Papatyalar! Göbeği sarı, gerdanı beyaz, ardı ardına dizilmiş yaprakları lal fakat yuvarlanmış; sevgi pınarlarına vesile olmuş. Yabanice büyümüş kırlarda, nakşetmiş doğallığını o saf süt beyaz yüreğine. Kelebeğe dert vermiş, her düşen yaprağında seviyor mu demiş; öyle ki umudunu son yaprağında ölümüne ararken bile...
Bizler de aldık papatya tacını ve bir misafir olarak bir güzel gence umut olmak için Liverpool yoluna çıktık, iki kocaman yürekli can arkadaş. HAFLA grubunun düzenlediği bu sosyal dayanışmada, bir genç kızımıza ‘yürüme umudu’ olmak, onu yaşama döndürmek hedeflenmişti. Elde edilen gelirle ‘takma protez-ayak’ alınmasına yardımcı olunacaktı.
Yolun başlaması ve bitmesi kaş ile göz arasında geçerken, kendimizi rengarenk bir ortamda bulduk. Adeta Türk kültürü Arap, Lübnan, İngiliz ve adını bilmediğim farklı insanların kültürü ile kucak kucağa gelmiş;müziğiyle, yemeğiyle, danslarıyla, Türk kınasıyla bütünleşmişti. Melek figürleri içindeki beyaz tenli, hatta 18 yaşındakilere bile takla attırabilecek bu güzel endamlı bayanlar, balerinler gibi dans ederken; pür dikkat izleyen insanları, atılan memnuniyet çığlıklarını ve sonrasında çoşkuyla alkışlanan ihtişamlı gösterileri satırlara dökmeden geçmek olmazdı. Sanata, emeğe ve sevgi dolu yüreklere saygısızlık olurdu.
Hanımlar tarafından özel organize edilen yardımlaşma günü, eğlencesiyle göz kamaştırıcılığının yanında bir o kadar da yürekleri hoplattı. Adeta lokum tadında sevgi dolu idi. Biz de köylü güzeli olduk, Pamuk Prenses olduk, korsan olduk... Çam sakızı çoban armağanı sevgimizi döktük figürlerimize. Emeklerimizi paraya dönüştürdük... ve daha nice figürler vardı göz kamaştıran... İşte bu güzel insanlar genç kızımıza yaşam umudu oldu.
Sizlerin de umudu olsun. Genç kızımız, bırakın yürümeyi koşsun artık...Koca yürekli bayanları HAFLA ekibini saygıyla kutluyoruz. Onlar eli öpülecek güzel hanımlar...