Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA) tarafından onüç Avrupa ülkesinde yapılan “ırkçılık ve ayrımcılık” araştırması sonuçları geçen hafta açıklandı. Buna göre, Avrupa’da neredeyse her iki Müslümandan biri, ırkçılık ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Araştırma yaklaşık onbin Müslüman üzerinde yapıldı. Ayrımcılığa uğrama oranları ülkelere göre şöyle: Avusturya'da yüzde 71, Almanya'da yüzde 68 ve Finlandiya'da yüzde 63, Hollanda ve Belçika’da ise ortalama yüzde 42. Bu oran Avrupa genelinde yüzde 55ile çıkmakta.  

İşte, demokrasiyi tehlikeye sokacak ırkçılık rüzgarlarının estiği bu gelişmeler devam ederken, kasım ayının ilk günlerinde Amsterdam’da, gönüllere ferahlık veren bir etkinliğe şahitlik ettik. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da düzenlenen “Amsterdam’da Müzeler Gecesi” çerçevesinde, yüzlerce Amsterdamlı genç, Fatih Camii’ni ziyaret ettiler. Gençler, öncelikle İslam dini hakkında Hollandaca konuşan imamlardan bilgi alırken, cami içinde organize edilen kültür ve sanat etkinliklerine de katıldılar.

Amsterdam Müzeler Gecesi, Amsterdam’da yaşayan 18 – 35 yaş arasındaki gençlerin, şehirdeki müzelerle tanışmalarını, kültür ve sanata ilgi duymayı artırmayı hedefliyor. Bu çerçevede, Amsterdam’da 75 müze ve kültürel kurum gençlere kapılarını açarak, çeşitli etkinlikler düzenliyorlar. Bu yıl, 2 Kasım Cumartesi akşamı, Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı Amsterdam Fatih Camii, kapılarını yüzlerce gence açtı ve gençleri misafir etti. Ziyaret esnasında yatsı namazı vaktinin araya girmesiyle, hoparlör aracılığıyla okunan ezanı, sokaktaki insanlar da dinlediler. Akşam karanlığı ve Amsterdam’ın kalabalığında, Hicaz makamında okunan ezan, dinleyicileri adeta büyülerken, gençlerin camiye girerken manevi bir havaya bürünmelerini sağladı.

Şehrin merkezinde bulunan, tarihi eser vasfında olan ve “Hollanda'nın En Büyük Müzesi" Projesi'ne dahil edilen Amsterdam Fatih Camii’nin, böyle şahane bir etkinlikte yer alması ve Hollandalı kuruluşlarla işbirliği yapması, hem takdir edilecek hem de örnek alınacak ve de öne çıkarılacak bir harekettir.
Hollanda’daki beş yüze yakın camiinin bir çoğu, elbette Fatih Camii gibi görkemli ya da tarihi bina özelliği taşımıyor. Ancak, ülkenin farklı şehirlerinde kilise ve havradan camiye çevrilen, ya da mimarisiyle Hollanda’ya zenginlik katan bir çok camii bulunmaktadır. Başta, bu özelliğe sahip camiler olmak üzere, mümkün olursa bütün camiler, Müslümanların toplumsal katılımına destek verecek projelerin içinde olmalılar.

İbrahim Görmez beyin öncülüğünde, Amsterdam Fatih Camii’nin satın alınması, Zaandam Sultan Ahmet Camii’nin inşası, havradan camiye çevrilen Den Haag Mescidi Aksa Camii’nin açıldığı günlerden ve üniversitede öğrencilik yıllarımdan bu yana,  bıkmadan ve usanmadan, camilerin emancipatorik (özgürleştirici) fonksiyonlarını yazıyorum, anlatıyorum ve savunuyorum.
Avrupa’da camilerin sadece namaz kılınan mekanlar olmadığını, camilerin sosyal, kültürel, psikolojik, ekonomik v.b. fonksiyonları olduğunu, bu gerçeğin imamlar ve camii yöneticileri tarafından bilinmesi gerektiğine dikkat çekiyorum.

Camilerin modern Batı toplumundaki yeri ve misyonu üzerine yazdığım onlarca yazıya, ne yazık ki, iki defa reaksiyon geldi. Birincisi, Prof. Mehmet Görmez’in Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde, “Diyanet’in neden böyle bir yeri yok”? başlıklı yorumu Ankara’dan istediler, ikincisi de Almanya’daki Din İşleri Müşaviri’nin, REFERANS Dergisi’nde yazdığım bir yazıya yazılı tepkisi oldu.

Ama önemli değil. Biz bildiklerimizi yazmaya, camilerin çok yönlü fonksiyonlarının olduğunu ve bunun yöneticiler tarafından farkına varılmasını ve bu yönde sürdürülebilir bir politika geliştirilmesini, ısrarla ifade etmeye devam edeceğiz…

Veyis Güngör

6 Kasım 2024