"Eğer bir yalan uzun bir süre yeterince tekrarlanırsa, sonunda o yalan gerçekmiş gibi algılanır."
Joseph Paul Goebbels

*

Hitler'in en yakın arkadaşlarından biriydi. 'Propaganda Bakanı' idi. Kitlesel propagandanın "büyük yalanları" ondan sorulurdu! Berlin'de önce eşini sonra kendisini vurup hayata veda ederken takvimler 1945 yılının 1 Mayıs'ını gösteriyordu.

* * *

BİRİNCİ SAHNE: Yalandan Kim Ölmüş!

20 Şubat 2007'de böbrek yetmezliği sonucu ölmüş bir adamın; bir yıl önce (2 Mayıs 2011) Pakistan'da düzenlenen bir operasyonla "öldürüldüğü" yalanı, Amerikan Başkanı tarafından dünyaya duyurulmuştu.

Üsame Bin Ladin'in Amerikan özel timince "yalandan öldürülüşünün" birinci yıldönümünde, Obama Afganistan'a sürpriz bir ziyaret yaptı. Başkan, her zamanki gibi Air Force One'a bindi ama Goebbels konforuyla uçtu!

2 Mayıs (2012) tarihli Hürriyet'te Obama'nın mesajlarını "Ladin'in öldürüldüğü saatlerde verdiği" işaretleniyordu.

Bir kez daha görüldüğü gibi, yalandan kimse ölmüyordu:

Buna mukabil, "yalandan adam öldürmek" çok kolaydı!

"Yıldönümü" münasebetiyle yerküremize pompalanan "yerleştirilmiş" haberlerde; Ladin, evinden çıktığı söylenen "uydurma" belgeler üzerinden Arap Baharı ve Mavi Marmara Olayı hakkında konuşturuluyordu! Arap Baharı'ndan dört yıl, Mavi Marmara'dan da yaklaşık üç yıldan biraz daha fazla bir zaman önce "eceliyle" ölmüş olmasına rağmen bu iki hadise üzerine yorum yapabilmeyi başarıyordu!

*

İKİNCİ SAHNE: "İkimizin Fotoğrafını Çıkarsınlar Yan Yana!"

Bin Ladin'in konumu hakkında, CIA ajanı Edward Juchinewicz "Başından beri işin içindeydi" diyor. (Halid Özkul'un "Devlet Terörü ve Ajan Provokatörler" adlı kitabı, Sayfa: 170) Aynı kitapta yer alan iki çarpıcı fotoğraf var ki, (başka kaynaklarda o sahnenin diğer kareleri de mevcut) fevkalade öğreticidir.

3 Şubat 1980'de Pakistan'da çekilmiş fotoğraflar, Bin Ladin'le Zbigniew Brzezinski'yi "enseye tokat" bir silah muhabbeti içinde gösteriyor. Başkan Jimmy Carter'ın (1977-1981) ulusal güvenlik danışmanlığını yapmış olan Brzezinski, Pakistan Ordusu'ndaki eğitimi yerinde incelerken, paraşütçü komando üniformalı Ladin de kendisine kullandıkları silahlar hakkında bilgi veriyor!

*

ÜÇÜNCÜ SAHNE: BOP'tan Geriye Kalan

Sabancı Üniversitesi ve Brookings Enstitüsü işbirliği ile Washington'da sekizincisi düzenlenen "Sakıp Sabancı Konferans Serisi"nin bu yılki (2 Mayıs'12) konuğu Zbigniew Brzezinski idi. Konferansın açılış konuşmasını Güler Sabancı yaptı. Kemal Derviş de oradaydı...

Vaktiyle Samuel Huntington'la da çalışarak bir strateji belgesi hazırlamış olan Brzezinski, 1986'da yazdığı "Büyük Satranç Tahtası" adlı kitabında "Büyük Ortadoğu Projesi"nin altyapısını anlatmıştı! 2008'deki başkanlık kampanyasında Obama'ya dış politika danışmanlığı da yapmıştı.

Brzezinski, 2012 başında Foreign Policy'de yayınlanan makalesinde "ABD'siz bir dünya kaosa sürüklenir" tezini işledi! "Ekonomik krizlerin, Amerika'nın özellikle siyasal konularda sağlıklı karar alma gücünü zayıflatacağından hareketle, Washington'ın kendi çıkarlarını korumada daha paranoyak hale gelebileceğinden" bahseden Brzezinski, farklı bir "korkutma" stratejisi ile yeniden sahne alıyordu.

*

DÖRDÜNCÜ SAHNE: 1979'daki TÜSİAD İlanları

Sabancı Konferansı'nda, "Türkiye ve Rusya, Batı'nın bir parçası olmalıdır" diyen Brzezinski'nin konuşmasını yerinde izleyenlerden birisi de Milliyet yazarı Güngör Uras'tı.

Uras'ın Brzezinski ile ilgili seri yazılarına, TÜSİAD'ın 1979'da dönemin başbakanı Ecevit'e yönelik meşhur "ilan" harekatından söz ederek başlaması doğrusu beni pek memnun etti!

Bülent Ecevit'in 1994'deki bir televizyon programında, Ekim 1979'daki iktidardan ayrılışını TÜSİAD'ın gazetelerde yayınlattığı ilanlara (13 Mayıs 1979- 13 Haziran 1979) bağlaması, Güngör Bey'i yıllar yılı hayli rahatsız etmiş olan bir husustu.

Uras, Ecevit'i dünden bugüne hep haksız çıkarmaya çalışsa da, "Karaoğlan" iddiasında ısrarcıydı.

Bülent Ecevit "Türkiye'den Rusya'yı gözetlemek için Amerikan casus uçaklarının havalanmasına izin vermediği için ABD yönetiminin kendisine kızdığını" dile getirmiş ve "Dönemin güçlü adamı Brzezinski'nin TÜSİAD ilanlarının arkasındaki isimlerden birisi olduğuna dair duyumlar aldığını" söylemişti!

... ... ...

Brzezinski ile ya da Brzezinski'siz; netice değişmiyor.

TÜSİAD, asla sadece TÜSİAD değildir!

... ... ...

(Bu filmin devamı var)

(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)