Sadece muhalefet tarafından değil, UBP çevrelerinde de sık, sık dile getirilen bir konu "2013'te bir erken seçimin kaçınılmaz" olacağı.
Bu konuda ülkeyi hem dışarıdan hem de içeriden ve de tüm kavgaların tarafı olmaksızın izleyen bir gözlemci tarafından söylenecek ilk söz de sanırım "evet, bu ülkenin bir erken seçime ihtiyacı var" olur.
Son olarak Lefkoşa'da yaşananlar bir kez daha gözler önüne serdi: iktidar partisi UBP kaynamakta.
Buna rağmen hem de ana muhalafet partisinin yaptırdığı kamuoyu yoklamasında da birinci parti gene UBP.
DP ve TDP'nin küçük muhalefet partileri olarak güçlendikleri ve büyük bir ihtimalle güçlenmeye devam edecekleri KKTC'de ana muhalefet ise zorunlu olarak "Erken Seçim" talep etse de "ne derece bu seçimden karlı çıkacak?" ayrı bir soru.
1 Temmuz 2012 ve 31 Aralık 2012 tarihleri arasında Rum Kesimi'nin AB Dönem Başkanlığı'nı hak etmeksizin üstlenmesi nedeniyle KKTC'de bir erken seçim olasılığını düşünmek bile imkansız.
Ancak 1 Ocak 2013'ten itibaren Rum Kesimi'nin de "kim başkan olacak" sorusuyla boğuşmaya başlayacağı süreçte KKTC'nin de bir erken seçim aracılığıyla acilen gerekli kadro değişimini gündeme getirmesi doğru bir adım olur.
Futbol maçı tarzı bir benzetme yapacak olursak hükümet ve "iktidar partisi" bir çok nedenden dolayı "oyuncu" değiştiremediğinden dolayı zaten sadece "gol yememe" ve "maçı kurtarma" taktiğiyle bitiş düdüğünü beklemekte.
UBP'nin yıl sonu gündeme gelecek olan kurultayında delegeler "ister başkan değiştirsin isterse değiştirmesin" takımın yenilenmesi şart.
Hem parti yönetimi hem de meclis grubu olarak eldeki kadro ile hali hazırda hala "lig birincisi" kalabilmek bile büyük başarı.
Gündeme gelecek bir erken seçim özellikle UBP Meclis Grubu'nda yeni isimlerin yer almasını da beraberinde getirecektir. Gençleşme kaçınılmaz olacaktır.
Seçim sonucuna göre "ya tek başına iktidar olacak, ya da DP veya TDP gibi partilerden biri ile koalisyon oluşturacak" olan UBP'nin bakanları arasında "başarısız sezonun kadrosunda verimli olmayanlar" yer alamayacaklar. Taban zaten şimdiden çok kızgın.
Ana muhalefet partisi CTP-BG üzerine yorum yapmak için erken.
Bugünkü konumu ile bir erken seçimden başarılı çıkma şansı yok. Ancak önümüzdeki ayları değerlendirirse analiz farklı olabilir. Hali hazırda sendikaların en büyük destekçisi konumda olan ana muhalefet partisi, kendi iktidarı sırasında sendikalar tarafından muhalefete yollandığını da "yaşanmış bir ders olarak unutmamalı". Eğer iktidara talip ise ve de bunu başarırsa tekrardan karşısında gene sendikaları bulacağı kesin.
KKTC'de "kim iktidarda olursa olsun" Türkiye ve KKTC olarak işbirliği halinde uygulayacağı her politikanın karşısında "Türkiye ile sorunlu" sendikalar olacağından emin olabiliriz.
Bu nedenle de 2013 yılında gündeme gelecek "Erken Seçim" aslında ülkede yapılması gerekenler açısından hiç bir şeyi değiştirmeyecek.
Özelleştirme kim iktidar olursa olsun "batık ekonomiyi" kurtarmak için tek çare.
Kamuya yönelik radikal bir reform bir yıl sonra daha da kaçınılmaz olacak.
KKTC'nin acilen ihtiyacı olan radikal adımların atılması için 2013'te bir erken seçim çok yararlı olur.
Ancak kadrolar yenilenmeyecek ve bugüne kadar bekletilen radikal adımlar atılmayacaksa seçime hiç gerek yok!