utangaç bir kişiliğe sahip olduğu bilinse de vergi memurluğu, kraliyet mensupları hizmetkarlığı, askerlik, yargıçlık, parlemento üyeliği, gibi çoklu mesleklerden geçtiği için analiz yeteneği yüksek biri olarak kabul edilir ve bu durum hikayelere yansır. Kendisi için ayrıca müstehcen şakalar yapan, nükteli esprilerin adamı da denir ki hikaye dizelerinde bunlara da rastlanır.
Kraliyet mensuplarıyla olan yakın ilişkiler diplomasi ve hitabet sanatında mahir olmasını sağlar. Floransa ve Cenova’ya yaptığı diplomatik ziyaretler, sanat ve edebiyat ve özellikle şiir algısının gelişmesinde etkili olur. Dante ve Boccaccio’yu okur. Zaten ‘Canterbury Hikayeleri’nde Eski Yunan ve Roma’ya değinen anlatılar okursunuz. Eseri Dante’nin İlahi Komedi’si ile eşdeğer kabul edilir. Sadece İngiliz Edebiyatı’nın değil İngiliz Mizah’ını da tesis etmiştir.
Haç yolcularının sadece erkek olduğunu düşünmeyin, heybetli ve dişli kadınlara da yer verilmiştir. Hatta ‘Gemici Hikayesi’ bir kadın hacı tarafından anlatılır.
Ortaçağ yaşamına dair eşsiz kaynak niteliğindeki bu hikayeler Yapı Kredi Yayınları tarafından da Türkçe’ye kazandırılmıştır. Bu eserde hikayelerin yazarı Geoffrey Chaucer’in İngiliz Edebiyatı’nın Homeros’u, Goethe’si ve Shakespeare öncesi en büyük ozanı olarak anlatılır. O dönemde saray dili Fransızca, din dili Latince iken Chaucer dizelerinde sadece İngilizce kullanmıştır ve bu sebeple de edebiyatın babası olarak haklı sıfatı edinmiştir.
Bu haliyle Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig eserini hatırlatır adeta. Egemen dil Farsça olması ve Kuran dilinin Arapça olması sebebiyle popüler olmaları bu eserin Türkçe yazılmasını engellememiştir. Ayrıca bilgi, akıl, adalet, iyilik ve doğruluk gibi kavramlara değinmiş olması bakımından da benzerlik gösterir.
Katedrale giderseniz öldürüldüğü yere bir mum dikilen Thomsen Becket’i ve türbesini ziyaret ediniz. Söylentiye göre de bu katletme olayından sonra tövbe eden kral bu yapıyı Hristiyanlığın merkezi olarak yeniden inşa ettirir. Ve ayrıntılarla kıymetli büyük batı, incil ve mucize pencerelerini sakin görmeden çıkmayın!
Ama öncelikle Noel Bayramı tatilinde ve sokağa çıkma uygulamalarıyla beraber gireceğimiz yeni yılda okumak güzel olmaz mı?