Başbakan kim olacak?

Herkesin konuştuğu, cevabını merakla beklediği soru bu.

Cevabı 27 Ağustos’a doğru öğreneceğiz. O gün yapılacak AK Parti kongresine, yeni Başbakan’ın ismi üzerinde uzlaşılıp öyle gidilecek. Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı görevi başlamadan bir gün önce bu kongreyle ismi belirlemeyi tercih etti.

Ama kim?

Bizler için ismen değil belki ama nitelikleri ve kişilik özellikleri itibariyle belli aslında.

1-Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile uyum içinde çalışmalı
2-Bunun için Erdoğan’la zihinsel kimyası tutmalı
3-Halka yakın, sevilen, onunla iyi diyalog kurabilen bir siyasetçi olmalı ama bir yandan da “ben bu halkı peşime takar giderim” diye bir hevese kapılmamalı
4-Gerektiğinde yerini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önereceği isme bırakacak denli kardeşlik hukukuna riayet edebilmeli. Gül-Erdoğan ilişkisi böyleydi.
5-Siyasi hayatında başarılı işlere imza atmış olmalı
6-Türkiye’nin iç ve dış politikalarına hâkim, her tür konuda Tayyip Erdoğan’ın bakış açısını yakalamalı
7-Geçmişinde Erdoğan çizgisinden yalpalamalar ve hatalar bulunmamalı
8-Hayatı ve birikimleri ile kitleler nezdinde saygı uyandırmalı
9-2015 seçimleri dikkate alındığında, seçim meydanlarında kitleleri avucunun içine alabilmeli
10-En mühimi de parti teşkilatlarında sevilmeli, sayılmalı.
Şimdi, yukarıdaki şartların hepsini kendinde barındırabilen bir ismi bulmanın imkânsız olduğunu söyleyecekler çıkabilir. Ben de zaten tamamını kastetmiyorum. Ama bu özelliklerin çoğuna sahip olan isim başbakan olacaktır, emin olun.
Aklınıza gelen isimleri gözden geçirin ve sıralayın. Bu niteliklere en yakını Başbakanlık makamına oturacaktır, emin olabilirsiniz.
Gelgelelim burada olmazsa olmaz üç şart var:
Parti teşkilatı sevip saymalı, güvenilir ve uyumlu olmalı, gereksiz özgüven patlamaları ile genel çizgi dışına çıkmamalı.
Diğer şartlar, bu üç niteliği tamamlayıcı nitelikte.
Benim aklımda iki isim var. Onlar arasında gidip geliyorum.
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dün  “Partiye dönmemden daha doğal bir şey olamaz” açıklamasından sonra bu isme verdiğim şans daha da arttı. Ama yanılıp yanılmadığımı atama yapıldıktan sonra yazacağım.
Peki, Abdullah Gül 27 Ağustos’ta açıklanan isim olabilir mi?
Bu imkânsız çünkü Sayın Gül milletvekili değil.
Başbakanlık Gül’ün 2015’te milletvekili seçilmesinden sonra gündeme gelecektir.
Ama Gül’ün başbakanlığa hazırlanıp hazırlanmadığını da seçim sürecinde zaten hep birlikte anlayacağız.
ÇAMURA YATMANIN MATEMATİĞİ VE TESPİTLER
1-Erdoğan 21 milyon oy almıştır. Diğer iki aday; Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’ı destekleyen CHP, MHP, HDP ve 13 küsur partinin oyu ise 18 milyon 550 bindir. Hepsinin toplamıyla Erdoğan’ın oyu arasındaki fark da 1 milyon 450 bindir. Şimdi çıkıp da “halkın 19 milyonu Erdoğan’a oy vermedi” demek akla ziyan bir utanmazlıktır.
2-Sandığa gitmeyen 5 milyon kişi “benim söyleyecek sözüm yok” demiştir.
3-Selahattin Demirtaş’ın adaylığı ile Kürtler uzun yıllar sonra ilk kez Türkiye genelinde oy kullandılar ve Demirtaş’ın oylarının sıçrama yapmasında bu önemli bir faktördü. Aydın’da, Manisa, Tekirdağ ve Yalova gibi yerlerde yüzde 6-7 oranında solcu ve “Beyaz Türk aydın” tipolojisi oy attığı için bu sonuç çıkmadı. Kimse heveslenmesin bu oylarda katkısının olduğunu ifade ederek. Özellikle Ertuğrul Kürkçü ve Dev-Yol taifesi için söylüyorum bunu. Etleri butları belli; 50 bin oy.
4-Demirtaş, oyları artıran bir aday olarak başarılı sayılmalıdır.
5-Doğu ve Güneydoğu’da Kürt seçmen Erdoğan’a çözüm süreci nedeniyle vefa duygusunu gösterdi. Demirtaş’a oy kayması olmadığı gibi, Erdoğan’a verilen oylar arttı.
6-YSK’nın yurt dışı çalımı yüzünden Erdoğan yüzde 2 oranında oy kaybetti. Çünkü kullanılan oylara bakıldığında oy oranı yüzde 65 görünen Erdoğan, randevu sistemi yüzünden 1 milyon 400 bin seçmenin sadece 300 bini oy kullanınca önemli bir oy katkısından mahrum oldu.
7-2015’e hazırlanan MHP ve CHP ikinci seçim provasını da yapmış oldu ama bu da fiyaskoyla sonuçlandı.
SONUÇ

2015 seçim süreci şu andan itibaren başladı ama CHP ve MHP için değil.

(Türkiye'den)