Oysa yazımın içeriğinde en ufak bir yanlış yoktu!
Özellikle AB ülkelerinde "bir olmazsa olmaz" olan kuraldır bu!
Belli bir yaşa gelen politikacılar yerlerini daha genç olanlara ve bizzat kendi yetiştirdiklerine bırakırlar. Bu yaşlıların tamamen politikadan kopması anlamına da gelmez. Onlar "bir bilen" olurlar ve yerlerini bıraktıkları daha genç olanlar isterse her zaman da yardımlarına koşarlar.
KKTC'de de bunun böyle olmasını arzulamak sanırım yanlış olmaz.
Özellikle dünkü UBP Kurultayı'nın ardından KKTC için yeni bir dönem başlamış olduğuna göre sorun nerede? Cumhurbaşkanlığı makamı haricinde kalan pozisyonlarda ilk olanak olduğunda daha genç politikacıların yer alması tüm KKTC halkının da arzusu.
Türkiye'de de insanlar Süleyman Demirel'lerden, Bülent Ecevit'lerden ya da Deniz Baykal'lardan yeterince çekmedi mi? Süleyman Demirel olanak bulsa neredeyse tekrardan Cumhurbaşkanı olurdu. Bülent Ecevit hangi koşullarda kenara çekildi malum. Deniz Baykal ise eğer bir "video skandalı" yaşanmamış olsaydı hala CHP başkanıydı.
KKTC'de "yaşlılar gidecek, gençler gelecek" dediğimde bazıları belden aşağı saldırarak kıyameti kopardı. Çirkin sataşmalar ile uğraşmak zorunda kaldım. Hatta bazıları ahlaki değerleri bile ayaklar altına alıp kabul edilemez konumları savunmaya kalktılar.
Üstelik bana örnekler verip kendilerini gülünç duruma düşürenler bile oldu. Bana "kolaysa Cemil Çiçek ya da Abdülkadir Aksu için de yazsana" tarzı sataşmalar oldu.
Oysa sözünü ettikleri Cemil Çiçek ve diğer değerli politikacılar AK Parti'nin AB ülkelerinde bile övgü ile örnek gösterilerek "üç dönem sonrası milletvekilliğinin sona ermesi" kuralı nedeniyle zaten gençlere kendi koltuklarını sunmaktalar. AK Parti'yi sevelim ya da sevmeyelim "üç dönem milletvekilliği sonunda görevi başkalarına bırakmak" kuralı gerçekten keşke sadece Türkiye'de değil AB'de de tüm sosyaldemokrat partiler için "olmazsa olmaz" bir kural olsa! CHP keşke böyle bir kuralı uygulayabilse.
KKTC'de UBP'de Nazım Cavuşoğlu, Faiz Sucuoğlu, Suat Atun ya da Ersan Saner gibi isimler önümüzdeki yıllarda sorumluluğu yüklenmesinler mi? Turgay Avcı ya da Tahsin Ertuğruloğlu gibi deneyimli isimler kendilerinden daha genç olanlarla birlikte deneyimlerini sunmasınlar mı?
CTP'de çok takdir ettiğim ve saydığım eski Başbakan ve CTP Başkanı Ferdi Sabit Soyer'in tekrardan partinin başına geçmesini doğru bulmadım diye kimisi bana belden aşağı saldırdı. Oysa demokrasilerde insanlar fikir özgürlüğü kapsamında dilediğini yazabilir. Fikir özgürlüğünü sadece kendileri için hak olarak sayıp ardından benim özgürce düşünmemi yazmama tepki gösterenlerin demokrasi konusunda ne derece özürlü olduğu da bu tavırlarında ortaya çıktı.
CTP'de de Özdil Nami, Birikim Özgür ya da Asım Akansoy ve diğer genç CTP'lilerin artık zamanın geldiğini yazmak niye yanlış olsun?
Aynı şekilde Kudret Özersay ya da Anıl Kaya'ya KKTC'nin ihtiyacı var. "Toparlananıyoruz" oldukça önemli bir sivil toplum hareketi.
Bu nedenle yıllarca eski statükonun emrinde olmaya alışmış olanlar bu tip yazılar yazıldığında kıyameti koparmaktalar.
Ancak ne yapsalar boş artık!
KKTC bugünden itibaren adım, adım ve belki de yavaş ama kesinlikle artık eski KKTC olmayacak.
Yarının Kıbrıs Türk Devleti'nin kendi, kendini en iyi şekilde yönetecek konumda ve yeni genç kadroların yönetiminde ve de Türkiye ile sıkı bir işbirliği halinde bu zor coğrafyada varoluşunu sağlamlaştırması bundan sonranın hedefi olacak.
UBP Kurultayı bu açıdan çok önemli bir dönüm noktası oldu. KKTC için hayırlı bir süreç başlıyor artık!