Bath şehrine gitmek isteyen yüzlerce kişi tanıdım, Büyük Britanya’da ve şaşılası şey ama Türkiye’de de. Jane Austen okudukları kanaatine vardığım bu sanat sevgisi ve estetik kaygısı olan kişileri pek sevdim. Ne de olsa Bath romantizm, estetik, edebiyat ve mimari demektir biraz da…
Bath…
Bu şehre banyo demeyeceğiz tabi lakin Roma dönemi şifalı su hamamları ile ünlendiği için bu adı aldığı gerçeğini de hatırlamak gerekir. Sanırım görünce bir daha gitmek isteyeceksiniz. Değişik mevsimlerde değişik duygu halleriyle…
Bugün, Bath ile özdeşleşen birkaç kişiden biri olan Richard Beau Nash’ın doğum günüdür. Günümüzde balolardan konferanslara, sofra düzenine dair bildiğimiz, ayıp kabul edilen, uyulması gereken her ne var ise…hepsini ona borçluyuz. Bath şehrini de çekici, yakışıklı yapan odur. 3 Şubat ölüm yıl dönümüdür.
Nash aslında Oxford Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldı ama onun gözü başka bir yerdeydi. Bir gün Bath’a geldi ve hayatı değişti ama Bath’ın da hayatını o değiştirdi ve hatta günümüze yansıyan halini o oluşturdu. Yaveri ekremlikten baş oyunculuğa geçti ve moda, giyim kuşam, davranış ondan sorulur oldu. Öyle bir giyindi ve öyle etkili olmaya başladı ki ‘Beau’ ünvanını aldı. Farklı giyinme cüretinde bulundu ve merak uyandırdı. Kadınlar bile giyim-kuşam ve davranış alışkanlıklıklarını gözden geçirirken ona danıştılar.
Dakik olma ve buluşmak için bir randevu belirleme geleneğini dahi kendisine mal edebilirsiniz. Bir baloya katılan hanımefendinin diğer katılımcıları rahatsız etmemesi için uşağı ile eve dönüş saatini kararlaştırması gerektiği kuralını o koymuştur.
Bir de…‘centilmen kabul edilen beylerin sabahlıkla hanımların huzuruna çıkmamaları onlara saygılı olduklarını göstermeleri bakımından zaruridir.’ der.
Kısaca Nash, törenlerin efendisidir, Hem züppe ama hem de mükemmel giyimli anlamında ‘dandy’ denir ona. Toplantıların, baloların, ziyafetlerin mükemmel düzenleyicisidir ve bu tür eğlence organizasyonlarının standartlarının oluşmasının temellerindedir. Doğru davranışın katı ve bugün bile geçerli olan kurallarını oluşturmuştur. Sofra adabı, çatal tutma, yemek yeme ve ağzı peçete ile silmenin inceliklerine varıncaya kadar. Faaliyetlerini diğer başka şehirlerde de sürdürmüştür ama Bath onun krallığının merkezi ve diğer şehirler de kolonileridir.
Yani kısaca şık, yaman, harika, mükemmel, gösteriş düşkünü, fiyakalı giyinmenin temelinde o vardır. Bir de kumar…ama kumar merakı onu küçültmez…toplumun fakirlerine destek amaçlı olduğunu hatırda tutmak lazım.
Nash’ın züppeliğinin altında temiz giyinmek ama ille de uyumlu giyinmek vardır, nazik davranmak ve nazik konuşmak esastır. Giyim kuşamın kaliteli, etkileyici ve o nispette pahalı olması gerekir ancak eğitim seviyesi ile desteklenmelidir. Hayatımıza sonradan giren ‘sonradan görme’ bir duruşta olmamalı, itici ve yakışıksız durmamalıdır. Modern dönemde özdeşleştirilen marka kaygısının bu duruşta yeri yoktur, satın alma gücü DEĞİL entellektüellik gerektirir ve dolayısıyla romantizmin bir farklı türüdür. Eğitimli ve farklı düşünen zihnin üstünlüğüdür. Bedenin kıyafetle örtülmüş hali değildir, içinde uyum ve sağduyu barındırır. Moda konusunda İngiliz kadınlarının çıtasını yükseltti denir.
Günümüzde içecek markalarının adından şık antika dükkan isimlerine kadar adını bulursunuz bir yerlerde. Sakince bakmak yeterlidir.
Bir gününüzü veya olmadı bir öğleden sonranızı güzel Bath’a ayırmazsanız pişman olursunuz. Bu önerimin şehrin UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde bulunmasıyla bir alakası yoktur.
Beau Nash efendiyi, şanına yakışan muhteşem cenaze töreni ile Bath Manastırı’na gömüldüğünü hatırlayarak…